Filyos’tan 170 kilometre açıkta, Karadeniz’in tam ortasında, Türkiye’nin altıncı nesil ultra derin deniz sondaj gemisi Fatih’ten bildiriyorum.
Yaşanan onca olumsuzluğa, insanlığın başına bela olan küresel salgına, depremlere, sellere ve en son içimizi acıtan orman yangınlarına inat sevindirici bir haberim var.
Karadeniz’de, Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını sona erdirecek, orta vadede toplumun tamamına derin bir oh çektirecek çok ama çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Önce kısa bir hatırlatma.
Hikâye bir yıl önce, tam olarak bu yazıyı yazdığımız yerde başladı. Ağustos ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk müjdeyi verdi: Tuna-1 kuyusunda 320 milyar metreküplük doğal gaz bulduk. Ekim ayında aynı bölgede 85 milyar metreküp ve geçtiğimiz haziran ayında da Amasra-1 kuyusunda 135 milyar metreküplük bir keşif daha gerçekleştirdik. Şu an açıklanmış 540 milyar metreküp doğal gaz rezervimiz var. Türkiye’nin yıllık tüketiminin 50-55 milyar metreküp olduğunu düşünürsek, Karadeniz’de 10 yıllık ihtiyacımızı karşılayacak bir doğal gazımız var. Bu gazı sadece evlerde kullansak bize 25 yıl yetebilir. Üstelik bulduğumuz gaz kalorifik, kimyasal ve fiziksel değerler açısından son derece kaliteli.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile Fatih gemisinin helikopter pisti üzerinde konuşuyoruz. Arkamızda Karadeniz’de bulunan gazın ilk ateşinin yakıldığı diğer sondaj gemimiz Kanuni tüm heybetiyle duruyor. Bakan Dönmez iddialı: Bize önce ‘Gaz arayamazsınız’ dediler, aradık. ‘Arasanız bile bulamazsınız’ dediler, bulduk. Sonra ‘O gazı çıkaramazsınız’ demeye başladılar. Nasıl bulduysak, öyle çıkaracağız. Şu an Kanuni gemisinin arkasında yanan doğal gazı, denizin ortasında nasıl yaktıysak, en kısa sürede karada da yakacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Sadece bir yılda gazı bulup, ilk ateşi yakmak önemli. Bu işleri bilenleri bile hayrete düşüren bir ilerleme bu. Romanya neredeyse 10 yıl önce Karadeniz’de gazı buldu ama bir adım ileri gidemedi. Türkiye ise bir yılda ilk ateşi yaktı. Bakanın gazı karaya ulaştırmak için işaret ettiği tarih 2023. Türkiye’nin yerli ve milli doğal gazı denizin 2 bin metre altından 169 kilometrelik boru hattıyla Filyos Limanı’na, oradan da tüm Türkiye’ye iletilecek.
Fatih gemisinde geçirdiğimiz sürede beni en çok ümitlendiren ayrıntıya geliyorum şimdi. Türkiye sahip olduğu gemiler, bu alanda yetişmiş insan gücü ve bilgi birikimiyle daha çok keşifler yapacak bir noktaya gelmiş durumda. Denizin altından gelen işaretler de o yönde. Bakan’dan en alttaki personele kadar müthiş bir özgüven var ekipte. Bunu konuştuğunuz herkesin yüzünden okuyabiliyorsunuz. Karadeniz’de doğal gaz aranacak daha çok bölge var. Bakan Dönmez’in ifadesiyle, “Milyonlarca yıldır denizin altında sıkışmış olan gaz artık beni buradan çıkarın” diyor. Türkiye’nin 540 milyar metreküplük doğal gaz rezervinin trilyon metreküplerle ifade edileceği günler uzak görünmüyor. Çünkü kritik eşiği aştık. Teknolojimiz, insan kaynağımız, inancımız ve hırsımız var. Yeni keşifler ve müjdeler bize bekliyor.
“Hepsi iyi hoş da bu keşiflerin vatandaşın cebine yansıması ne zaman olacak?” dediğinizi duyar gibiyim. Şu gaz Filyos Limanı’na bir ulaşsın, o da olacak. En geç 2023’te ocağı Karadeniz’in gazıyla yakmaya başlayalım, gerisi kendiliğinden gelecek. Yılda 50 milyar doları enerji ithalatı için harcayan bir ülkeyiz. Bu paranın cebimizde kaldığını, kaynakların eğitime, sağlığa, altyapıya aktarıldığını düşünün. 10 yıl içinde bugünkü Türkiye’nin üzerine bir Türkiye daha kurulur.
Karadeniz bir başlangıç. Daha bunun Akdeniz’i var. Anadolu’da gerçekleştirilen ve ümit vadeden petrol aramaları var. Bizim Fatih gemisine ulaşmamız biraz zahmetli oldu ama buna değdi. Açık denizde sevdiklerinden uzakta fedakârca çalışan Türkiye Petrolleri personelini, bakanlık görevlilerini, Fatih’i, Kanuni’yi gördük. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle, onlar bizim ‘Doğal Gaz Milli Takımımız.’ İyi ki varlar. İyi ki onları tanıdık. Moral bulduk...