Harcama Limitleri

15 Ocak 2020

Hani zamanında Lineker “futbol on bire on bir oynanan bir oyundur” demiş ya, bizde durum tam olarak öyle değil. Bizim için futbol “milyonlara milyonlar oynanan ve sahada ne olduğundan çok saha dışındaki sonu gelmez ve herkesin kendini kesinlikle haklı ilan ettiği tartışmaların önemli olduğu bir oyundur” demek daha doğru olur.

İşte bu tartışmaların son ama sonuncu olmayan perdesi, TFF’nin belirlediği harcama limitleri konusunda cereyan ediyor.

Bu konunun, kulüpler arasındaki söz düellosundan önce, tam olarak ne olduğunun anlaşılmasında fayda var.

Geçtiğimiz sene TFF, UEFA’nın “finansal fair play” uygulamasına paralel olarak, kulüplerin finansal durumlarını kontrol altına almak için onların harcamalarına bir sınır getirmeye karar vermiş ve Eylül ayında da her kulübün ne kadar harcama limiti olduğuna dair bir liste yayınlamıştı. Bu listede yer alan rakamların hesaplanması oldukça uzun bir mevzuata dayanıyor var ve bu hesaplamanın teknik detayları ile kafa karıştırmak istemem. Bu nedenle özet olarak TFF’nin bu hesaplamaları yaparken, biri gelir – gider farkı, diğeri de net borç/faaliyet gideri oranı olmak üzere iki yöntem kullanıp, limitleri bu iki yöntemin ortalaması

Yazının Devamı

Karaman´dan Kahramana

30 Aralık 2019

Devre arasında teknik direktör değişimlerine alışığız alışık olmasına ama işler hem sahada hem de puan cetvelinde iyi giderken, bir anda teknik direktörle yolların ayrıldığının açıklanması en azılı Ünal Karaman eleştirmenlerine dahi “nasıl ya?” dedirtti.

Karaman’ın bir futbol dâhisi olduğunu ben de düşünmüyorum ama geçen seneden beri Trabzonspor’un her geçen gün biraz daha iyiye gidip bu sene şampiyonluğun en güçlü adaylarından biri olmasında en büyük pay hocanındı.

Ünal Karaman’ın kovulma kokan istifasına, Ağaoğlu’nun deplasmanda kazanılan Konyaspor maçından sonra “tamam da takım top oynamıyor” temalı açıklamanın sebep olduğu söyleniyor. Eğer durum bundan ibaretse burada eleştirilecek çok durum var; mesela kulüp başkanı neden teknik konularda bu kadar derin yorumlar yapıyor? Veya bu nasıl bir top oynayamamadır ki Trabzonspor ligin ilk yarısı son yılların en iyi derecesi ile tamamlıyor? Diğer taraftan, Karaman’ın da sadece bu açıklama üzerine “demek top oynayamıyoruz, o zaman ben de bırakıyorum, bakalım şimdi nasıl top oynayacaklar” şeklindeki yaklaşımı profesyonellikten çok uzak.

Trabzon’un kendine has dinamikleri olduğu malum ama bu “yerel ve duygusal” profil,

Yazının Devamı

Cenk Şahin

15 Ekim 2019

Söze biraz Zankt Pauli’yi (St. Pauli) tanıtmakla başlamam gerek; takımdan önce semti…

Hamburg’u görmüş olanlar bilir, bu şehrin bir yandan diğer gelişmiş Alman şehirleri gibi organize ve güzel görünümlü bir yüzü, bir yandan da alabildiğine bohem, bir o kadar renkli ve alternatif tarafı vardır ve Zankt Pauli bu alternatif tarafın kendisidir. O semte girdiğinizde en küçük kafeden parklara kadar her şeyin farklı, insanların hem kıyafetleri hem de hal ve hareketleriyle bir başka olduğunu görürsünüz. Bu farklılığın temelinde, bu semtin limana yakın oluşunun ve yüzyıllar boyunca denizcilerin uğrak yeri olmasının çok önemli bir payı var ve başta gece hayatı olmak üzere, yeme içme, eğlence ve hayata bakış olarak sadece Almanya’nın değil belki de tüm Avrupa’nın geri kalanından farklı bir hale bürünmüş olan bu semt mevcut kimliğini bugün de “gururla” sürdürmekte.

Bu semtin bir de dillere destan futbol takımı, bu takımın da son derece ateşli, her maç tribünleri tamamen dolduran, yeni kombine kart almak isteyenleri yıllarca bekleten bir taraftar topluluğu var. Bu spor kulübü, semt ile o kadar özdeşleşmiş ki, maç günü tribünleri semtin sokaklarından ayırmak çok zor. Ve Milentor

Yazının Devamı

Tatsız Derbi

29 Eylül 2019

Maçtan önce iki takımın bu seneki istatistiklerine bakanlar Fenerbahçe’nin hem topa sahip olma hem de gerek şut, gerekse gol sayılarından yola çıkarak hücum etme konularında Galatasaray’dan daha iyi olduğunu görmüştü. Nitekim maç Galatasaray’ın evinde olsa da, planlarını sahaya daha iyi yansıtan taraf Fenerbahçe oldu.

Fenerbahçe

Fenerbahçe orta sahası ilk dakikalardan itibaren rakibine üstünlük kurdu, ikili mücadeleleri kazandı ve topa daha çok sahip oldu. Bunun en önemli nedeni hem birçok pozisyonda top çalan hem de gerek kendi kazandığı gerekse arkadaşlarından aldığı topları iyi kullanan Gustavo’ydu. Brezilyalı, Emre’yi çok rahatlattı.

Yakaladığı pozisyonlara karşın Fenerbahçe’nin gol kaydına muvaffak olamayışının nedeni ilk yarıda Tolga, Kruze ve Ozan; ikinci yarıda da yine Kruze ve Deniz’in etkisiz vuruşları veya yanlış tercihleri oldu. Bunun yanı sıra, Rodrigez ve Moses’in olmayışı ve Yanal’ın Ferdi’yi muhtemelen riskli görmesi nedeniyle sarı lacivertliler doksan dakikayı gerçek bir kanat oyuncusundan yoksun tamamladı ve kanatları hiç kullanamadı.

Ersun Yanal’ın ikinci yarıda oyuna aldığı Deniz’i maç bitmeden tekrar kulübeye çekmesini çok beğendim. Zira bu

Yazının Devamı

Üç Hata Üç Puan

17 Eylül 2019

Fenerbahçe’nin savunması, herkes yerinde oynasa dahi, tabiri caizse muhallebi gibi; bir de sol bek, sağ bek ve stoperlerden biri eksik olunca ortaya dünkü gibi trajikomik bir manzara çıktı. Bu cümle ne kadar söylense az: “Sadık veya Serdar, ne kadar hata yaparsa yapsın Jailson’dan daha iyi stoperdir; çünkü stoperdir.

Alanyaspor’un üçüncü golünden önce Ozan Tufan, ayağındaki topla, yüzü kendi kalesine dönükken sağa yani kendi kalesine yani tehlikeli alana dönüyor. Halbuki o pozisyonda sola dönse, topu kaptırsa dahi pozisyon bu kadar vahim bir hal almayacaktı; klasik bir yerinde oynamayan oyuncu hatası.

Yenilgiden sonra Ersun Yanal daha ziyade ilk on biri, oyun planı ve oyuncu değişiklikleri ile ilgili eleştirildi. Fakat bunların ötesinde ve öncesinde onun ve Komoli’nin kadro yapılanmasını eleştirmek gerek. Zira Fenerbahçe kadrosunda sol bek yedeği yok, sol stoper yok, geçen sezon transfer edilen stoperler forma şansı bulamıyor, Adil Rami nerelerde?

Velhasıl futbol, kimi nereye koyarsanız istediğiniz sonucu alabileceğiniz veya sadece istemekle sonuca varabileceğiniz kadar basit bir oyun değil. Tıpkı hayat gibi futbolun da kurallarına uyanlar amacına ulaşıyor. Umarım Ersun

Yazının Devamı

19:05

9 Eylül 2019

Milletçe şekle ve sembollere (gereksiz yere) çok önem verdiğimizden olsa gerek, kulüplerin kuruluş yıllarındaki rakamlarla ilgili ne oyunlar oynayacağımızı şaşırıyoruz; Fenerbahçe 19.07’yi Dünya Fenerbahçeliler Günü ilan eder, Beşiktaş stadyumunu 41.903 kapasiteli yapar, Trabzonspor ve plaka kodu müsait diğer takımlar maçın ilgili dakikasında tribün gösterisine kalkışır vs.

Bu işin zirvesi de geçen hafta TFF’nin, Fatih Terim’in cezasını saat 19:05’te açıklaması oldu. Bu olaydan sonra TFF’nin “saat konusu bir tesadüften ibarettir” şeklindeki sözleri cayır cayır yanan yüreklere düşen bir damla sudan öteye geçemezken, insanın aklına “ey TFF, tamam bilerek yapmamış olabilirsin ama herkes bu rakamlara bu kadar önem atfederken, hiç mi dikkat etmedin cezanın duyurulma saatine” sorusunu getirmeden edemedi.

Fakat bu 1.905 rakamı ile ilk karşılaşmamız değil. 2017 sonunda Fatih Terim bir kez daha Galatasaray’a imza atarken, KAP’a yapılan açıklamada Terim’in maaşının ilgili sezon bitene kadar aylık 1.905 TL, sonraki sezon ise yıllık 3 milyon avro olacağı belirtilmişti. Kaba bir hesapla o zamanın 1.905 TL’si 423 avro yapıyordu. Yarım sezonu altı ay diye düşünsek toplam maaş yaklaşık

Yazının Devamı

Trivelan Yoksa Sen de Yoksun

31 Ağustos 2019

Alman futbol dergisi 11 Freunde’de Kuarejma ile ilgili geçen sene yazılmış bir yazı anımsıyorum. Yazının başlığı şuydu: “Dahi ve Deli”.

Futbolcuysanız, daha doğrusu bir şekilde işe yarıyorsanız, yaptığınız disiplinsiz hareketler normal insanlara kıyasla daha hoş karşılanabiliyor. İşte Kuarejma da tıpkı Balotelli veya Rooni gibi bu durumun tadını sonuna kadar çıkaran futbolculardan biri. Sadece oyun planına bağlı kalmamak değil saha içinde veya saha dışında, rakip veya kendi takımındaki oyunculara karşı disiplinsiz davranmak da nam-ı diğer Q7’nin yetenekleri kadar önemli özellikleri oldu hep. O öyle “ters” bir adam ki Inter zamanında Morinyo dahi kendisini dizginleyemedi.

Kuarejma’ya Portekiz’de, Amerika’nın vahşi atları ile özdeşleşen otomobil markası “Masteng” derlermiş. Başına buyruk olma, özgürlük ve biraz da inatçılık... Fakat diğer taraftan, yetenek, güzellik ve “cool” olma durumu da var bu resmin içinde. Bu iki uçlu olma durumu Kuarejma’yı yıllarca ya tadından yenmeyecek bir yemek ya da evlat olsa sevilmeyecek adam durumlarına soktu. Gününde olduğunda pasları, çalımları ve artık kendisi ile özdeşleşen trivelalarıyla izleyenleri coştururken, bazı zamanlarda

Yazının Devamı

Devşirme Stoper

26 Ağustos 2019

Öncelikle şu savunmacı orta sahalardan stoper yaratma merakından başlamak gerek. Çok eskiden bir Fenerbahçe-Beşiktaş maçı hatırlıyorum. O zaman Fenerbahçe’de olan Gökhan Gönül derbide zorunluluktan stopere geçmiş, çok da iyi bir performans göstermişti. Bu havayla sonraki maça da beklerin arasında başladı ama sonuç fiyasko oldu. Aynı tuzağa hem Milli Takım hem de Fenerbahçe’de Mehmet Topal’ı stoper oynatan teknik direktörler de düştü. Kendi alanında belki de ligin en iyisi olan Topal, stoperde her defasında taraftarlarına saç baş yoldurdu. Fenerbahçe’nin bu hafta yediği golde Ceilson’un elleri arkadan bağlı ve rakibin rahatça yanından geçip Altay’la karşı karşıya kalmasına izin verdiği pozisyon da işte bu kefede.

Açıkçası şu an ben “futbolda her mevkinin kendine has özellikleri var. Özellikle de stoper oynayanların duracakları yeri, rakibe ne zaman müdahale edeceklerini, alanlarını nasıl korumaları gerektiğini bilmeleri gerekir” demekten çekiniyorum zira bunları ortalama bir futbol bilgisi olan herkes bilir ama koca koca teknik adamların bu “bile bile ladeslerini” anlamak gerçekten güç. Sadık ve Serdar yeterince iyi olmayabilir ama en azından stoperdir ve onlar varken başka

Yazının Devamı