Turkcell Platinum Bosphorus Cup’ta yarışan 30 ülkeden 100 tekne, hafta sonu Boğaz’ı beyaza boyadı. Bu seneki yarışın öncekilerden farkı, sporseverlerin 4.5G teknolojisi ile yarışı farklı açılardan izleyebilmeleri oldu
Feriye’de güneşli bir gün. İstanbul’a en yakışan organizasyon olan yelken yarışlarındayız. “Turkcell Platinum Bosphorus Cup”ın en çarpıcı etabı olan Boğaziçi yarışı 30 ülkeden 100 tekne ve 1000 sporcu katılımıyla hafta sonu tamamlandı. Tekneler, İstanbul Boğazı’nın benzersiz güzelliği eşliğinde yelkenleriyle süzüldü. Sadece tekneler değil, teknoloji gösterisi de yapıldı adeta. Bosphorus Cup’ta kullanılan takip sistemleri ve canlı netice uygulamalarıyla yaklaşık 1 milyon insan yarışları izledi.
Sporseverler, Turkcell’in 4.5G teknolojisiyle devreye soktuğu yeni dönem yayıncılığın öncüsü LTE Broadcast ile yarışı farklı kamera açılarından izleme şansına sahip olurken, Tam Burada servisi ile de yelkenlilerin konumlarını bir harita üzerinden takip edebildi. 15 yıldır takdire değer bir çabayla yarışları düzenleyen milli yelken yarışçısı Orhan Gorbon yarışları izlerken, “Dünyanın hiçbir yerinde yarışlara böyle manzara şöleni eşlik edemiyor” diyor. Doğru söze ne denir, İstanbullular erguvanlar, hisarlar ve tarihi yalıların benzersiz manzarası eşliğinde Boğaz’ı beyaza bürüyen yelkenlilerin kıyasıya mücadelesini seyretme fırsatı yakaladı.
Yarışlar sonrasında Ayhan Gorbon’un Kandilli’deki yalısına geçiyoruz tekneyle. Tam karşımda Turkcell CEO’su Kaan Terzioğlu oturuyor. Beklediğim bir telefon geliyor. Daha ilk çalışta açıyorum. Kaan Terzioğlu’nun heyecanımı fark ettiğini anlayınca, “Kaan Bey, telefonu kaçıncı çalışta açmak daha cool bir tavır?” diye soruyorum. Terzioğlu, “İlk çalışta açarsanız fazla bekliyormuşsunuz havası verebilir! Ama çok da bekletmemek lazım, üçüncü, dördüncü çalışta açmak iyidir” diyor. Uyulması gereken bir tavsiye olarak not ediyorum! Orhan Gorbon evindeki davette yabancı yelkenci konuklarına yalıların, İstanbul’un tılsımlı yerlerinin tarihini anlatarak gönüllü bir elçilik yaptı adeta. Kaan Terzioğlu, organizasyona destek veren dDf’in başkanı Esra Ekmekçi’nin de katıldığı sohbetimizde yelken yarışlarını neden desteklediklerini ise şu sözlerle anlattı: “Boğaziçi, İstanbul’un, İstanbul da Türkiye’nin gözbebeği. Türkiye’nin Turkcell’i olarak ülkemizin tanıtımı için yelkene destek vermemiz bir görev. Monoco’da grand prix’yi seyretmek ne kadar keyifli ise yelken sporunu da seyretmek için Boğaziçi dünyadaki en özel arenalardan biri. Biliyorsunuz yeni kullanılan teknolojiler ile birlikte artık uzaktaki sporları da seyirciye izlettirme olanağı var. 4.5G’yi bu amaçla kullandık bu sene.”
Gebze’de petrol işleyecek!
Kısa sohbetimizde Terzioğlu’ndan bir de önemli bir duyum alıyorum. Bu hafta Gebze’de, Data Center’larını açıyorlar. Merkezin önemini şu sözlerle anlattı: “Dış ticaret, enerji açığından bahsediyoruz, bana göre Türkiye’nin en önemli açıklarından birisi data açığıdır. Tükettiğimiz datanın yüzde 96’sı yurtdışındaki data center’larda bulunduruluyor. Kanımca her Google araması bir data ithalatı ile sonuçlanıyor. Bu kabul edilemez. Türkiye datasına sahip çıkmalı. Bugünün petrolü datadır. Biz ilk defa Gebze’de açtığımız Data Center ile data kapasitemizi yüzde 150 büyütüyoruz. Önümüzdeki 18 ay içinde iki data center daha açacağız ve toplam 30 bin metrekare kapasiteye ulaşacağız. Bana göre rafineri yatırımı kadar önemli bir yatırım bu.”
Hafta sonunda İstanbul’a yakışan bir daveti de Ekav Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı İnci Aksoy’dan aldık. Devrim Erbil, Nezih Çavuşoğlu, Yalçın Bilgin, Gülseli İnal gibi isimlerle Sapanca’daki Portakal Çiceği Sanat Kolonisi’ne gittik. Sanatçı dostluğuyla tanınan işadamı Ahmet Şahin, göl kenarındaki ‘Doğapark’ adını verdiği botanik ve hayvanat bahçesinde her yıl sanatçı dostlarını ağırlıyor. Doğapark’ın eşsiz ortamında her yıl haziran ayı boyunca dünyanın çeşitli yerlerinden gelen sanatçılar eserlerini üretiyorlar.
Tüm dünyadan başvuru var
Bugüne dek yapılan 6 kolonide, 42 ülkeden 400’e yakın sanatçıyı bir araya getiren sanat çiftliği kısa sürede en çok gelişen sanat etkinliklerden biri olmuş. Ahmet Şahin, “Amacımız, farklı ülkelerden gelen sanatçılara, keyifli bir ortamda eserlerini yapmaları için ev sahipliği yaparak ülkemize sanat adına hizmet edebilmektir” diyor. Sanat çiftliğinde çalışmak için, bu yıl 1000’in üzerinde başvuru almışlar. Biz İstanbul’a dönerken İnci Aksoy, Devrim Erbil, Durdu Bulduklu ise Eskişehir’e gittiler. İnci Aksoy anlattı: Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi’nde yer alması için Devrim Erbil’in ölçüleri alınmış. Müzede, Atatürk’ün çeşitli dönemlerini yansıtan heykelleri yanı sıra yerli ve yabancı devlet adamlarının, sanatçıların, medya mensuplarının ve sporcuların canlı hissi veren heykelleri bulunuyor.