32 erkekle adada tek başına! 6 yıl kraliçe gibiydi, en son kaçarak canını kurtardı
Savaşlar tarih boyu insanların ve ülkelerin kaderini derinden etkilemiş tarihsel olayların başında geliyor. Kahramanlıklar, hüzün dolu vedalar ve unutulmaz hikâyeler de savaşlarla kayda geçiyor. Kazuko Higa’nın II. Dünya Savaşı’nın bir sonucu olan hikâyesi de 32 erkekle baş başa kaldığı adada geçiyor!
Derleyen: Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr - II. Dünya Savaşı, pek çok insanın hayatını değiştirerek tarihe adını acı izlerle yazdırdı. Çocukların babasız kaldığı, evlerin enkaz alanına dönüştüğü ve 8 ülkeden 80 milyona yakın kişinin hayatını kaybettiği 6 yıl süren savaşın izleri okyanuslarda gemi batıklarıyla, karada uçak enkazları ve askeri ve sivil mezarlıklarıyla hâlâ net şekilde görülüyor. Ancak savaş sırasında yaşanan öyle bir olay var ki eşine benzerine pek de rastlanır cinsten değil. Kazuko Higa’nın sıradan bir kadınken, kraliçe olmasını sağlayan hikâyesi ise içinde bulunduğu Japon gemisinin Amerikan füzeleriyle vurulmasıyla başladı. Higa artık 32 erkekle bir adada baş başa kalmıştı!
KAZUKO HİGA’NIN BAŞINA NE GELDİ?
28 yaşındaki Kazuko Higa, Japon gemisi Amerikan füzeleriyle vurulana kadar eşiyle Anatahan Adası’nda yaşayan bir kadındı. Pasifik Okyanusu'ndaki Kuzey Mariana Adaları'nda bir ada olan Anatahan, takımadaların en aktif yanardağlarından birine sahip olmasıyla öne çıkıyordu, çoğu zaman da terk edilen yerleşim yerleriyle dolu bir yer olarak biliniyordu. Bugünlerde de yerleşim yeri olmasına rağmen, sürekli volkanik patlama tehlikesi nedeniyle ıssız durumda olan ada II. Dünya Savaşı sırasında bambaşka bir hikâyeye ev sahipliği etmişti. II. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru, Shoichi Higa adında bir adam ve eşi Kazuko, Anatahan adası’nda yaşıyordu. Adada yaşayan pek çok Japon olsa da zamanla Higa ailesinin çiftliğinde çalışan adalılar da orayı terk etti. Artık Higa çifti adada baş başa kalmıştı. Ancak Kazuko Higa, eşi Shoichi’nin Saipan'da yaşayan kız kardeşi için endişelerini biliyordu. Bu nedenle genç adamdan çiftliğin sorumluluğunu alarak, kız kardeşinin yanına gidebilmesi için ona yardım etmişti. O sıralarda savaşın harareti dinmiş değildi. Shoichi Higa kız kardeşini de bulamamış, eşinin yanına dönmek içinse tüm çabaları yetersiz kalmıştı. Kazuko Higa artık Anatahan’da tek başına kalmıştı.
Bir gün, Japon gemisi ABD uçaklarından atılan füzelerle vuruldu. Gemiden kaçarak hayatta kalan ve tamamı erkek olan 31 kişi Anatahan Adası’na ulaştı. Yaşları 20-30 arasında değişen bu insanlar Kazuko için bir tehdit olabilirdi. Bu nedenle Shoichi'nin çiftliğinde çalışan Gensaburo Yoshino, kendisinin ve Kazuko'nun evli gibi davranmasını, böylece denizcilerin ona verebileceği zararın önlenebileceğini önermişti. Bu bir süre bu şekilde devam etse de denizcilerden biri olan Morio, Yoshino'yu bıçaklayarak öldürene ve Kazuko'nun hayatına zorla girene kadar sürmüştü. Artık adadaki güç dengesi değişmiş ve tek kadın olan Kazuko kraliçe gibi anılmaya başlamıştı. O kraliçe vasfıyla hep güvende olsa da Kazuko ile birlikte olan erkekler daima tehlike altındaydı. Çünkü adadaki diğer erkeklerle aralarında hep bir çekişme vardı. Bir gün iki adamın düşen bir ABD uçağına rastlamasıysa tüm dengeleri yeniden değiştirdi. İçeride iki tabanca bulmaları, güç dengesini üçüncü kez değiştirdi. Kazuko sonunda Riichiro Yanagibashi ile evlendi. Adadaki tek kadın için yarışan 11 erkek öldükten sonra geri kalan erkekler artık mücadelenin bittiğine karar vermişti. Artık onların hayattaki tek amaçları adadan kurtulmaktı.
‘SAVAŞ BİTTİ, SİZİ KURTARABİLİRİZ'
II. Dünya Savaşı sırasında adada hayatta kalma çabasının yanında, tek kadın olmasıyla kraliçe arı gibi görülen Kazuko için olan mücadele de sona ermişti. ABD gemilerinin gelip adadaki Japonlara savaşın bittiğini söylese de bu güvenilir değildi. ABD isterlerse Japonya'ya dönebileceklerini ve bu konuda onlara destek olacaklarını söylüyordu. Ancak ne yaptılarsa da kimse onlara inanmadı ve herkes adada kaldı.
Kazuko içinse yeni bir savaş başlıyordu. Artık adamlar onun için savaşmayı bırakmıştı ve bu da onun hayatının tehlikede olduğunu gösteriyordu. Kazuko, bölgeden sık sık geçen bir ABD gemisini durdurmayı umarak bir ay boyunca ormanda kaçak yaşadı. Bir gün bu çabası sonuç verdi ve Kazuko Japonya'ya döndü. Tıpkı II. Dünya Savaşı gibi Kazuko Higa’nın savaşı da 6 yıl sürdü. Onun da ABD gemisiyle ülkesine dönmesinin ardından, adada sadece erkekler kalmıştı. ABD gemileri bir süre sonra, ailelerinden mektuplar alarak adadaki erkekleri kurtarmayı bir kez daha teklif etti. Mektuplarda artık savaşın gerçekten de bittiği yazıyordu. Beyaz bayraklar sallandı ve erkekler Amerikan tekneleriyle adadan ayrıldı.
KİTAPLARA VE FİLMLERE KONU OLDU
Kazuko ise Japonya'ya bir kahraman olarak döndü. Bu cesur kadın, 32 erkekle bir adada mahsur kalmıştı. Kocasının onun öldüğünü düşündüğünü ve yeniden evlenerek çocuk sahibi olduğunu öğrenen Kazuko için de yeni bir hayata başlamanın zamanı geldi. Para kazanmanın bir yolunu bulması gerektiğinin de farkındaydı. Önce medyaya yöneldi; hikâyesini anlattı, bir kitap yazdı, oyunlarda ve filmlerde rol aldı. Ancak Kazuko’nun oyunculuğu o kadar kötüydü ki bu meslek onun için pek de uzun vadeli olmadı. Japonya'ya dönen denizciler, adada Kazuko'yu kazanmak için verdikleri mücadeleyi hiçe sayarak, onu kötü duruma düşüren bir kitap yazdılar. Kazuko’nun itibarı büyük bir darbe almıştı. Adamların anlattıklarının gerçek olduğu herkes tarafından kabul edildi ve Kazuko kırsal bir bölgeye taşınmak zorunda kaldı. O günden sonrası ise tam bir muamma. Kimilerine göre Kazuko küçük bir kafe açıp yeniden evlenmişti. Kimileri ise Kazuko’nun eski kocası Shoichi’ye tesadüfen rastladığını ve yeniden evlendiklerini söylüyordu.
1953 yapımı siyah beyaz bir savaş draması olan 'Anatahan' adlı Japon filmi, 1944-1951 yılları arasında Kazuko Higa’nın yaşadıklarından esinlenilerek çekildi. Higa’nın kendi oynadığı film ve yazdığı kitapların yanında pek çok yönetmen ve yayıncı da bu hikâyeyi ölümsüzleştiriyordu. Japon yazar Kaoru Ohno tarafından Pasifik Okyanusu'ndaki Anatahan adasında tutulan bir grup Japon hakkında yazılan 1998 tarihli 'Denizdeki Kafes' adlı roman da onlardan biriydi. Bu kitapta anlatılan Kazuko’nun hikâyesiydi ve tıpkı yaşananlardan 50 yıl sonra bu kitaba ilham verdiği gibi, 1953 yapımı 'Anatahan' filmine de ilham vermişti.