Pandemi sonrasında en hızlı yükselen sektör ulaştırma oldu. Sektördeki hisselerin ortalama yıllık getirisi yüzde 348 seviyelerinde. Peki, beklentiler devam edecek mi? Kurumlar hisse beklentilerini revize ediyor.
Pandemiden en fazla etkilenen sektör olan ulaştırma, son bir yılın ise en gözdesi konumunda bulunuyor. Kovid-19 salgını Aralık 2019’da ilk Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkmasının ardından Şubat 2020’den itibaren tüm dünyaya yayıldı ve en derin etkilenen sektör havacılık oldu. Salgının etkisinin azalması akabinde de bu defa en hızlı yükselen yine havacılık sektörü. Son bir yılda sektördeki hisselerin ortalama değer artışı tüm hisseleri geride bırakarak yüzde 348 seviyelerinde gerçekleşti.
Peki, hisselerdeki hareket sonlandı mı? Kurumların revize tahminlerine bakıldığında önümüzdeki süreçte yüzde 50’nin üzerinde prim potansiyeliyle yine en gözde sektörlerin başında ulaştırma geliyor.
Peki sektörde riskler yok mu? Elbette var. En önemli risk olası bir kaza olurken petrol fiyatlarındaki artış da bir diğer talebi etkileyebilecek faktör.
THY ve Pegasus
Ulaştırma sektöründe en önemli iki oyuncu Türk Hava Yolları ve Pegasus. Türk Hava Yolları’nın piyasa değeri 97 milyar 773 milyon lira. Pegasus’un piyasa değeri ise 26 milyar lira. Türk Hava Yolları’nın piyasa değeri özkaynalarının altında ve mevcut piyasa değeri yıllık kârının sadece 4,9 katı. Bu nedenle hisselere yatırımcı ilgisi sürüyor. Pegasus’un sermayesi 102 milyon lira. 26 milyar lira piyasa değeri olan Pegasus henüz zarardan kâra geçmiş değil.
Yatırımcı volatil hareketten kaçmalı
1-) Volatilitenin aşırı arttığı, günlük hareket marjlarının yükseldiği hisseler yatırımcılar için risk taşıyor. Bunun ana nedeni profesyonellerin kısa vadede kâr sağlamaya yönelik işlemleri. Özellikle robot emirler sert iniş çıkışlara yol açıyor. Bireysel yatırımcılar ne kadar hızlı hareket ederse etsin algoritmalarla gerçekleşen işlemlerin süratine yetişmeleri mümkün olamıyor.
2-) Kısa vadede oluşan yüksek getiriler yatırımcılar için cazip gelse de asıl büyük kazancın birikim ve uzun soluklu adımlarla gerçekleştiği unutulmamalı.
3-) Günlük gelişmelerden etkilenmemenin en iyi yolu bilgilenmektir. Hızlı fiyat hareketlerinin olduğu dönemlerde bilgiyi artırmalı.
4-) Satışlarını artırmayı başaran, yeni pazar yaratabilen şirketler koşulların olumsuzlaştığı dönemlerde de güçlü kalır.
5-) Yükselişlerin hacimle desteklenmesi ve istikrarlı seyir yatırımcıların tercih nedeni olmalı.
Faiz kararı ve piyasaların seyri
Borsa haftayı 3.281’den tamamladı. Dolar kuru 18,41’e yükseldi. Euro/TL 17,85 oldu. Euro/dolar ise 0,96 seviyesinde. Altının onsu 1.643 doları gördü. Borsa haftalık bazda yüzde 2,8 oranında düştü. Euro yüzde 2,2 değer kaybetti. Geçtiğimiz hafta gram altın yüzde 0,5; dolar yüzde 0,85 ve mevduat yüzde 0,12 arttı.
22 Eylül bütün dünyada merkez bankaları günü oldu. Gün içerisinde dokuz merkez bankası faiz kararını açıkladı. Kararlarını açıklayan sekiz merkez bankasının yedisi faizi artırdı. Sadece biri indirdi. Bir tanesi de sabit tuttu. Birleşik Krallık Merkez Bankası (BoE), Norveç Merkez Bankası (Norges), İsviçre Merkez Bankası, Filipinler Merkez Bankası, Endonezya Merkez Bankası, Tayvan Merkez Bankası, Güney Afrika Merkez Bankası faiz artırdı. Brezilya Merkez Bankası politika faizini yüzde 13,75’te sabit tutarken TCMB faizi indirdi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası politika faizini 100 baz puan indirerek yüzde 12’ye düşürdü. Faiz kararın ardından dolar/TL 18,4140 seviyesini görerek tarihi zirvesini test etti. Karar metnindeki en önemli cümlelerden biri ise, “Kurul, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarını güçlendirmeye devam edecektir” ifadesi oldu. Bu ifade piyasa katılımcıları tarafından faiz indirimlerinin devam edebileceğine dair yorumlandı. Faizlerin düşük seyrinin sürmesi alternatif yatırım araçlarındaki hareketleri canlı tutmaya devam edecek. Dolar kurunda kademeli yükseliş sürecektir. Borsa güçlü alternatifler arasında yerini koruyor.