04.03.2021 - 09:57 | Son Güncellenme:
Simit, Türkiye sınırlarını aşarak başta Avrupa olmak üzere dünyanın vazgeçilmez lezzetleri arasına girmeyi başardı. Simidin İstanbul’dan başlayıp Avrupa’ya hatta Amerika kıtasına uzanan başarı hikayesi Osmalı’dan başlıyor. Asırlardır önemli atıştırmalık olma özelliğini sürdüren simidin geçmişi, tarihi kaynaklara göre 14. Yüzyıla kadar uzanıyor. 1593 tarihli Üsküdar Şer’iyye Sicili’nde, has undan yapılan halka şeklindeki ekmek türüne ‘simid-i halka’ adı verilmiş ve gramajı ile fiyatı belirlenmiş. Evliya Çelebi’nin ‘araba tekerleği gibi’ dediği simitler ilk başlarda 432 gramken, 17. Yüzyıldan itibaren küçülüyor ve bugünkü halini alıyor. Pahalı has beyaz undan yapılan simidin, Osmanlı mutfağında da yeri olduğu görülüyor. 2. Sülemyan zamanından kalma 1691 tarihli mutfak defterinde simit var. Osmanlı padişahları, Ramazan ayında iftar yemeğinden sonra yolda saf tutan askerlere hediye ettiği için simit, ‘Padişah hediyesi’ olacak kadar değerli.
DÜNYA SAVAŞI’NDA YASAKLANDI
Padişah hediyesi simidin, günümüze kadar olan yolculuğunda önemli dönüm noktaları bulunuyor. Bunlardan ilki 2. Dünya savaşı dönemi. O tarihlerde un az olduğu için üretimi yasaklanıyor. Simitin var olma mücadelesi 1990’lı yılların sonlarında da fast food akımının artmasıyla iyice zorlaşır. İmdadına ise simit ana ürün olacak şekilde farklı tüketim seçenekleri ve keyifli mekanlarda hizmet veren yerel mağaza zinciri Simit Sarayı yetişiyor. Türk girişimci Abdullah Kavukçu’nun 2002 yılında kurduğu Simit Sarayı, 2005 yılında TÜBİTAK onaylı Türkiye’nin ve dünyanın ilk simit fabrikasını açıyor.
DÜNYANIN ÜNLÜ CADDELERİNE GİRDİ
Geçmişi 600 yıl öncesine kadar uzanan simidin günümüzde sınırları aşarak Avrupa, Amerika, Ortadoğu olmak üzere dünyanın pek çok ülkesine ulaşmasında en büyük rolü Simit Saray’ı oynadı. Simit Sarayı, 2010 yılında Avrupa’da ve 2014’te de Amerika’da ilk mağazasını açıyor. 2015’te ilk mağazasını açtığı İngiltere’de ise 2016’da üretim tesisinin temelini atıyor.
Bugün 25 ülkede mağazası bulunan ve her gün yaklaşık 1 milyon kişiye hizmet veren Simit Sarayı’nın New York’ta 5. Cadde, İngiltere’de Oxford Street gibi dünyaca ünlü alışveriş caddeleri üzerinde mağazası var. Bu da simidin bir dünya markası olması için önemli katkı sağlıyor. Simit Sarayı’nın yaptığı anketlere göre yurt dışında yaşayanlar haftada en az 1 kere mağazalarına uğruyor. Yurt dışına çıkan Türkler’in en çok özlediği şeylerin başında ise simit geliyor. Türkler, yurt dışına çıktığında en çok simit ve Ezine beyaz peyniri özlüyor.
HER İLİN SİMİDİNİN TADI BAŞKA
Yurt dışında tadıyla yabancıların da vazgeçilmezi haline gelen simit ile ilgili yurt içinde ise illerin yarışı var. Neredeyse her il kendi simidinin daha lezzetli olduğunu iddia ediyor. Simidin tarihine bakıldığında İstanbul öne çıkıyor. Simit ilk defa İstanbul’da yapılıyor ve daha sonra buradan Anadolu’ya yayılıyor. Simidin illere göre farklılık göstermesi pekmezleme denilen işlemin farklı yapılmasından kaynaklanıyor. İstanbul simidini diğerlerinden ayıran en önemli özellik de pekmezleme işleminin diğer illerin aksine sıcak değil soğuk olarak yapılması. Ankaralılar ise kendi simitlerinin daha iyi olduğunu iddia ediyorlar. Ankara simidi en koyu olan simit. İzmirliler ise simit yerine gevrek diyorlar. İstanbul ve Ankara simidi bükülerek yapılırken, İzmir simidi düz yuvarlanarak hazırlanıyor. Karadeniz illeri de bu simit yarışında yerlerini alıyor. Bu bölgede susam kullanmadıkları için ‘kel simit’ deniyor. Ayrıca, az susamlı Eskişehir, İzmit, Bursa’nın kazan simidi ve diğer birçok ilin kendine özgü simidinin lezzetleri bir bardak çayla yıllarca masamızdan eksik olmayacak.
Bu bir ilandır.