Songül Hatısaru

Songül Hatısaru

songul.hatisaru@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bilgi işlem uzmanları, yazılımcılar, doktorlar ve mühendislerden sonra beyin göçü kervanına kebap ustaları da katıldı. Türkiye’deki kebapçı çırakları, yurt dışında 3 bin dolar maaşla ‘usta’ oluyor.

Yurt dışına kebap ustası göçü var

Dilek Hanif ile birlikte gittiğimiz Develi’de Nuri Develi’den sektörle ilgili bilgi alma fırsatı da bulduk.

 

Lisans ya da lisans üstü eğitimli, yabancı dile hâkim, eğitimini aldığı meslekte başarısını kanıtlamış gençlerin bir kısmının çalışmak ve yaşamak için yurt dışını seçmesine, acı da olsa alıştık. Şimdilerde yeni gelişme zanaat ehli göçü! Özellikle isim yapmış restoranlarda çalışan gençler, yurt dışında kebap ustası olarak kapışılıyor! Öyle ki sektör temsilcileri, son günlerde kebap ustası bulmakta zorlandıklarını söylüyor.

Haberin Devamı

Geçenlerde Nuri Develi’nin davetlisi olarak Develi Nişantaşı’nda buluştuk. Nuri-Tuba Develi çifti içli köftenin, dolmanın da olduğu lezzetli Antep yemekleri menüsüyle bizleri ağırladı. Dilek Hanif’in de olduğu sohbetimizde Nuri Develi, “Bizim tarafta mutfak elemanında sıkıntı büyük” dedi.

Yurt dışına kebap ustası göçü var

Kebaba sanat katıyor

Sıkıntının sebebini sorduğum Nuri Develi sorumu şöyle cevapladı:

 “Yurt dışında çok kebap restoranı açıldı. Özellikle Katar ve Dubai’de. Hal böyle olunca yurt dışından çok teklif alıyorlar. Yurt dışında da kebap kültürünün yayılması nedeniyle elaman bulmakta zorlanıyoruz. Burada çırak olan gençler 2-3 bin dolar maaşla dışarıda usta olarak iş bulunca gidiyor tabii.”

3 bin dolar, güncel kurla neredeyse 55 bin lirayı aşıyor. Bu, Türkiye’deki pek çok şirketin genel müdür maaşına yakın. “3 bin dolarla Dubai’de bir ay geçer mi?” diye soranlar da haksız değil. Ancak gençler belli ki hesaplarını TL üzerinden yapıyor ve belirli bir süre yurt dışında kıt kanaat yaşayıp para biriktirmek için bu yolu seçiyorlar.

Nuri Develi, markanın ikinci kuşak temsilcilerinden. Nişantaşı, Florya, Samatya şubelerini kendisi işletiyor. İşin içine sanatı da eklemiş durumda.

Florya’daki şubelerinde duvarları çağdaş sanat eserleri süslüyor. Sanatçı Deniz Sağdıç’ın markanın yaratıcısı Arif Develi için, restoran atıklarını kullanarak yaptığı (geri dönüşüm projesi), portresi de duvarda dikkat çekiyor.

Haberin Devamı

Tiyatro destekçisi

Nuri Develi’nin asıl ilgisi tiyatro alanında. Develi, “Tiyatroya destek veriyoruz, 100 yıllık bir marka olarak sadece lezzet değil hayatın başka alanlarında da daha sorumlu adımlar atmayı önemsiyoruz” diyor. Okan Bayülgen’in, ‘Eğlenceli Cinayetler Kumpanyası’ adlı interaktif tiyatrosunu Develi Florya’da sahnelemişler. Kebap ile tiyatroyu yan yana getirdiklerini anlatan Develi, ‘Nişantaşı Küçükçiftlik Park’ta sahnelenen ‘Sonbahara Son Güller’ tiyatro oyununda da sponsoru olduk” diyor.

Elektrikli araçlara şarj istasyonu

Develi sürdürülebilirlikle ilgili çalışmalarını da şöyle anlatıyor: “Florya’daki şubemizin önünde elektrikli araçlar için şarj istasyonları kurduk. Kaliteyi artırmak için ekibimize eğitimler aldırıyoruz. Ekibimizin farklı mekânları görmesi ve hizmet eden değil hizmet alan koltuğunda oturup bu deneyimi yaşaması ve müşterilerle empati kurabilmesi için onları farklı mekânlarda misafir ediyoruz, faturayı bana getiriyorlar!”

Haberin Devamı

Yurt dışına kebap ustası göçü var

Sağlık için yerli ceviz tüketilmeli

Çoklukla melankoliye yakıştırılan sonbahar, aslında bereket mevsimidir. Pek çok tarım ürününün hasadı, sonbaharda yapılır. Bunların içinde beni en çok heyecanlandıranların başında ceviz gelir. Her biri lezzet ve besin küpü olan cevizlerin ağaçlardan toplanmasını izlemeyi çok severim.

Bundan 10 yıl önce ilk ceviz fidanlarını diken WPC Tarım Ürünleri, Karacabey Ovası’nda 15 bin 250 mavi sertifikalı ince kabuk chandler fidanın bulunduğu 550 dönümlük arazisinde ceviz hasadına başladı.

Hem lezzeti hem içerdiği besin öğeleriyle sağlığa faydasıyla popülaritesi son yıllarda gittikçe artan ceviz, tatlılardan salatalara kadar birçok tüketim alanına sahip. Türkiye’de yılda ortalama 150-160 bin ton ceviz kullanımında şu an dünya sıralamasında ilk üçte yer alıyor. Türkiye ve Orta Asya’nın cevizin anayurdu olduğunu söyleyen WPC-WALNUT Yönetim Kurulu Başkanı Berk Noyan, 2020 yılında Türkiye’nin tükettiği cevizin yüzde 70’ini ithal ettiğini söyleyerek yerli üretimin artmasının ülke ekonomisine sağlayacağı katkılara dikkat çekti ve verimli ceviz yetiştiriciliği hakkında bilgiler verdi.

İthaller koruyuculu

Berk Noyan, cevizde tazeliğin ve yerli üretimin önemine dikkat çekerek şöyle konuştu: “Ceviz Türkiye’nin her bölgesinde yetişebilen bir meyve. Buna rağmen ithalat yapılıyor. Bu, sadece ekonomik açıdan değil aynı zamanda alışılan, hak edilen lezzet ve kaliteye ulaşamama açısından da üzücü. Yerli üretici cevizi tarladan sofraya en kısa sürede ulaştırıyor. Türkiye’ye ithal edilen cevizin gelmesi ise aylar alıyor ve nakliye sırasında ürünlere birtakım koruyucular uygulanıyor ve kurutuluyor. Bu nedenle yerli ceviz daha sağlıklı, daha lezzetli ve daha taze oluyor. Yerli üreticinin cevize ilgisi son yıllarda arttı. Ceviz ağacı yaklaşık dördüncü yılından itibaren ürün vermeye başlıyor, verim olarak en üst seviyeye ulaşması 8-9 yıl sürüyor. Dolayısıyla sabır isteyen bir iş, cevizde yatırımların doğru planlaması ve sürdürülebilir olması çok önemli. Bu nedenle yerli üreticilerin desteklenmesi de şart.”

İklime faydalı

Doğru ve planlı yapılacak yerli ceviz tarımının iklim kriziyle ve sürdürülebilirlik açısından da son derece önemli olduğunu söyleyen Berk Noyan bu konuda şunları dile getirdi: “Ağaçlanmaya olan katkısının yanı sıra binlerce kilometre uzaktan getirilmekte olan cevizlerin yerini alacak ürünleri üretmeyi ürettiğimizde ithalatın yarattığı karbon ayak izi de önemli ölçüde azaltabilir.”