22.12.2022 - 11:01 | Son Güncellenme:
Şükrü Andaç/ Milliyet Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada pandeminin de “hızlandırıcı” etkisiyle dijital dünyaya olan ilgi tüm zamanların zirvesine ulaşmış durumda. “Bir tanışanın, bir daha bırakamayacağı” bir dünyaya işaret eden dijital ürün ve servislerin hayatı kolaylaştıran ve keyif katan özellikleri sadece kullanıcıları değil, bu alanda iş yapan oyuncuları da yakından ilgilendiriyor.
Tüm dünyada yaşanan ekonomik kırılganlıklara, savaşlara ve salgınlara rağmen teknoloji firmalarından gelen rakamlar gelecekte dijital kalenin çok daha güçleneceğinin hatta yıkılmayacağının güçlü işareti.
Dijital dünya ve gelecek denildiğinde bu işin özellikle altyapı tarafındaki yükünü çeken, sağladığı ürün ve servislerle de katma değerli bir gelir elde etmeyi hedefleyen telekom sektörünün oyuncularının önemi büyük.
Türkiye’de sektörün iddialı oyuncularından Vodafone Türkiye’nin CEO’su Engin Aksoy ile buluşmamızda, bu ve benzeri konuları değerlendirme fırsatı bulduk…
“Bardağın dolu tarafına iyi bakmayı bilen” ve stratejisini, enerjisini bu yönde kullandığını açıkça ortaya koyan Engin Aksoy, yaşanan tüm çalkantılara ve piyasa koşullarına rağmen gelecekten umutlu. Bu iyimserlik İngiltere merkezli global ölçekte iş yapan şirketin Türkiye’de önümüzdeki dönemde yapacağı yatırımların da habercisi.
‘Sektörün güzel yanı…’
Sektörel değerlendirme noktasında, “Bizim alanımızda güzel bir taraf var, ürünümüze olan talep çok ve daha da artıyor. Dijitalleşmenin kurumları ve bireyleri ne kadar dönüştürdüğü, hayatları ne kadar kolaylaştırdığı daha da çok görünür oldu. Bu durum bir yatırım yükümlülüğü ve ihtiyacı getiriyor” diyen Engin Aksoy, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Müşterilerin her türlü ihtiyacını her yerde karşılamaya çalışıyoruz. Bu da çok kritik ve ciddi yatırım gerektiren bir sektör. Dataya ihtiyaç arttıkça yatırıma ihtiyaç artıyor. Yatırım da ancak gelirlerin büyümesiyle karşılanabilir. Bu bağlamda da baktığınızda gelirlerimiz de büyüyor.”
Enflasyon güncellemesi
Özellikle son 1-1.5 yıllık dönemde gelirlerin büyümesiyle yatırım maliyetlerinin artışının aynı oranda olamaması sektör için önemli sıkıntılardan biri.
Engin Aksoy bu konuda, “Bir yandan yatırım yapmaya devam ediyoruz. Yatırımların büyük bir kısmı döviz bazlı geri kalan kısmı da enflasyon bazlı. Ama bizim gelirimiz baktığınızda haberleşme sektörü enflasyon sepeti içerisinde en düşük paya sahip sektör. Müşterilerimize kontratlı abonelikler karşılığında sabit bir fatura garantisi veriyoruz. 12 veya 24 ay... Dolayısıyla müşterilere bu kontrat süresi içerisinde ilave bir ürün almadıkça aynı fiyattan hizmet vermeye devam ediyoruz. Daha düşük oranlarda enflasyon olmasına rağmen Avrupa ülkelerinde enflasyon oranında düzenlemeler yapılmasına izin verildi. Türkiye’de böyle bir durum yok. Gelirlerimizin sağlıklı bir şekilde büyümesi lazım ki sağlıklı bir şekilde de yatırımlarımızı büyütelim. Bu anlamda baktığımızda zorlukları da var” diyor.
Sosyal projeleri ‘büyütme’ planı
Sosyal alandaki yatırımlarını üç ana başlıkta toplayan Vodafone, toplumun dijital dönüşümü (1), cinsiyet eşitliği (2), çevre (3) alanlarında projeler gerçekleştiriyor. Engin Aksoy, bu üç alanda sosyal anlamda yatırımlara devam edeceklerini; burada birkaç tane büyük bir projeleri olacağını ve bunları büyütmeyi hedeflediklerini söylüyor. Şirket “Yarını Kodlayanlar” projesinde 14 yaş altı çocuklara kodlama eğitimi veriyor. 2022 yılında 360 köye ulaşıldı, toplam 290 bin çocuğa kodlama eğitimi verildi. “Dijital Benim” projesinde kadınlara dijital okuryazarlık eğitimi veriliyor, burada da 11 bini aşkın kadına ulaşıldı. Bir diğer proje olan e-atık konusunda verilen bilgiler ise şöyle: e-atıklar toplam dünyadaki atıkların yüzde 1’ini oluşturuyor ama çevre kirliliğinin yüzde 70’i elektronik atıklardan geliyor. Şirket bunları geri toplayarak Yarını Kodlayanlar sınıfları açıyor. 100 mağazada atık toplama alanı var, bunu tüm mağazalara yayacak.
‘Data kullanımı’ yavaşlayacak mı?
Peki Engin Aksoy, 2023 yılı için neler bekliyor?
“2023 yılına baktığımızda biz dijital kanallara yaptığımız yatırımlara devam edeceğiz. Buradaki deneyimi mükemmel hale getirmek istiyoruz. İkinci yatırım alanımız tabii ki mobil altyapımız. Orayı da geliştirmeye devam ediyoruz. Türkiye’nin her yerindeki bugün 99.5’e geldik, şebekemizin neredeyse tamamı 4G hizmeti veriyor. Bu da oldukça iyi bir rakam. 25 bini aşkın baz istasyonumuz var. Data kullanımı belli bir doygunluğa geldi mi, yavaşlar mı? Her yıl kendi içimizde konuştuğumuz bir konu ama ben şunu diyorum, ‘Yok gelmedi ve gelmez de.’ Ben hiçbir zaman da geleceğini düşünmüyorum kısa dönemde. Çünkü içerik artıyor, insanların mobilitesi artıyor. Alışkanlıklar iyice yerleşiyor. Bunların hepsini beraber düşündüğümüzde yine önümüzdeki yıl da data trafiğinin artacağını düşünüyoruz. Pandemi bu işleri biraz hızlandırdı bu bir gerçek. Araştırmalar 6-7 yıl hızlandırdığını söylüyor.”
Akıllı asistan TOBi fark attı
Vodafone Türkiye’nin grubun küresel operasyonları içerisinde iyi bir yerde olduğuna dikkat çeken Engin Aksoy, şöyle devam ediyor: “Bugün bizim akıllı asistanımızı kullanan müşteri sayısı aylık 6 milyona çıktı. TOBi’nin Türkiye’de en çok kullanılan akıllı asistan olduğunu düşünüyorum. BTK verilerine göre müşteri kaybı en düşük olan operatörüz. Bunun da ana sebebinin verdiğimiz bu hizmetler olduğunu düşünüyoruz. Bizim bir sadakat platformumuz var: Vodafone Fırsatlar Dünyası. Vodafone Portekiz’in sadakat programını Türkiye’deki ekibimiz yaptı. İspanya, Almanya, Romanya için de yapıyoruz. İndirimler, kampanyalar, müşterilere özel fırsatlar sunuyor. Orada önemli bir know-how edindik, onu da ihraç ediyoruz.”
5G öncesi, ilave frekans gelir mi?
Türkiye’nin önümüzdeki dönemde telekom sektöründe önemli başlıklarından biri 5G… “Daha önce 2023 yılında olacağına dair açıklamalar yapılmıştı kamu tarafından. Şu anda o açıklamaların biraz askıya alındığını görüyoruz. Yani 2023 yılında lansman ihtimalinin biraz azaldığını görüyoruz” diyen Engin Aksoy, şunları kaydediyor: “Vodafone Grubu 12 ülkede lansman yaptı 5G alanında. İtalya, İspanya, Almanya gibi ülkeler de dahil. 5G’nin kurumların hayatını nasıl dönüştürdüğünü görüyoruz. Türkiye’de de biz iki yerde 5G altyapısını deniyoruz. MESS’in MEXT merkezinde ve Tofaş’ta. Burada verimliliği nasıl artırdığını görüyoruz. Dolayısıyla biz Türkiye’deki kurumlar için elzem olarak görüyoruz. 5G’nin esas fonksiyonu bu data aktarımını çok düşüğe indirgemek. 4G’den 10 kat daha iyi bir hizmet imkanı sağlıyor. 5G’ye geçiş sürecinde de bir an önce geçilmesini diliyoruz ama olmayacaksa da ilave frekansların operatörlere tahsis edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.”