KurucasileCoğrafi işaret alan 200 yıllık taş sac geleneğini yaşatıyor

Coğrafi işaret alan 200 yıllık taş sac geleneğini yaşatıyor

04.12.2023 - 10:18 | Son Güncellenme:

Coğrafi işaret alan 200 yıllık taş sac geleneğini yaşatıyor

Coğrafi işaret alan 200 yıllık taş sac geleneğini yaşatıyor

Ayhan ACAR/KURUCAŞİLE(Bartın),(DHA) - BARTIN'ın Kurucaşile ilçesindeki 4 ‘taş sac’ ustasından biri olan Mustafa Kayık (50), kayalardan çıkarılan taşın gerekli işlemler sonrası yemek pişirme sacına dönüştürülmesi işlemini 35 yıldır yaparak 200 yıllık geleneği sürdürüyor. Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından coğrafi işaretli ürün tescili alan taş sacın genellikle balık, tavuk, et ile ekmek yapımında kullanıldığını belirten Kayık, “Bizi görenler çok şaşırıyorlar. Bu zamanda bu meslek kaldı mı? Bizim için ‘ekmeğini taştan çıkarıyor’ diyorlar. Bize 'Yontma Taş Devri’nden kalma' diyen oluyor. Biz doğal bir taşı yontarak, işledikten sonra yağ ile silip kullanıma hazır hale getiriyoruz” dedi.
Bartın Valiliği, Bartın İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Kurucaşile Kaymakamlığı ve Bartın Ticaret ve Sanayi Odasının girişimleriyle taş sac 2021 yılında Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından ‘Kurucaşile Taş Sac’ olarak menşe adı kategorisinde 'Coğrafi İşaretli Ürün' olarak tescillendi. 200 yıldır halk arasında ‘Yufka taşı’ olarak bilinen taş sac, özel yöntemlerle Karaman köyünde çıkarılmaya devam ediliyor. 4 taş ustasından biri olan Mustafa Kayık da, evinin yanındaki kayalık alanda kazma, tokmak, çivi ve balta ile taşa şekil vererek taş sac çıkarıyor. 35 yıldır taş sac yaparak, geçimini sağlayan ve 200 yıllık geleneği devam ettiren Kayık, babasından öğrendiği teknikle ve eski yöntemle taşları yerinden çıkartarak işliyor. Eski yöntemlerle yapılan taş sac, balık, tavuk, et, yufka ile ekmek yapımında kullanılıyor. Hızlı ısınma ve ısıyı sabit tutma özelliği sayesinde büyük ilgi gösterilen taş sac siparişle satılıyor.
"15 DAKİKADA ISINIYOR, ÇABUK SOĞUMUYOR"
Mustafa Kayık, taş sac işini yapan 4'üncü kuşak olduklarını söyleyerek, “Biz bunu yapan 4’üncu kuşağız, şu anda bunu sadece bizler yapıyoruz. Gücümüz yettiği kadar çalışmaya gayret ediyoruz. Önce biz burada çalışacağımız madeni buluyoruz ve üst katmanındaki katmanları aşarak, aşağıya iniyoruz. 4 kişi bu işi yapıyor. Herkesin bu madeni farklı farklıdır. Taşı bulduktan sonra pergelle taşın etrafını çevirdikten sonra murç çakarak, bir kaç kez tokmakla vuruyoruz, sonra taş kendisini bırakıyor. Daha sonra bu taş 10-15 santim oluyor, biz kazmalarla bunu 2 santime kadar düşüyoruz. Silme, zımparalama ve yağlama işleminden sonra hazır hale geliyor. Bu taşın özelliği üzerinde yufka, ekmek veya mangal yaptığınız zaman duman ve is olmuyor. Bu taş üzerine konulan yiyeceğin ilk önce içini pişiriyor, sonra dışını pişirmeye başlıyor. Bu taşın bir özelliği de pişirdiğinizi yakmamasıdır. Taş altındaki alevle kısa sürede yani 15 dakika ısınıyor ve çabuk soğumuyor" dedi.
‘BİZİ GÖRENLER YONTMA TAŞ DEVRİNDEN KALMA DİYOR’
Dedelerinden kalan bu mesleğin bitme noktasına geldiğini söyleyen Kayık, “Bizden sonra bunu yapacak birisi de yok artık, bu el sanatı bitme noktasına geldi. gençler de zor işler olduğu için yapmak istemiyorlar. Bizi görenler çok şaşırıyorlar. Bu zamanda bu meslek kaldı mı? Bizim için ‘ekmeğini taştan çıkarıyor’ diyorlar. Yontma taş devrinden kalma diyen oluyor. Biz taşı doğal bir taşı yontarak, işledikten sonra yağ ile silip kullanıma hazır hale getiriyoruz. Bu taşta pişen her ürün çok lezzetli oluyor. Bu taşta bir mangal veya ekmek yaptığımız zaman başka bir yerde o tadı bulamazsınız. Bu taşın en büyük özelliği ısıyı belirli bir oranda tutmasıdır. Isınması 15 dakika soğuması da yaklaşık 1 saat sürüyor. Kısacası üzerinde ne pişirirseniz pişirin kesinlikle yanmaz” diye konuştu. (DHA)
FOTOĞRAFLI

Yazarlar