Piyasaları yerli oyuncuların daha fazla domine ettiği bir dönemden geçiyoruz. Yaşanan trend bir süre daha bu yönde gidebilir. Yakında yatırımcı güvenini ön plana çıkaran aksiyonlar gelebilir
Piyasalarda yaşanan dalgalanmalar, rekabetçi kur üzerinden ortaya konan beklentiler, reel getiri arayışı, giderek daha fazla kafası karışan yatırımcı profilini getiriyor. Her alandaki sadeleşme, seçenek olarak yatırım alternatiflerinin artması, yabancı çıkışının yaşandığı bu zor dönemde yerlilerin piyasayı daha fazla domine etmesine neden olabilir. Geliştirilen çözümlerin biraz daha yatırımcı güvenini ön plana çıkaran aksiyonlara dönmesi önemli. Bu noktada dolar ve borsadaki hareket yakından izlenilmeli.
Hareket sürebilir
Dolar kuru 2020 yılına 5,95 TL seviyesinde başladı ve 11 Eylül itibari ile 7,495 TL’ye çıkarak yüzde 25,96 oranında değer kazandı. En son eylül başında 7,40’ın üzerine çıkarak 7,60’a doğru hareketini başlattı. Ancak öncü teknik göstergeler momentumun güçlü olmadığını gösteriyor. Buna rağmen 7,40’ın üzerinde kalındığı sürece yükseliş yönündeki hareket devam edebilir.
Moody’s’in raporunun geçtiğimiz temmuz ayında risklere işaret etmesi ve bunun fiyatlanması kurda kırılganlığı artırmıştı. Bir süre 6,83-6,85 aralığında park eden dolar kurunun şimdi 7,50 sınırını üst baraj kabul ederek bir süre bu seviyelerde yatay harekete dönmesi beklenebilir. Ancak gelişmeler hep risklere ve olumsuz gelişmelere vurgu yapıyor bu da TL’nin kırılganlığını artırıyor. Kredi kuruluşlarının bir kur atağı beklemesi ve kırılganlıkları öne çıkarması bu yönde fonların hareket ataklarını ve spekülatif işlemlerin önünü açabilir. Bu da oynaklığın artması anlamına geliyor.
BIST 100’de ne oluyor?
Yıla 1.149’dan başlayan BIST 100 Endeksi haftayı 1.102’den kapattı. Sene başına göre yüzde 3,63 ekside. Piyasalarda etkileşimli bir hareket yaşanıyor. Kurun hareketlenmesi ile birlikte BIST 100’de güçlü direnç seviyelerinde zorlandı. Endekste ağırlığı yüksek hisselerde yabancıların payı hala yüksek. Moody’s kararı sonrası yabancıların hisse satışları kademeli olarak devam edebilir. Bunun etkisi de hissedilecektir.
Ancak dolar bazında dip seviyelerde olunması nedeniyle maliyetler düşünülerek satış baskısı zayıf kalabilir. Yabancı yatırımcılar bu yıl gerçekleştirdikleri 5,9 milyar dolarlık net satışla 1997 yılından bu yana en yüksek satışı gerçekleştirdi.
Kredi notlarında ‘pandemi’ etkisi
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye ekonomisinin bu yıl corona virüsü şoku nedeniyle küçüleceğini, gelecek yılsa reel büyüme kaydedilebileceğini geçtiğimiz temmuz ayında dile getirirken yeni bir kur şoku riskine işaret etti. Dünya ölçeğinde pandemiden kaynaklı ekonomilerde daralma yaşanırken ülke kredi notlarında da düşüşler kaçınılmaz oluyor. Kredi derecelendirme kuruluşlarınca açıklanan değerlendirmeler riskin sürdüğünü gösteriyor. Moody’s bu yıl içinde 65 ülkeye yönelik 83 değerlendirmede bulunurken bunun 51 tanesi negatif oldu. Kurum bu süre içinde 23 ülkenin kredi notunu düşürdü. Hakkında değerlendirme yapılan ülkeler arasındaki Hindistan’ın kredi notu düşürülürken yatırım yapılabilir en son seviye olan “Baa3” seviyesine indirdi . Görünümü “negatif” olarak tutması ise düşme olasılığının devam ettiği anlamına geliyor. Hong Kong ’un notunu da “Aa3” seviyesine indirirken iyi not olarak nitelendirilen kategorinin alt sınırına geriledi. Güney Afrika’nın notu ise yatırım yapılabilir seviyesinden “Ba1” olan kırılgan seviyeye düşürdü. Burada da “negatif” görünümü korudu. Umman’ın kredi notunu da yatırıma uygun değil, spekülatif düzeyden “Ba3” olan yatırım yapılamaz, önemli derecede spekülatif düzeyine indirdi. Arjantin’in kredi notu aşırı riskli seviyeden “Ca” seviyesine yani iflasın eşiğinde düzeyine düşürürken görünümü “negatif” olarak belirledi. Ekvador’un görünümünü de “negatif” olurken ülkenin kredi notu çok riskli seviyesinden “Caa3” iflasın eşiği kategorisi içinde yer alıyor.
Avrupa kırılgan mı?
Moody’s Avrupalı ülkeler için bir kredi notu değişikliğine gitmedi. Bununla birlikte Romanya’nın görünümünü “durağan”dan “negatif”e çevirdi. Norveç, Karadağ ve Fransa’nın görünümünüyse “pozitif”ten “durağan”a değiştirdi. Diğer uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarında Türkiye’nin not ve görünüm durumu şöyle; Fitch Ratings: Kredi notu BB- ve görünüm negatif, Standard & Poor’s: Kredi notu B ve görünüm “durağan”. Söz konusu notlar, yatırım yapılamaz kategorisinde bulunurken ekonominin aşırı spekülatif olduğu anlamına geliyor.
Moody’s kararı fiyatların içinde
Piyasalar için son duruma bakıldığındaysa BIST 100 Endeksinin haftayı 1.102 seviyesinde kapattığını görmekteyiz. Dolar/TL kuru 7,4761, euro/TL 8,8571, faiz oranıysa 13,24 seviyesinde bulunuyor. Altının onsu ise 1.940 dolarda. Geldiğimiz kur seviyesi yabancı satışları ve BIST 100 Endeksinin durumu göz önünde bulundurulduğunda Moody’s’in değerlendirmesinin fiyatların içerisinde yer aldığı gözlenmekte.
Notlar neden önemli?
Moody’s ve benzeri kredi değerlendirme kuruluşlarının raporları borç veren ülkeler ve fonlar için önemli bir referans kaynağı. Bu nedenle piyasalar tarafından yakından takip ediliyor. Söz konusu notların aşağıya kayması kredi verecek kuruluşların aldığı riskin de artması anlamına geleceğinden buna bağlı olarak faiz oranlarının yükselmesine ve borçlanma maliyetinin artmaya sebep oluyor. Aynı şekilde ülkeye gelen fonların çıkmasına yol açıyor. Bu nedenle kredi derecelendirme kuruluşlarının yaptığı değerlendirmeler önemli olmakta.