11.04.2014 - 14:41 | Son Güncellenme:
Çanakkale’de, EPA foto muhabiri Kerim Şevket Ökten’in bluetooth kulaklığına yıldırım isabet ederek ölmesi, teknoloji ve doğa ilişkisini tartışmaya açtı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Astrofizik Araştırma Merkezi ve Ulupınar Gözlemevi Müdürü Prof. Dr. Osman Demircan, nemli ve yıldırımlı havalarda kullanılan elektronik aletlerin büyük risk oluşturduğunu söyledi.
Kerim Şevket Ökten’in kullandığı bluetooth kulaklığa yıldırım isabet etmesinin çok nadir görülen bir olay olmasına rağmen her kesin başına gelebileceğini söyleyen Prof. Dr Demircan, “Bildiğimiz elektronik aletler, yüklü parçacıkların hareketiyle çalışıyor. Bunlar pozitif veya negatif yüklü olabilir. Örneğin bizim elektronik aletimiz negatif yüklü parçacıklarla çalışıyorsa, başka bir yerde de pozitif yüklü parçacıklar varsa bunlar birbirini çekebilir. O çekim ışık hızıyla oluyor. İşte biz buna yıldırım diyoruz. Bu akım eğer insan vücudundan geçiyorsa, hasar veriyor. Öldürmeyebilir de. Bunun dereceleri var, çok küçük etkilerden ölüme kadar. Dünkü bu olay çok şiddetli olmuş. Burada benim anladığım, bluetooth kulaklıkta yüklü parçacıklar var. Çalıştığı zaman, elektronlar bir yerden bir yerlere akıyor. Bulutlarda da ters akımlı parçacıklar varsa, bunlar birbirini çekiyor. Bu akım kulaktan giriyor, elektrik akımının yönlendirmesiyle vücutta dolaşıyor ve bir yerden çıkıyor. Bu yüklü parçacıkların birikimi, motosikletin metal aksamında da olabilir. Arabanın kapı koluna dokununca elektrik çarpmasının sebep budur. Motosikletin gövdesinde biriken yüklü parçacıklar vardır. Bunlar lastiklerden yere geçemediği için birikiyor. Yere geçse, tehlike ortadan kalkar. Ama birikince bu tür tehlikeler olabiliyor” dedi.
Çevre şartlarının da bu olayda etkili olduğunu söyleyen Prof. Dr. Demircan, “Etkinin bu kadar büyük olması, ender bir olay. Açık alanda, nemli yağmurlu havalarda meydana gelir. Olayın olduğu yere yakın bölgede, daha büyük bir ağaç, minare, paratoner varsa, yıldırım oraya yönlenir. Ama çevrede sizden başka bir çekim alanı yoksa, size geliyor. Bu olayda çevrede başka bir şey olmadığını anlıyoruz. Bütün elektronik aletler yüklü parçacık toplamış oluyor. Bunlar çalışır durumdaysa, nem varsa, ıslaksa, elektrik akımı hızlanır. Bu, bulutlardaki akımı hızlandırır ve yıldırım düşer. Bu riski almak istemiyorsanız elektronik aleti kapatacaksınız. Ben de bildiğim halde dikkat etmiyorum. Aslında bu tür aletleri kapatmakta fayda var” diye konuştu.
Yıldırımdan korunmak için güvenli yerlerin ise arabaların içi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Demircan, “Bu parçacıkların akımı sırasında siz yol üzerindeyseniz yıldırım çarpabilir, ama çevrede metal kafes varsa, bu metal yapı olabilir, araba olabilir, bu metalin içindeyseniz yıldırım sizi etkilemiyor. Bu çok ilginç bir olay. Fizikte ‘faraday kafesi’ deniyor. Örneğin arabadayken yıldırım inerse, antenden iner, arabanın dış yüzeyinden dağılıp toprağa iner ve sizi etkilemez” dedi.