Piyasalarda önceden belirlenen fiyatlarda bir anda devreye giren ‘robotlar’ piyasaları alt üst edebiliyor. Doların 7 TL ile tavan yaptığı günlerde robotların iş gücü ikiye katlanmış.
Teknoloji hızla gelişiyor, robot emirlerin ağırlığı artıyor. Türkiye’de sermaye piyasalarıysa dar boğazdan çıkamıyor. Borsada yatırımcı sayısı 1 milyon 173 bin. Aktif olarak 300 bin yatırımcı piyasaları izliyor. Bunlar içerisinde 20 bin yatırımcı ise online platformları takip ediyor. Üstelik Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) Başkanı Erhan Topaç, algoritmik işlemlerin Türkiye’de yüzde 18’lere çıktığını dünyada ise ABD ve belirli ülkelerde günlük işlem hacmindeki payının yüzde 50’yi aştığını belirtiyor.
Yatırımcıların, iletişim ve algılama ile geçirdiği zamanı robotlar alım ve satımla değerlendiriyor. Açıklanan verilerin olasılıklarının tanımlandığı karar mekanizmalarını işleten robotlar, sonuçlara göre pozisyon alırken, gün sonunda kayıp ve kazançları göz önünde bulundurarak alım ve satım yönünde işlem yapabiliyor.
16.4 milyara koştu
Teoride piyasalarda hacmi artırması nedeniyle olumlu karşılanan robot işlemler özellikle kriz dönemlerinde ise paniğin artmasına yol açabiliyor. Dolar kurunun hızla değer kazandığı geçtiğimiz 10/13 Ağustos günlerindeki çıkışa bağlı olarak borsada yaşanan dalgalanma da bunu daha net gösterdi. Günlük ortalama 8 milyar TL olan işlem hacmi anılan işlem günlerinde bir anda 16,4 milyar TL’ye çıkarken sonraki günlerde de bu dalganın azalarak devam etmesine yol açtı. Söz konusu işlemler gün içi fiyat marjının ise yüzde 10’a kadar çıkmasına yol açtı. Normal zamanlarda piyasayı canlandıran robot işlemler kırılgan dönemlerde ise panik havasının doğmasına yol açabiliyor.
Sert hareketler
Mevcut duruma baktığımızda Sermaye piyasalarındaki hareketler oldukça sert olabiliyor. Bunun nedeni piyasaların hacminin istenen seviyede olamaması. Doğal hacim artışı ise robot işlemler yerine yatırımcı sayısının artması ile daha sağlıklı büyüyecektir. Hâlihazırda Türkiye’nin toplam nüfusu 80 milyon. 25 ile 65 arasındaki nüfus ise 41 milyon. Sermaye piyasalarındaki toplam yatırımcı sayısı ise 16 milyon. Bunun 11 milyonunu yani yüzde 68’ini zaten emeklilik yatırım fonu ve otomatik katılım emeklilik fonları oluşturuyor. 2.9 milyon fon yatırımcısı, 1 milyon 173 bin hisse yatırımcısı, 81 bin özel sektör tahvil yatırımcısı, 12 bin de varant ve VDMK yatırımcısı bulunuyor.
Toplam sermaye piyasalarının büyüklüğü ise 773 milyar TL. Yani sermaye piyasalarının toplamı 3 trilyon 104 milyar TL olan Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın sadece yüzde 25’ine tekabül ediyor. Ancak bu oranın yüzde 60-70’lere çıkması doğal hacim artışına olanak tanırken yabancı sermayeye bağımlılığın da önüne geçecektir. Bu yolla şirketler daha yüksek risk ve maliyet içeren banka kredileri yerine sermaye piyasalarından kaynak temin etme imkânına kavuşabilecektir.
‘Sanayide’ satış arttı, kâr düştü
Borsada işlem gören şirketlerin tümü bilançolarını açıkladı. Açıklanan bilançolara göre şirketlerin görünümü de ortaya çıktı. Borsada işlem gören 237 sanayi ve hizmet şirketinin 391 milyar TL olan satışları 524 milyar TL’ye çıktı. Satışlardaki artış yüzde 34 oldu. Aynı dönemde Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 24,52 olurken daha çok şirket girdilerini etkileyen Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) yüzde 46,15’e çıktı. Satış gelirleri bir önceki yıla göre artsa da kârlar yüzde 2,44 oranında azaldı. Verilere göre şirketlerin satış geliri yüzde 34 artarken maliyetlerdeki artış oranı da yüzde 31’e ulaştı. Bu da karlılığa olumsuz yansıdı.
Diğer faaliyetlerinden gelirleri yüzde 193 oranında artan firmaların diğer faaliyet giderleri ise yüzde 270 arttı. Kur ve faiz artışı şirketlerin maliyetlerine yansıyınca kârlar ister istemez bir önceki yılın gerisine düştü. Kur hareketlerine baktığımızda 2017 yılının dokuz aylık döneminde ortalama dolar kuru 3,57 seviyesinde bulunurken dönem sonu kapanışı 4,51 düzeyindeydi. Bu yılın aynı dönemde ise ortalama dolar kuru 4,78 olurken dönem sonunda 5,76 oldu. Dolar kuru ortalamaya göre yüzde 33, dönem sonundaysa yüzde 27 artış gösterdi. En fazla etkilenen sektörler ise bayındırlık ve imar, bilişim, bina, boya, çimento, dayanıklı tüketim, ticaret, enerji, gıda, kağıt, gübre, tekstil oldu.
Yabancı gelmeden yükseliş zaman alır
Yerli yatırımcının sayısı borsada artmıyor. Bu nedenle yükselişler ve ataklar yabancı yatırımcıdan geliyor. Onların da kemikleşmiş olan alım oranı yüzde 61’li seviyeler. Payları yüzde 61’lere geldiğinde yeniden artmaya başlıyor. Yüzde 65’lere yaklaştığında da yeniden satışlar geliyor. Bu oranın yüzde 70’lere çıkması ve borsanın ciddi bir atak gerçekleştirebilmesi, yeniden uzun vadeli fonların Türkiye’yle ilgilenmesiyle mümkün olabilir. Türkiye’ye uzun vadeli fonlar dış ilişkilerde dengelenme sürecinin sağlanması, fiyat istikrarı, ekonomide büyüme ile yeniden başlayacaktır.
Kur tahminleri revize ediliyor
- İsviçre merkezli yatırım bankası Credit Suisse: Yıl sonuna kadar dolar/TL 5.10 seviyesine gerileyebilir.
- Japon kredi derecelendirme kuruluşu JCR: Dolyar kurundu teorik olarak 4.60’lar görülebilir
- Rabobank: Dolar ve Euro kurları yılsonuna kadar 5 TL ve 6 TL seviyelerini görebilir.