13.05.2014 - 13:26 | Son Güncellenme:
Taksim Gezi Parkı eylemlerinde yüzüne yakın mesafeden biber gazı sıkılırken çekilen fotoğrafı ile sembol haline gelen “Kırmızılı kadın” Ceyda Sungur, mahkemede ifade verdi. Kendisine biber gazı sıkan polis memuru Fatih Zengin’den şikayetçi olduğunu belirten Sungur, "70 santimetreden yüzüme gaz sıktı. Kendisi gaz sıkmaktan o kadar keyif almış olacak ki ben sırtımı döndükten sonra da gaz sıkmaya devam etti. Arkamdaki kameraya da sıktı” dedi.
İstanbul 18’inci Sulh ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya İstanbul Teknik Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olan ve Gezi eylemlerinin sembolü haline gelen ‘’Kırmızılı kadın’’ Ceyda Sungur (28) da katıldı. Sungur’a biber gazı sıkarak görevi kötüye kullandığı gerekçesiyle 1 yıldan 2 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan polis memuru Fatih Zengin ise duruşmaya katılmadı.
İstanbul Teknik Üniversitesi(İTÜ) Mimarlık Fakültesi’nde araştırma görevlisi olduğunu ifade eden Ceyda Sungur, "Olay günü Gezi Parkı’nda hukuksuz bir şekilde, mahkeme kararı olamadan yıkım başlamıştı. Ağaçlar sökülmeye başlanmıştı. Parka öğle saatlerinde kepçelerin geldiğini duymuştuk. Üniversitenin kampüsü çok yakındı. Parkın yok edilmesine karşı protesto hakkımı kullanmak için parka gittim. Polise karşı herhangi bir direnişte veya eylemde bulunmadım. Orada 100-150 kişi duruyordu. Hiçbir uyarı duymadık. Bir anda polis gaz sıkmaya başladı. Arbede yaşandı. İnsanlar kaçmaya başladı. Yere düştüm. Ayağa kalktığımda polisle çok kısa bir anlığına göz göze geldik. Amiri ‘sık, sık, sık’ diye bağırıyordu. Zaten o da biber gazını sıkmaya hazırdı. Polis memuruna yarım metre kadar yakın mesafedeydim. Polis memuru herhangi bir uyarı yapmadan bir şey söylemeden biber gazını yüzüme doğru sıktı" dedi.
Yüzümde yanma olduğunu ve nefes almakta zorlandığını söyleyen Sıngur konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bana orantısız bir şekilde sırtımı döndüğümde sırtıma gelecek şekilde yüzüme ve gözüme doğru gaz sıktı. Hatta o kadar keyif almış olacak ki ben sırtımı döndükten sonra sıkmaya devam etti. Arkamdaki kameraya da sıktı. Olayın şoku ile rapor almayı düşünemedim. O günden sonra gaz sıkılması nedeniyle herhangi bir rahatsızlığım olmadı. Ancak o gün biber gazı sıkıldıktan sonra bir saat boyunca acı çektim. Rapor almak için Adli Tıbba sevk edilmek istiyorum.’’
Sungur’un avukatı İlkay Bahçetepe ise biber gazının bu kadar yakın mesafeden sıkılmasının ölümlere neden olabileceğine dikkat çekerek, aynı zamanda işkence suçunun oluştuğunu savundu.
Benzer vakalarda ölümlerin meydana geldiğini söyleyen avukat Bahçetepe, “Biber gazı haksız, aşırı orantısız yasalara ve hukuka aykırı şekilde kullanılmıştır. Müvekkilimin sağlığını etkileyecek şekilde orantısız bir müdahale yapılmıştır. Görevsizlik kararı verilerek dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
Sanık polis memuru Fatih Zengin’in avukatı Funda Sadıkahmet ise olaya ilişkin farklı açılardan alınmış kamera görüntülerinin bulunduğunu belirterek, “Özellikle mesafeyi netleştirecek görüntüler mevcut. Mahkemeye sunacağız. Süre istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Ceyda Sungur’un suçtan zarar görmesi nedeniyle katılma talebini kabul eden yargıç, olaya ilişkin tüm görüntü kayıtlarının mahkemeye gönderilmesi için savcılığa yazı yazılmasına, bu kayıtların savcılıkta bulunmaması durumunda ise ön inceleme yapan İstanbul Valiliği ve emniyet müdürlüğü ile mülkiye müfettişlerinden istenilmesine karar vererek duruşmanın ertelenmesine karar verdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede Gezi Parkı eylemlerinde 'kırmızılı kadın' olarak tanınan Ceyda Sungur'a gaz sıkarak görevini kötüye kullandığı öne sürülen polis memuru Fatih Zengin hakkında TCK 257/1 maddesi gereğince 1 yıldan 2 yıla kadar hapsi istenmişti. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianamede Zengin'in Ceyda Sungur'a bir metreden daha az mesafeden yüzünü hedef alarak biber gazı sıktığı, gazdan etkilenen Sungur'un arkasını dönmesine rağmen polisin gaz sıkmaya devam ettiği kaydedilmişti.
İstanbul 4’üncü Asliye Ceza Mahkemesi ise polis memuru Fatih Zengin hakkında TCK 257/1 maddesi gereğince dava açıldığını ancak 257/1 ve 2’inci maddelerindeki temel cezanın üst sınırının 8 Aralık 2010’da yapılan değişiklikle 1’inci fıkrada 2 yıla, 2’inci fıkrada 1 yıla kadar hapis gerektirdiğini belirtmişti. Bu nedenle davaya bakma görevini sulh ceza mahkemesine ait olduğunu ifade eden İstanbul 4’üncü Asliye Ceza Mahkemesi görevsizlik kararı vererek dosyayı İstanbul 18’inci Sulh Ceza Mahkemesi’ne göndermişti.
Ceyda Sungur hakkında ise "Halkı Kanuna Uymamaya Tahrik" suçundan yürütülen soruşturma sonunda suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verilmişti.