Tarih 17 Mart 2015…
Genel seçime 3 ay var.
HDP lideri Selahattin Demirtaş, partisinin grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Seni Başkan yaptırmayacağız” diye 3 kez üst üste sesleniyor. Demirtaş’ın tek cümlelik açıklaması niyeyse dünya gündemine oturuyor!
O açıklama aslında Türkiye’de bir Anti-Erdoğan cephesinin kurulduğunun ve HDP’nin de bu cepheye dışardan destek vereceğinin ilanı anlamına geliyor.
O tarihten sonraki 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 genel seçimleri, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi, 16 Nisan 2017 referandumu, 24 Haziran 2018 genel seçimi, 31 Mart 2019 yerel seçimi ve 14 Mayıs 2023 seçimlerinde bu cephe adeta tek bir parti gibi hareket ediyor.
Merkez soldan merkez sağa, sözde milliyetçisinden ayrılıkçı -bölücü partiye… Hepsi tam 9 yıl boyunca Demirtaş’ın “Seni Başkan yaptırmayacağız” sloganının peşinde koştu. Hedef Erdoğan gibi görünse de masada Türkiye’nin üniter devlet yapısı vardı.
Millet her seferinde okyanus ötesi destekli bu projeyi sandığa gömdü. Erdoğan’a “Yürü” dedi.
“Seni Başkan Yaptırmayacağız” siyaseti 14 Mayıs akşamı itibariyle tarih oldu. Ancak hala 90+3’ün oynandığını düşünen, altın gol peşinde koşan birileri var.
Başak Demirtaş’ın İstanbul adaylığı onlara verilmiş bir uyarı.
Türkiye’de Erdoğan karşıtı cephe yeniden kurgulanıyor. Muhtemelen muhalefetteki mevcut aktörlerin tamamı ile vedalaşacaklar.
Kim mi bu kurguyu yapanlar?
Tabii ki, 7 Mart 2015’te Demirtaş üzerinden Erdoğan’ı “Seni Başkan yaptırmayacağız” diye tehdit edenler.
Lafın tamamını anlatmaya gerek yok. Her şey ortada..
SİHA karın doyurur mu?
Tüm dünyanın dikkatini Türkiye’nin üzerine çeken gelişmeyi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan duyurdu: Mısır’ın Türkiye’den drone alması gündemde. Fidan’ın “Onlara insansız hava araçları tedarik etmek üzere bir anlaşma yaptık. Akdeniz’in güvenliği için Mısır ile ciddi ilişkiler kurmamız gerekiyor” açıklaması iki gündür dünya basınının gündeminde.
Sadece Mısır değil. Birleşik Arap Emirlikleri de (BAE) Türkiye’nin SİHA’ları ile yakından ilgileniyor. BAE aynı zamanda “Dünyanın ilk SİHA gemisi” olarak da tanımlanan TCG Anadolu gemimizin de peşinde.
Yabancı medya Türk savunma sanayiine artan ilginin nedeni olarak SİHA’ların “Suriye, Libya, Azerbaycan ve Ukrayna’daki çatışmalara etkilerini” gösteriyor. Batılıların kendilerine bile itiraf edemediği yalın gerçek ise şu: Türkiye sessiz sedasız dünya savaş konseptini değiştirdi.
Bu girişin ardından gelelim yazının başlığındaki sorunun cevabına…
Evet.. SİHA’lar ve Türkiye’nin 185 ülkeye ihraç ettiği savunma sanayii ürünleri karın doyurur..Hem de öyle böyle değil..
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) verilerine göre ilk 100 savunma sanayii şirketi listesinde 4 firmamız var. ASELSAN 60, BAYKAR 76, Türk Havacılık Uzay Sanayii 82, ROKETSAN 100.sırada… Bu listede tam 42 ABD şirketi bulunuyor. Listenin en başındaki 5 şirket de yine ABD’nin. Amerikan firmaları 2022’de 302 milyar dolarlık silah satışı yaparak tüm satışların yüzde 51’ini gerçekleştirdi. Listedeki 8 Çinli şirketin gerçekleştirdiği satış ise 108 milyar dolar.
Bizim 2023 yılı savunma sanayii ihracatımız ise yüzde 27’lik artışla 5,5 milyar dolara yükseldi. Yani almamız gereken daha çok yol var. Ama bu alanda önümüz otoban gibi açık.
2023’te 10.2 milyar dolarlık yeni sözleşmeler imzaladık. Bir önceki yıl 170 ülkeye ürün ihraç ederken 2023’te bu sayı 185’e yükseldi.
Afrika’ya helikopter satıyoruz. Radar sistemlerimiz ihraç edilebilir boyutlara geldi. İHA-SİHA ihraç eden ve üreten ilk 3 ülke arasındayız. Uçak gemisi yapabilen 10 ülkeden biriyiz. Torpido üretiminde ilk 5’teyiz. Türkiye savunma sanayii sektöründe pazar payını hızlı adımlarla artırıyor. Yakın dönemde sorunlar yaşadığımız Mısır ve BAE’nin kapımızı çalması boşa değil.
Savaş ve kaos yüzyılında savunma sanayiinde güçlü olmak, yüz milyarlarca dolarlık petrol ve doğal gaz rezervlerine sahip olmakla eşdeğer. Hatta onlardan çok daha etkili bir zenginlik…