Songül Hatısaru

Songül Hatısaru

songul.hatisaru@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kolpaçino 3, bir haftada 717 bin izlenmeyle rekora koşarken filmi yazan ve yöneten Şafak Sezer’in sevinci gölgeli… Sektörde yapımcıların, montaj odasına girecek kadar baskın olmasından yakınan Sezer, devletin sektöre çeki düzen vermesini istiyor

Şafak Sezer’in yazıp yönettiği ‘Kolpaçino 3. Devre’ gösterime girdiği ilk haftada 717 bin kişi tarafından izlendi. Hasılat rekoruna doğru koşan film, ‘Başkan’ lakaplı mafya babasını canlandıran Erkan Petekkaya’nın adamlarından birinin telefonunun Özgür’ün telefonuyla karışması sonrası yaşanan serüveni konu alıyor. Şafak Sezer çok altlardan gelen bir oyuncu. Çocukluğu, Ankara Çinçin Mahallesi’ndeki bir gecekonduda geçiyor. İlkokuldan sonra eczanede çıraklık yapmasıyla başlayan serüveni, işportacılık, inşaat işçiliğine kadar uzanıyor.

Haberin Devamı

İlk adım babasından
Müthiş taklit yeteneğini gören babası onu bir gün Ankara Halk Tiyatrosu’nun kurucularından Mehmet Karagöl’e götürüyor. O gün bugündür tiyatronun, sinemanın içinde. ‘Kolpaçino 3’ü, Şafak Sezer’in Haramidere’de içine sinema salonu da kurduğu evinde izledim.

Mütevazı ve izole
Sezer’in evine girince kendine ait bir dünyası olduğunu anlıyorsunuz. Çocukluk hayalleri evinde vücut bulmuş. Duvarlar film afişleri, özel yaptırdığı dolaplar ise dünyanın bir ucundan toplanmış aktör figürleriyle dolu. Üzerinde Marlon Brando’nun imzasının bulunduğu film afişi, Al Paçino’nun Baba filminde içtiği puronun olduğu tabloyu almak için eşi Esra ile Las Vegas’a kadar gitmiş. Binlerce CD, kitaplar, afişlerden oluşan sinema müzesi gibi bir ev yapmış kendine. Şehirden 35 kilometre uzaktaki Toskana Evlerinde oturuyor. Biraz izole yaşıyor. ‘Başka türlü üretemem’ diyor. Üretkenlik saati ise 21.00-06.00 arası. Bizim için yaptığı harika kurabiyeleri yerken eşi Esra ile sohbet ettim.

“Para pul umurumda değil, Şafak’a çok haksızlık yapılıyor. Onun başarıya ihtiyacı var, bu film de çok başarılı oldu” dedi. Eşi de çocukları da filmi milyonlarca kişi tarafından izlenen adamın ailesi gibi davranmıyorlar, kendi halinde insanlar. Senaryosu, yönetmenliği, oyunculuğu ile anahtar teslim projeler yapan, sinemada milyonların izlediği filmlere imza atan Şafak Sezer’de de egonun, kibrin zerresi yok.

Haberin Devamı

Niye bu kadar uzakta ev aldınız?
Burada doğanın içindeyim. Ama Yeniköy’de alacak halim mi vardı? 50 milyon dolar orada böyle bir villanın ederi. Tamam Boğaz güzel ama bu kadar da değil yani... Ev fiyatları uçuyor. Öyle paralar kazanmıyoruz ki, ben şahsen filmlerden çok az kazandım.

Filminiz rekora koşuyor ama… Bu kez kazandınız işte!
Biz kazanmıyoruz ki... Film tutarsa işte o zaman yapımcı kazanıyor parayı. Filmler kazansın, yapımcılar batmasın tek isteğim o.

‘Seriye bağlamaktan pişmanım’

‘Devlet baba, gel artık’
Gişe müthiş gerçekten. Bu filmin aynı zamanda yapımcısı olmadığınız için pişman mısınız?

Ben bu filmi çok fazla yapmaktan pişmanım. Bütün filmlerimi seriye bağlamaktan pişmanım. İlk başta ne kazandım kazandım, ikincisi, üçüncüsü benim değil ticaret artık. Yapımcı şirketlerin isteği üzerine Kolpaçino yapılıyor, kapım o yüzden çalınıyor. Yapımcı şirket de para koyduğu için ister istemez kendi hakkıyla ilgili ticareti düşünüyor. Sektörde bazı yapımcılar, yürütücü yapımcı ile beraber senden sonra girip montajı değiştirebiliyor.

Haberin Devamı

Oraya kadar gitmiş iş, ‘parayı koyuyorum her yere gelirim’ diyor. Ben bu işlerden hiç para kazanmadım. Bakalım Kolpaçino 3’ten ne gelecek bana? Evimi de arabamı da reklam parasıyla aldım. Arçelik reklamının parasıyla evlendim, Vodafone reklamının parasıyla bu evi aldım. Ama 5 yılımı Kolpaçino’ya veriyorum. İşte bu aşkı elimden almaya çalışan adamdan nefret ederim. Çünkü adam geliyor senaryoya da, oraya da, buraya da karışmaya kalkıyor.

Bu soruna bir çözüm öneriniz var mı?
Devam filmleri tamamiyle ticari iştir. Yaratıcı adam, devam filmlerini istemez. Adam bir kere rüya görüyor. Ben bir rüya gördüm, ceset taşıyordum Kolpaçino’da. Sonra bunlar dediler ki ikincisini yapalım. Bizim ikinci hikayemiz başka bir şeydi oysa. Bomba bağlanan bir adamın hikayesini yazıyorduk, tuttuk Kolpaçino yaptık. Devam filmleri tamamiyle başka insanların isteğiyle olur genelde.

Çünkü Türkiye’de başka şeylere fırsat vermiyorlar. Önünü de göremiyorsun. Yapımcı çalıyor, gidiyor. Bu noktada, ‘neredesin devlet baba, gel artık’ diyorum. Sendikalaşıyor muyuz, ne yapıyoruz, yapalım artık. Bu kadar adam niye giriyor bu sektöre, para mı aklıyorlar, bir anda böyle acayip acayip isimler oluyorlar, bir anda kayboluyorlar, ne oluyor, ‘yani bir gel bak’ diyorum devlete.

Biz nerede kullanılıyoruz gel ve el at, ne olur el at. Devletin sektörün önünü açması, büyük platoların kurulması lazım.

Lütfen 500 dönümlük bir yere de bina dikmeyelim, sağlam bir plato yapalım. Bizim bir ekip liderimiz yok, bunun adı kültür bakanı mı, sinema bakanı mı, yok.

Özgürlük peşinde
Sizin filmlerinizde hep aynı isimleri görüyoruz. Cem Yılmaz da öyle, böyle bir ekipleşme hali var sanki...

Bende bundan sonra olmayacak. Yeter, kim hak ederse, kim yetenekli ise o kazanır benim filmimde. Kolpaçino özelliği gereği aynı ekiple devam edecek ama.

Kolpaçino geceleri
Filmin bu kadar izlenmesini bekliyor muydunuz?

Bekliyordum. Yaklaşık 5 yıl bu işi beklettik. Karakterler içerisinde Ganyotçu film boyunca, ‘Bana bir imkan vermedin’ diyor.

Biz de oturduk imkanı ona başrol olarak verdik. İşte aslında o çocukların filmidir Kolpaçino, benim gibi.

Fenomen oldu film, ciddi hastaları var. Güne Kolpaçino esprileriyle başlayan, Kolpaçino gecesi yapanlar var.

Çok teşekkür ediyorum seyirciye, çok güzel bir hafta yaşattılar bize.

Odunu bile oynatırım
Sektörünüzde neyin eksik olduğunu düşünüyorsunuz?
Oyuncu koçluğu çok eksik. Ben oyuncu koçluğuma çok güveniyorum. Odunu getir oynatırım. Pinokyo yaparım onu.

Güldürürken düşündürme klişesi bitti
Size, Şahan Gökbakar’a kaba komedi yaptığınız eleştirileri var. Güldürürken düşündürmüyorsunuz eleştirileri var.
Gülerken düşünmek, düşünürken gülmek...Eski tiyatrocuların panayırda çığırtkanları vardı ya, oralardan kalma laflar bunlar. Bu klişe laflar artık demode. Ben de kullanırdım o zamanlar, “Gülerken düşünmek, düşünürken gülmek isteyenler, ‘Saddam’ı kim öptü’ oyununu kaçırmayın, saat altıda, Ankara Tiyatrosu’nda, siyasi komedi” diye bağırırdık. Bunları hep vurdu Cem Yılmaz. “Mesaj yok, kaygı yok” dedi stand-up’ında, yıktı attı bu klişeleri. Bitti, bunlar Altan Erbulakların, Sadri Abilerin döneminde kaldı.

Sosyal medyada yılan gibi zehir akıtıyorlar
Sosyal medya ile aranız nasıl?
Bana bir şefkat gösteriyorlar, bir vuruyorlar. Sosyal medya çeteleşmesi başladı. Artık silahlar ve bıçaklar değil laflarla vuruyorlar. Bir adamın itibarını kaybettirme projesi yürütüyorlar, ne kadar başarabilirlerse. Bir sürü şey deniyorlar. Yarısı oluyor, yarısı olmuyor, tutturdukları da var. İlk önce Ata Demirer ile başladılar. Adama söylemedikleri kalmadı, küstürdüler. Cem Yılmaz’a aynısını yaptılar. Beni zaten yerin dibine sokarak yapıyorlar. Kellik kremi kullanıyorum, fotomu koyup altına bilmem ne yazıyor. Ne kadar kötü adam varmış etrafımızda, sosyal medya sayesinde öğrendik. Yılan gibi zehir akıtıyorlar.

‘Seriye bağlamaktan pişmanım’

E.T için okyanusu aştı
Eviniz sinema müzesi gibi… Bu kadar çok aktör figürü nasıl topladınız?
E.T’yi evime getirebilmek için okyanusu geçtim. 45 yaşındayım, karate filmlerinden sonra ilk izlediğim film E.T idi, bir de Indiana Jones. Onlar artık benim hayatımın içinde. Çocukken eczanede çalışırdım. Aldığım ilk harçlıkla izlediğim film Bruce Lee idi. Gittim onların aktör figürünü aldım. Las Vegas’ta bir dükkan var bunları topluyorlar. Çok sevdiğim filmlerin oyuncularının imzaladığı afişleri aldım oradan. Adam zamanında setlerde çalışanlara imzalatmış afişleri.

Bak mesela Baba filminde Al Paçino’nun içtiği puroyu almış filmin afişine monte etmiş. Sadece ‘Bir Zamanlar Amerika’ ile ilgili hiçbir şey bulamadım. Dünyanın her yerinde onu arıyorum şimdi. Onu da bulursam 15 kült filmin kadrosu tamamlanacak.

‘Seriye bağlamaktan pişmanım’

Erkek saçıyla şekil yapıyor
Bedrettin Dalan’ın piyasaya sürmeye hazırlandığı kellik ilacını ilk kullananlardan birisi oldunuz. Kellik hayatınızda büyük sorun muydu?
Sorundu tabii, oyuncu olarak açılan tepem kötü görüntü veriyordu özellikle arka çekimlerde. Bir oyuncunun en büyük özelliği saçı, onunla tip yapacak. Görsel işi yapıyorsun. Deri görünüyordu kafamda.

Dalan dünyada bir devrim yaptı bana göre. Saçım kremi kullanmaya başladıktan sonra sakal gibi, gençlik dönemindeki gibi gür çıkmaya başladı. Mutlu oldum. Beyazlar da daha koyu çıkmaya başladı. Saç önemli erkeğin hayatında. Adam ona göre şekil yapıyor.