Zafer Şahin

Zafer Şahin

zafer.sahin@kanald.com.tr

Tüm Yazıları

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun 140journos’ta yayınlanan “CeHaPe zihniyeti” adlı belgeselini izledikten sonra Cumhurbaşkanı adayı olacağına dair kafamda hiçbir şüphe kalmadı.

Kemal Bey belgeselde milliyetçi-muhafazakâr seçmene göz kırparken eski CHP’yi adeta gömüyor. Eski CHP ve onun genel başkanları statükocu, içe kapanık, muhafazakârlara ve sağ seçmene mesafeli olarak tanımlanıyor. Kılıçdaroğlu ise bu şablonun tamamen dışında bir siyasetçi olarak gösteriliyor.

Hem Kemal Bey’in açıklamaları hem de belgeselde konuşan gazetecilerin değerlendirmelerinde bu algı işleniyor.

Haberin Devamı

- Eski CHP bu kafayla iktidar olamazdı. Kemal Bey bunu gördü ve yaptığı açılımlarla muhalefeti koordine eden bir lider haline geldi.

- İyi Parti ve Akşener’in siyaset sahnesinde kendine yer bulmasını Kemal Bey sağladı.

- Kemal Bey olmasaydı ne Ekrem İmamoğlu ne de Mansur Yavaş seçim kazanamazdı. Hatta aday gösterilmezdi.

- Erdoğan sert ve kavgacı. Kılıçdaroğlu ise uzlaşmacı ve mütevazı... vs. vs...

Kemal Bey’in ittifak ortağı olduğu partilerin seçmenlerine kendini beğendirme çabası içine girmesinin haklı ve makul sebepleri var. Erdoğan gibi kendi tabanıyla etkileşim içinde olan ve başka partilere ihtiyaç duymadan farklı kesimlerden oy alabilen bir lider değil.   

Önünde tek bir yol var. Merkeze Erdoğan antipatisini koyup, diğer partileri ve seçmenlerini bu antipati üzerinden sayısal olarak aynı potada buluşturmaya çalışıyor.

Bunu becerebilir mi? Mümkün... Çünkü Türkiye’deki muhalefetin tek sermayesi Erdoğan antipatisi. Ama Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olması da ihtimal dâhilinde.

Kemal Bey muhalefeti gerçekten iyi koordine ediyor ama kendi tabanına yüzde yüz hitap edebilen bir lider değil. Yok sayılan, statükocu ilan edilen, muhafazakârları ve HDP oylarını kazanmak için görmezden gelinen taban acaba Kemal Bey ve dostlarına istediği desteği verir mi? İşte orası biraz belirsiz.

Bu arada “CeHaPe zihniyeti” belgeselinin fikir babası galiba Mehmet Bekaroğlu.

Kendisinin 2016 yılında Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı sıfatıyla hazırladığı “Tarihi Dönüm Noktasında CHP” adlı bir rapor var.

Haberin Devamı

Bekaroğlu, 22 sayfalık raporda CHP’nin 6 okla ifade edilen temel ilkelerini eleştirmiş ve ‘Türk milleti’ yerine ‘Türkiyelilik’  kavramının kullanılması, vatandaşlık tanımının yeniden yapılması gibi önerilerde bulunmuştu.

Kılıçdaroğlu’nun belgeselini izlerken aklıma Bekaroğlu’nun “CHP’ye dindarlar, Kürtler ve yoksullar oy vermiyor. Bu yüzden tek başına iktidar olamıyor. CHP toplumda Müslümanlıkla sorunlu bir parti gibi algılanıyor. Laiklik kavramını yeniden tanımlamalıyız” gibi tespitleri geldi.

Beş yıl önceki raporla 140journos belgeselinde konuşulanlar hemen hemen aynı.

Çok eleştirilen ‘CeHaPe’ zihniyetinin Bekaroğlu çizgisi için terk edilmesi gerçekten de tarihi bir dönüm noktası...

Akşener’in unuttuğu devlet geleneği

Türkiye’de hükümetler, siyasi aktörler, iktidar ve muhalefet partileri belli aralıklarla değişir.

Ama iktidarda ve muhalefette kim olursa olsun asla değişmeyen dört temel dış politika hassasiyeti vardır.

Haberin Devamı

Kıbrıs davası, Azerbaycan meselesi, sözde Ermeni soykırımı iddiaları ve Filistin.

Bu dört meselede Türk siyasetinden çatlak ses çıkmaz. (HDP hariç) Çünkü bu uzun yıllar boyunca oluşmuş bir devlet politikası, geleneğidir.

İyi Parti lideri Meral Akşener’in “Netanyahu, Erdoğan’ın İsrail versiyonu” benzetmesi bu gelenekten habersiz olduğunu gösteriyor.

Erdoğan’a daha önce diktatör, sözde Cumhurbaşkanı, vs. onlarca eleştiri getirdi muhalefet.

Ama böylesi ilk defa oluyor. Hem de Erdoğan’ın Filistin için dünyayı ayağa kaldırmaya çalıştığı bir dönemde! Akşener bu benzetmeyi yaparak kimlerle aynı düzlemde buluştuğunun farkında mı?

Firari FETÖ’cü Emre Uslu’nun tweet’i, Türkiye’nin terörle mücadelesini

İsrail’in Filistinlere uyguladığı katliama benzeten PKK’nın siyasi kanat temsilcilerinin açıklamaları... Erdoğan’ın dünyaya yaptığı Filistin çağrısının altında sözde Kürdistan bayrağı görselini paylaşan Netanyahu’nun oğlu...  

Meral Hanım keşke bu konuşmayı yapmadan önce son 15 günde kimlerin Erdoğan ile Netanyahu’yu, Türkiye ile İsrail’i eşitlemeye çalıştığına bir baksaydı.

Belki bu talihsiz açıklamayı yapmazdı.