Türkiye’nin en karanlık 10 yılıydı 90’lar. Finali Adapazarı depreminden sonra bir depremzedenin kameralara yansıyan “Nerede bu devlet?” sorusuyla yaptık.
Devlet uykudaydı. Daha doğrusu, siyasi ve ekonomik krizlerle geçirilen 10 yılın doğal bir sonucu olarak bitik durumdaydı. Ankara’ya iki saat mesafedeki Adapazarı’na bile iki gün sonra ulaşabiliyordu.
Gelelim bugüne. Yandık, bittik denilen 2021 Türkiye’sine. Ne felaketler eksik oluyor hayatımızdan ne de doğal afetler... Terörle mücadeleyi, pandemiyi saymıyorum bile. Ama devlet dimdik ayakta. Selde, yangında, depremde vatandaşının yanında.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yıllar önce “Tüm vatandaşlara aynı nazarla bakan, hızlı ve etkin hizmet üreten, hizmetkâr devlet anlayışına geçiyoruz” sözleriyle çerçevesini çizdiği ‘hizmetkâr devlet modeli’ tıkır tıkır işliyor.
Bu modelde bakanlar dâhil kimse masa başında, klimalı odalarda mesai tamamlayamıyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum... Tam 70 gündür sahada. Haziran ayı başında Marmara’da görülen müsilajı temizlemek üzere Ankara’dan ayrıldı. Bir ay süren çalışmalar sonucu Marmara müsilajdan kurtuldu. Bir sonraki durağı 13 Temmuz’da sel felaketine uğrayan Rize oldu. Burada sekiz gün kaldı. 28 Temmuz günü yangınla sarsılan Manavgat’a gitti. Alanya, Gündoğmuş, Akseki ilçelerinde yangından zarar gören tüm köyleri tek tek gezdi, hasar tespit çalışmalarına katıldı. 8 Ağustos’taki durağı yangınla mücadele eden Marmaris ve köyleriydi. 15 günlük yangın mesaisinin ardından Ankara’ya uğramadan selin vurduğu Bartın ve Kastamonu’ya geçti. 35 gündür evine gidemiyor.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu... O da tam 36 gündür sahada ve Ankara’dan uzakta. 14 Temmuz’da Rize’ye geçen Soylu, 22-29 Temmuz arasını Artvin/Arhavi sel bölgesinde, 30 Temmuz-2 Ağustos arasını Antalya yangın bölgesinde geçirdi. 2-11 Ağustos arasında Muğla yangın bölgesinde kaldıktan sonra Kastamonu sel bölgesine geçti. Hâlâ da orada.
Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu... O da 15 Temmuz’dan beri sahada olan bakanlardan. Rize’deki sel felaketiyle başlayan saha mesaisi, Antalya, Muğla, Marmaris, Aydın yangın bölgeleri ve an itibarıyla Sinop sel bölgesinde devam ediyor.
Enerji Bakanı Fatih Dönmez... Dokuz gün Muğla yangınında, yedi gün de Kastamonu ve Sinop sel bölgelerinde olmak üzere 16 gün afet bölgelerinde çalıştı.
Ve Tarım-Orman Bakanı Bekir Pakdemirli. 28 Temmuz’dan beri mesaisini sahada sürdüren bakanlar arasında.
Bakanların görevi çalışmak. Sahada olmaları da son derece normal. Zaten onlar sahada olduğu için artık kimse “Nerede bu devlet?” diye sormuyor. Vatandaş gözünü çevirdiği her yerde devleti de bakanları da görebiliyor.
Eksiklikler, hatalar yok mu? Elbette var. Ama önce şu felaketleri bir savuşturalım, yaraları saralım. Sıra onların konuşulmasına da gelir.
Boğaziçi’nin asıl sorunu
Dünya Üniversiteleri Akademik Sıralaması (ARWU) 2021 açıklanmış.
Bilin bakalım ilk 100’ giren üniversitemiz hangisi olmuş? Tabii ki ve maalesef böyle bir üniversitemiz yok.
Ama ilk 500’e giren var. Sadece bir tane olsa da o listeye bizden bir üniversite adını yazdırmayı başarmış. Biliyorum, aklınıza ilk Boğaziçi geliyor ama değil. İlk 500’ün içinde İstanbul Üniversitesi var.
İlk 1000’de ise yedi üniversitemiz var. Sırasıyla Dokuz Eylül, Hacettepe, Ankara, Ege, Gazi, İTÜ ve ODTÜ.
Boğaziçi yine yok! “Devletin atadığı rektörü istemeyiz” diyen, 4 Ocak 2021’den beri sırtlarını rektörlüğe dönerek protesto eylemi yapan akademisyenlerin üniversitesi bırakın ilk 500’ü, dünyanın ilk 1000 üniversitesi arasında bile sayılmıyor!
Demek ki neymiş? Boğaziçi’nin sorunu akademik bağımsızlık ve rektör değilmiş. Sorun başkaymış. rdrframe1 O sorunun ne olduğunu da bir zahmet protestocu akademisyenler bulsun. Her şeyi devletten beklememek lazım değil mi?