İstanbulİstanbul'da halıya sarılarak denize atılan kadın cinayetine ilişkin davada ara karar

İstanbul'da halıya sarılarak denize atılan kadın cinayetine ilişkin davada ara karar

04.03.2025 - 17:28 | Son Güncellenme:

- Büyükçekmece'de, Sedef Güler'in halıya sarılmış ve ayaklarına ağırlık bağlanmış şekilde denizde ölü bulunmasına ilişkin davada Yavuz Güngör ve Fırat Baykara'nın tutukluluk hallerinin devamı kararlaştırıldı- Firari olarak arandığı sırada Güngör'ün Yunanistan'a gönderilmesine aracılık ettiği iddia edilen sanık Yiğit Hüseyin Ayvalık'ın ifadesinin alınması için yakalama kararı çıkarılmasına hükmedildi

İSTANBUL (AA) - Büyükçekmece'de, Sedef Güler'in halıya sarılmış ve ayaklarına ağırlık bağlanmış şekilde denizde ölü bulunmasına ilişkin davada ara kararını açıklayan mahkeme heyeti ağırlaştırılmış müebbet hapsi talebiyle yargılanan 2 sanığın tutukluluk hallerinin devamını kararlaştırdı.

Haberin Devamı

Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanıklardan Fırat Baykara, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.

Duruşmada maktulün annesi Gülizar Sezer, ablası Sevda Güler ve taraf avukatları da yer aldı.

Sanık Baykara, suçsuz olduğunu ispatlamak için savunmasını mahkeme huzurunda yapma talebini iletti.

Mahkeme, sanığın talebini kabul edip, sonraki celsede savunma yapmasını kararlaştırdı.

Diğer tutuklu sanık Yavuz Güngör ise SEGBİS sisteminde yaşanan yoğunluk nedeniyle bağlantı kurulamaması üzerine savunmasını yapamadı.

Müşteki Gülizar Sezer, kızının vahşice katledildiğini söyledi.

Sezer, "Onlar duruşma salonunda benim karşımda olacaklar, öyle beyanda bulunacağım. Adaletin benim arkamda olmasını istiyorum. Ben çocuğumun cenaze haberini bile basından öğrendim." dedi.

Haberin Devamı

Tanık Zafer Erciyes, emlakçı olduğunu anlatarak, olayın gerçekleştiği evin sanıklardan Fırat Baykara tarafından kiralandığını belirtti.

Maktul Güler'in arkadaşı Ayça İdil Özer ise sanık Yavuz Güngör'le sosyal medyadan tanışıp, sevgili olduklarını kaydetti.

Maktul ile bu sanığın kendisi aracılığıyla tanıştığını ifade eden Özer, şunları belirtti:

"Yavuz, Sedef'e iş bulma konusunda yardımcı olabileceğini söyleyince telefon numaralarını aldılar. Sonra ben sezonluk bir işte çalışmak için Sedef'in ablası Sevda'yla Marmaris'e gittim. Marmaris'te Sevda ve ben konuşmak için Sedef'i aradık. Aramalar ya meşgule düştü ya da açılmadı. Sonra telefonlar da çalmamaya başladı. Biz endişelenmeye başladık. Sedef'in annesini aradık. İş için görüşmeye gittiğini söyledi. Sedef'in sanık Yavuz'la buluştuğunu düşündüm. Çünkü Yavuz, Sedef'e iş bulacağını söylemişti. Yavuz'u aradım. Bana 'Sedef'le görüşmedim, haber alırsanız bana da söyleyin.' dedi. Çok soğukkanlı bir şekilde konuştu, hiç şüphelenmedik. Biz endişelendiğimiz için Sevda'yla İstanbul'a dönme kararı aldık. Adli Tıp Kurumunda Sedef'in cesedinin tespit edildiğini öğrendik. Yavuz'un bir kere arabasında silah gördüm. Üç defa aynı ortamda bulunduk, hepsinde uyuşturucu kullandı. Sedef ve Yavuz sadece iş için görüştü."

Haberin Devamı

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamını kararlaştırdı.

Mahkeme, firari olarak arandığı sırada Yavuz Güngör'ün Yunanistan'a gönderilmesine aracılık ettiği iddia edilen sanık Yiğit Hüseyin Ayvalık'ın ifadesinin alınması için yakalama kararı çıkarılmasına hükmedip, duruşmayı erteledi.

- İddianameden

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 7 Haziran 2024'de Büyükçekmece Mimar Sinan Mahallesi Gülcemal Sosyal Tesisleri önündeki balıkçı barınağının bulunduğu mevkide yapılan incelemelerde, maktulün cesedinin sarıldığı halının çuval ve perde parçalarıyla çevrildiği, maktulün ellerinin koli bandıyla, ayaklarının ise zincirle ağrılık bağlandığının tespit edildiği belirtiliyor.

Maktulün kesin ölüm nedenin tespit edilebilmesi için cesedin Adli Tıp Kurumuna sevk edildiği aktarılan iddianamede yer verilen olay yeri inceleme raporunda, maktulün sarılı olduğu halının üzerinde "Karaca" isimli halı yıkama fabrikasına ait etiket olduğunun tespit edildiği, fabrika görevlileriyle yapılan görüşmelerde Z.E'nin halının sahibi olduğunun anlaşıldığı kaydediliyor.

Haberin Devamı

Bu kişinin emlak işiyle uğraştığının, halının bulunduğu daireyi sanık Fırat Baykara'ya kiraladığının kaydedildiği iddianamede, cesedin bulunduğu halı etrafında bulunan kahverengi perde ve halı üzerindeki un çuvalı parçalarının, kalan kısmıyla kanlı eldivenin, vestiyerde asılı çanta içerisinde maktul Güler'e ait kimlik bilgilerinin olduğu eşyaların bulunduğu ifade ediliyor.

İddianamede, maktulden alınan parmak iziyle yapılan Otomatik Parmak İzi Teşhis Sistemi (APFIS) sorgulamasında cesedin Güler'e ait olduğu, dairenin sanıklar Fırat Baykara ve Yavuz Güngör tarafından beraber kullandığının tespit edildiği aktarılıyor.

Sanık Yavuz Güngör ile kızı H.Y. Güngör'ün ikamet ettiği adrese ait kamera kayıtlarının incelendiğine dikkati çekilen iddianamede, Güngör'ün 4 Temmuz 2024'de siteye girdiği, ardından Onur Özbey'in Güler'i adrese getirdiği, H.Y. Güngör'le maktulün tartıştığı, bunun üzerine 5 Temmuz'da Yavuz Güngör'ün Sedef Güler'le siteden ayrılıp, sanıklar Fırat Baykara'nın evine gittikleri ve bir süre sonra Fırat Baykara'nın de eve geldiği vurgulandı.

Haberin Devamı

Sanıkların adreste tespit edilemeyen bir nedenden dolayı Güler'i öldürdüklerinin tespit edildiğinin altı çizilen iddianamede, bu kişilerin cesedi yok etmek için plan yaptıkları, bir gün sonra buluşmak üzere evden ayrıldıkları kaydediliyor.

İddianamede, sanıkların 6 Haziran 2024'de tekrar buluştukları, cesedi Mimar Sinan Köprüsü'nün bulunduğu yere atmaya karar verdikleri, cesedi koyacakları valizi, zinciri ve ağırlığı aldıkları belirtiliyor.

Firari olarak aranan sanık Yavuz Güngör'ün, sanık Yiğit Hüseyin Ayvalık'ın aracılığıyla Yunanistan'a gönderildiği ancak daha sonra ülkeye iadesi sağlandığı aktarılan iddianamede Güngör'ün Edirne'de yakalandığı aktarılıyor.

İddianamede sanıklar Yavuz Güngör ve Fırat Baykara hakkında "çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor.

Ayrıca sanık Yiğit Hüseyin Ayvalık hakkında ise "suçluyu kayırma" suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası isteniyor.


Yazarlar