Lunapark aynalarını bilmeyen yoktur. İnsanları, nesneleri olduğundan farklı gösterir, baktığında cüce kendini dev sanır. Dolayısıyla da güldürür eğlendirir. İşte Yunanistan’ın son zamanlardaki hali de böyle bir durum. ABD’nin kurguladığı kirli oyunun bir parçası olma sıfatıyla boyuna posuna, çapına, gücüne bakmadan “Gerekirse savaş” gibisinden tehditler, gerilimi artıran hamlelerle tam anlamıyla hastalıklı bir ruh hali sergiliyor. Cüce lunapark aynasındaki dev yansımasını gerçek sanıyor. Mesela Yunan Savunma Bakanı Nikos Panayiotopulos, son bütçe konuşmasında rekor düzeydeki silahlanmalarıyla ilgili “Türkiye ile askeri güç dengesi, uzun zaman sonra ilk kez Yunanistan’ın lehine değişmeye başlıyor” dedi. Adam Savunma Bakanı ama ordular arası ne envanter zenginliğinden ne de gerçek bir savaş şartlarından bihaber. Üç beş tane Fransız uçağı almakla her şey oldu bitti, üstünlük sağladıklarına inanıyor, NATO görevindeki Türk uçağa radar kilidi atmayı ya da gayri askeri statüdeki adalarda yaptığı tatbikat şovunu başarı sanıyor. Sınır koruma denildiğinde de kapısına dayanan göçmenleri insan haklarını ve uluslararası hukuk kurallarını hiçe sayarak dövüp, soymak, denizde de bebekleri, kadınları acımasızca ölüme terk etmek olarak anlıyor.
***
Şimdi bir de karada, denizde, havada her an tetikte olan; uçağını, helikopterini, İHA, SİHA, TİHA’sını, savaş gemilerini, tankını, topunu, tüfeğini, akıllı mühimmatını kendisi üreten, füze teknolojisini sürekli geliştiren Türkiye’ye, ordusunun yaptıklarına bakalım. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın son bütçe konuşmasındaki açıklamalarına göre, TSK bölgesel ve küresel güvenlik için yeni yaklaşım ve stratejilerle Cumhuriyet tarihinin en yoğun ve en etkili faaliyetlerini icra ediyor. Terörü kaynağında yok etme stratejisiyle, başta PKK/PYD-YPG, DAEŞ ve FETÖ olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı yurt içinde ve sınır ötesinde olağanüstü harekâtlar, operasyonlar gerçekleştirdi. Bu kapsamda 24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar yurt içinde, Irak ve Suriye’nin kuzeyinde toplam 37 bin, sadece bu yılın başından itibaren ise 4 bin civarında terörist etkisiz hâle getirildi. Yenileri de an meselesi. Mehmetçik’in nefesi teröristlerin ensesinde yani. Bu operasyonlar sonucunda da 530 bini Türkiye’den olmak üzere bir milyondan fazla Suriyelinin evlerine ve topraklarına gönüllü, güvenli ve saygın bir şekilde dönmeleri sağlandı. Kıbrıs, Akdeniz, Ege ve Libya, Azerbaycan odaklı kararlılık ve sürdürülen mücadele de herkesçe malum. TSK; NATO, BM, AB ve AGİT görevleri ile ikili ilişkiler kapsamında Katar, Somali, Kosova, Bosna Hersek başta olmak üzere çeşitli coğrafyalarda 19 farklı görev de yapıyor. Bir yandan da iç temizliğe odaklanan TSK’dan 15 Temmuz 2016 tarihinden bugüne kadar FETÖ iltisakı nedeniyle 10 bin 022’si Bakan onayı ile olmak üzere toplam 24 bin kişi ihraç edildi. Yani TSK bir taraftan çok ciddi bir iç temizlik yapıyor, diğer yanda da ülkenin bekasına ve çıkarlarına dönük tehditleri bertaraf etmek için birçok cephede mücadele ediyor. Kısacası, her cephede zoru başaran bir TSK söz konusu.
Böyle bir örnek de yok. Konvansiyonel bir savaşı başaracak şekilde Silahlı Kuvvetlerimiz var. Şu anda yapılanlar ise mevzi, küçük çatışmalar şeklinde. Ama Silahlı Kuvvetler alıştı artık, bunların altından da rahatlıkla kalkıyor. Yani Türk ordusu hem büyük bir savaş hem terörle mücadele yapacak şekilde programlanmış bir yapı, güç konumunda. Silahı, teçhizatı, akıllı mühimmatıyla. Bir de profesyonel askerler yapıyor bu işi. Özellikle teknolojiyi de çok iyi kullanıyorlar, İHA’lar, SİHA’lar dâhil olmak üzere.
***
Özetle, dememiz o ki Türkiye ile Yunanistan’ı ordular arası güç dengesi, askerin azmi, inanç ve kararlılığı anlamında kıyaslamak bile abesle iştigal aslında. Bir tarafta vatan için, bayrak için, Cumhuriyet için omuz omuza mücadele verirken canlarını feda eden ve şehitliklerimizde yan yana yatan kahramanlar, diğer tarafta lunapark aynasındaki yansımasını gerçek sanıp atıp tutanlar var. Dolayısıyla, Yunanistan’ın söyledikleri ve hamleleri sadece güldürüyor, o kadar. Ancak bu tehlike içeren de bir durum elbette. Çünkü ABD ve Fransa’nın kullanışlı aparatı Yunanistan, hayali tehditler ve savaş çığırtkanlığıyla hem bölgeyi hem de kendi halkını ateşe sürüklüyor. Hem korkuyor hem de zırvalıyor. Belasını arıyor açıkçası. Bu anlamda gelinen son durum da şu: Yunanistan’ın hasmane tutumuna rağmen Türkiye sabırla, hâlâ iyi niyet ve samimiyetle “Gel etme, eyleme, oturup sorunlarımızı masada konuşarak çözelim, ne de olsa NATO dolayısıyla müttefikiz” diyor. Yok, “Ben müttefiklikten anlamam, komşuluk falan da takmam, dediğim dedik, çaldığım düdük” diyeceksen de “Hele sen önce bir tarih kitaplarını karıştır ve de kesinlikle baktığın aynayı değiştir” nasihatinde bulunuyor. Yani son bir kez “Akıllı ol” uyarısı. Yoksa Türkiye bir gece ansızın gelirim deyince, geliyor...