23.12.2024 - 06:45 | Son Güncellenme:
İZMİR DHA İHA
İzmir’in Torbalı ilçesinde, SMA Tip 1 teşhisi konulan 1 yaşındaki İkbal bebeğin tedavisi için başlatılan bağış kampanyası, çocuğun babası Umut Kardeş’in gece kulübünde eğlenirken görüntülenmesiyle farklı bir boyut kazandı. Sosyal medyada ağır eleştirilere maruz kalan baba, yaptığı savunma videosunun ardından otomobilinde başından vurulmuş halde bulundu ve kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Bu olay sosyal medyanın gücünü ve etkilerini yeniden tartışmaya açtı. SMA hastası bir çocuk için yardım kampanyası düzenleyen bir baba, paylaşılan görüntülerle hedef haline geldi. Bu süreç babanın sosyal medya üzerindeki yargılanmasına ve trajik bir sona evrilmesine neden oldu. Yaşananlar, sosyal medyanın yalnızca bir dayanışma alanı değil, aynı zamanda bir mahkeme salonu ve linç platformu haline geldiğini bir kez daha gözler önüne serdi.
1.8 MİLYON TOPLANDI
Hatice ile Umut Kardeş’in kızları İkbal Kardeş’e 18 günlükken SMA Tip 1 teşhisi konuldu. Kardeş Ailesi, kızlarının Zolgensma gen tedavisi görebilmesi için valilik onaylı kampanya başlattı. Sosyal medya aracığıyla da kampanyalarını daha geniş kitlelere yayan aile, vatandaşlar ve sivil toplum kuruluşlarının da desteğiyle 1 milyon 819 bin dolar topladı.
KARDEŞ AİLESİ DAĞILDI
Ne olduysa bundan sonra oldu. İkbal’in babası Umut Kardeş’in önceki gece kulübünde eğlendiğini gösteren anlara ait video görüntüleri sosyal medyada paylaşıldı. Baba ağır eleştirilere maruz kaldı. Anne Hatice Kardeş bu video üzerine eşine tepki gösteren bir açıklama yaptı ve sosyal medyadan paylaştı. Anne Hatice, 4 aydır ayrı yaşadığını Umut Kardeş hakkında Adana Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu, görüntülerle ilgili inceleme başlatıldığını belirtti. Hatice Kardeş devamında ise şunları dedi:
“Hesaplar bloke olduğu için giriş var, çıkış yok. Umut Kardeş denen şahsa elden para vermeyin. Sadece valilik onaylı hesaba atmanızı istiyorum. Sadece adaletin yerini bulmasını istiyorum.”
BABA CANINA KIYDI
Sosyal medyada ağır eleştirilere maruz kalan baba Umut Kardeş, kendini savunduğu bir videoyu sosyal medyadan paylaştı ve önceki gün otomobilinde başına sıktığı tabanca ile intihar etti. Yakınlarının aracında bulduğu baba Kardeş, kurtarılamadı. Umut Kardeş ölmeden önce paylaştığı videoda “Paraları orada burada yiyor’ diye hepiniz beni suçladınız. Hesabı açın bakın, ben bir kuruş para yemiş miyim? Ben eşimi kovmadım. 6 ay değil, 2 ay bile olmadı. Kavga edip gitmedi. Kardeşiyle beraber gülerek gitti. Kimse benim hakkımı ödeyemez. Kızım için neler yaptığımı gören gördü. Bu saatten sonra bu dünyada yokum ama hakkım hiçbirinize helal değil” sözleriyle kendini savundu.
BU İLK DEĞİL
- ODTÜ mezunu mühendis Mehmet Pişkin, 16 Ekim 2014’te sosyal medyada paylaştığı videonun ardından intihar etti.
- YouTube fenomeni Cem Korkmaz, Üsküdar’daki evinde 2017’de kendini asarak intihar etti.
- Denizli’nin Sarayköy ilçesinde yaşayan Mehmet D. (43), 14 Eylül 2020’de sosyal medyada yaptığı paylaşımla helallik istedikten sonra kendisini asarak, intihar etti.
- İzmir, Tire’de 2020’de Osman Kut (42), sosyal medya hesabından yaptığı canlı yayında intihar edeceğini açıkladı ve yaşamına son verdi.
- İstanbul Sultanbeyli’de yaşayan 16 yaşındaki Hasan Can Aşkın, 2022’de sosyal medyadan canlı yayın yaptıktan sonra ormanlık alanda ağaca astığı iple hayatına son verdi.
- Malezya’da 2019’da 16 yaşındaki bir genç kız, sosyal medyada ‘Ölmeli miyim?’, ‘Yaşamalı mıyım?’ sorularını yönelttiği ankette yüzde 69’unun oyuyla hayatına son verdi.
- Amerikalı Chris ve Donna Dawley çiftinin oğlu 2015’te intihar etti. Christopher “CJ” Dawley için Facebook ve Instagram’ın ana şirketi Meta ve Snapchat’in ana şirketi Snap’e “haksız yere ölüm” davası açtı.
- Arakan Müslümanları, Myanmar Ordusu’nun etnik temizliğine katkıda bulunan nefret söylemini engellemediği gerekçesiyle Meta’ya 150 milyar dolarlık tazminat davası açtı.
- Hollanda’da bir araştırmada intihar eden gençlerin yarısının sosyal medya bağımlısı olduğu tespit edildi.
- New Mexico Başsavcısı, Meta’yı çocukların cinsel saldırılara uğramaları konusunda bir platform olmak ve gerekli önlemleri almamakla suçlayan bir dava açtı.
UZMANLAR NE DİYOR
Milliyet’in sorularını yanıtlayan uzmanlar, bu olay üzerinden sosyal medya dinamiklerinin psikolojik, sosyolojik ve etik boyutlarını ele aldı.
-Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Barış Erdoğan: Toplumun özellikle hasta bir çocuğun babasından beklediği ‘fedakâr ebeveyn’ rolünün ihlali kamuoyunu sosyal medya üzerinden daha keskin tepkilere yönlendirdi. Sosyal medya günümüz toplumunda kolektif dayanışma ruhunun yanı sıra güçlü bir gözetim ve yargılama alanı olarak işlev görüyor. Merhamet duygusuyla desteklenen bir yardım kampanyasında bağışın ‘amacına uygun kullanılıp kullanılmadığı’ konusundaki en küçük şüphe dahi dijital platformlarda büyük bir öfkeye dönüşebiliyor. Burada söz konusu kişinin gerçekte yardım paralarını amacı dışında kullanıp kullanmadığını gerçekte bilmiyoruz, kimse bunu araştırma ihtiyacı bile duymuyor ama çok kolay yargılıyoruz. Bu öfke hızlıca ‘linç’ düzeyine çıkarak hedefteki kişinin sosyal itibarını yok edebiliyor. Baba intihar etmeden önce kendisine yöneltilen suçlamalara yanıt olarak yine sosyal medya üzerinden kendini savunan bir içerik paylaştı. Bu paylaşımla sosyal medyanın bir kez daha mahkeme salonu gibi merkezde olduğunu görüyoruz. Yoğun toplumsal baskı, dışlanma ve ‘haksız yargılanma’ duygusu birleştiğinde birey psikolojik olarak ağır bir yük altında kalıyor.
- Klinik Psikolog Aleyna Damla Özcan: Sosyal medya platformları intihar davranışı üzerinde bir risk faktörü oluşturabilir, iyi olduğu kadar, iyi olmayan yanları da vardır. Sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar ya da kişi özelinde kişiye dair yapılan paylaşımların içeriği siber zorbalığa, duygusal sıkıntıya, güvensizliğe ve hatta intihar davranışına neden olabilir. Önlemler alınmalı.
- Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Levent Eraslan: Babanın görüntüleri toplumun vicdanında bir kırılmaya yol açmıştır. Ancak eleştiri, insanlık onurunu zedeleyen bir lince dönüşmemelidir. Bu olay, bir yandan bireysel sorumluluk eksikliğini, diğer yandan toplumsal linç kültürünün tehlikelerini ortaya koyuyor.
- Siber Güvenlik Uzmanı Osman Demircan: Bosyal medya bizi bir felakete sürüklüyor. Vatandaş sosyal medyadan değil aileyle iletişime geçerek fiziki görüşme sağlaması daha sağlıklı olur. -EREN KOCA Haber Merkezi
TEDAVİ İÇİN 3 AYDA 1 TOPLANIYOR
Sağlık Bakanlığı, SMA için dünya ölçeğinde tanınan 3 ilacın 3’ünü de çeşitli şekillerde değerlendiriyor. Üç ayda bir toplanan ve hem tedavi imkânlarındaki gelişmeleri hem halihazırda tedavi gören hastaların seyrini inceleyen SMA Bilim Kurulu, çeşitli tarihlerde 3 ilacın da bazı hastalar için kullanılabilir olduğu yönünde görüş verdi ancak tedavilerin önce ruhsatlandırılması, sonra da devlet ödemesi kapsamına alınması uzun bir süreç.
GÖZLER HASTANEDE
2017’den beri uygulamada olan Sprinraza, Haziran 2023’te Bedeli Ödenecek İlaç Listesi’ne alınarak hastanelerden hızlı ve kesintisiz sunulmaya başlandı. Evrysdi ilacının ruhsatı da Ekim 2024’te verildi, geri ödeme kapsamına alınması bekleniyor. Mayıs 2024’te 75 hastanın uğruna yurt dışına gittiği ve başlatılan para toplama kampanyalarının odağı olan gen terapisi Zolgensma ise ruhsat almaya uzak ama ruhsat için altyapı çalışmaları hızlanıyor. Eski Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 2024 bütçesine ilişkin yaptığı açıklamalarda, gen terapisi için “maliyet sorunu” değil, “uygulama yapılacak merkez sayısının” sorun yarattığını söylemiş ve İstanbul Sancaktepe’de açılacak Hücre ve Gen Terapisi Hastanesi’nde bu uygulamanın yapılabileceğini kaydetmişti. Koca, burada Türkiye’de şu an için mümkün olmayan klinik araştırmaların da yapılması için görüşmelerin yapıldığını duyurmuştu. Bu çerçevede; Sprinraza ve henüz hangi hastalarda kullanılacağı netleşmeyen Evrysdi ile tedavi imkanlarının güçlenmesi; çok ağır hastaların da klinik çalışma çerçevesinde Zolgensma’yı deneyebilmesi bekleniyor. -HANDE ATILGAN / Ankara -