Pandemide sağlık kadar önemli bir konu varsa o da ekonomi. Tüm ülkeler ekonomilerini canlı tutmak için önlemler alıyor. İngiltere’de 20 pound’a kadar restoran hesabının yarısını devlet ödüyor
Dünyanın her yerinde koronavirüs vakaları artıyor. Maalesef yaz ayları beklenen rahatlamayı sağlamadı. Aşıyla ilgili gelişmeler yavaş ilerliyor. Belirsizlik hali uzadıkça tüketim kısılıyor, ekonomiler zorlanıyor. Hal böyle olunca, ülkeler ekonomilerini ayakta tutacak çıkış yolları arıyor. İngiltere mesela, pandemi döneminde dışarıda yemeyi özendirmek için kampanyalar yapıyor!
İngiliz hükümetinin başlattığı ‘Eat Out to Help Out’ kampanyasına üye olan restoranlarda yiyecek ve alkolsüz içeceklerde hesabı yüzde 50 indirimle ödüyorsunuz. Alkollü içeceklerde indirim yok. Dışarıda pizza yediniz, kola içtiniz, 20 pound hesap geldi. Hiçbir ek işleme gerek kalmadan 10 pound ödeyip çıkıyorsunuz.
Otomatik uygulanıyor
Ödemede kupona ihtiyaç yok, hesap ödenirken indirim otomatikman uygulanıyor. Kampanya işlerin durgun olduğu pazartesi, salı, çarşamba, perşembe günleri geçerli. Restoranlar, tüketiciye verdikleri indirimi daha sonra devletten geri alıyorlar. Restoran, kafe, bar, publar, iş ve okul kantinleri sisteme üye olabiliyor.
Kampanyanın suiistimal edilmemesi için 10 pound limiti konmuş. 20 pound’a kadar olan hesaplarda hesabın yarısı ödeniyor. Bu rakamın üstüne çıkıldığında ise kişi başına verilen indirim yine 10 pound’la sınırlı.
342 milyon pound
Yani hesap 50 pound geldiyse, 40 pound ödüyorsunuz. Ağustos ayında uygulanan kampanya çok başarılı olmuş. İngiliz hükümeti, kampanya kapsamındaki restoranlara 342 milyon pound (uygulanan indirimlerin karşılığı) kaynak aktarmış. Kampanyaya ilgi çok fazla olunca, İngiltere uygulamayı eylül ayında da sürdürme kararı aldı. Nasıl ilgi olmasın ki? Londra gibi pahalı bir şehirde, 20 poundluk hesabı 10 pound olarak ödeme imkânı, özellikle öğrenciler için evde yemekten daha ucuz bir seçenek oluşturuyor.
Vergi de düşürüldü
Hal böyle olunca, bugünlerde Londra sokakları Nevizade’nin eski günlerini aratmıyor. Londra’da alışık olmadığımız şekilde restoranların önüne masalar atılmış durumda. Devlet bu masalar için aldığı vergileri de azaltınca, Londra sokakları İstanbul’a benzemeye başladı.
Londra sokaklarında kimse maske de takmıyor. Şehre henüz inen bir arkadaşım telefonda, “Pasaport polisinde dahi maske yoktu. Marketlerde de maske takan az” dedi. İngilizler ilginç insanlar, maske takmıyorlar ancak ilginç tedbirler alıyorlar. Mesela evinize bir aileden fazla misafir kabul edemiyorsunuz. Komşunuz ihbar ederse, 3 bin 750 pound ceza ödüyorsunuz. Evinizin bahçesinde sosyalleşecekseniz, 5 farklı aileden birer kişi kabul edebiliyorsunuz. İlköğretim okulları açık. Sınıflarda maske takmak isteğe bağlı. Çocuklardan bulaşma oranının düşük olduğuna inanıyorlar. Üniversiteleri de açık, hibrit sistem uyguluyorlar. Amfi derslerini online yapıyorlar, laboratuvar, az katılımlı uygulama dersleri içinse okula gidiyorlar. Uygulamalara bakıldığında hani neredeyse tedbir uygulamıyorlar ama buna rağmen vaka sayıları öyle çok fazla artmıyor.
Sosyal mesafe şart
Türkiye’de Anadolu dâhil olmak üzere insanlarımız maske kuralına çoğunlukla uyuyor. Ancak bizde vaka artış hızı İngiltere’den daha yüksek. Acaba sosyal mesafe kuralına yeterince uymamamız bunda etkili olabilir mi? Nitekim en fazla vaka olaylarını düğünlerde, taziyelerde yaşıyoruz. Genel anlamda teması seven, birbirine yakın duran bir milletiz. İngilizler maske takmıyor ancak sosyal mesafe kuralına genel anlamda uyuyorlar.
Bizde de destekler var
Kampanyayı eleştirenler de var. Sonuçta dışarıda yemeyi, dışarı çıkmayı özendiren bir uygulama. Ancak ekonomilerin de yaşaması, çarkların dönmesi gerekiyor. Sektörde çalışanlar özellikle garsonlar çok dertli. Asgari ücret uygulamasının geçerli olduğu birçok işletmede garsonlar bahşişler sayesinde evlerini geçindirebiliyor. Bizde de nitekim yeme içme sektöründe KDV yüzde bire indirildi. Devletimiz on binlerce dar gelirli haneye doğrudan gıda yardımı yapıyor, finansal destek sağlıyor. Kısa çalışma ödeneği uzatılırken, başta gayrimenkul olmak üzere birçok sektörde büyük teşvikler devreye sokuldu.
Rating kurumları İngiltere’ye baksın!
Devletimizin devreye soktuğu teşvikler nedeniyle, ekonomimizi para arzı genişlediği gerekçesiyle suçlayıp, notumuzu düşüren rating kuruluşları, dönüp İngiltere’ye baksın. İngiliz hükümeti ekonomileri canlansın diye neredeyse insanları taksiyle evlerinden alıp dışarı çıkaracak!
Tıp, koronavirüse elbet bir çare bulacak. Bu sürede insanların olduğu kadar ekonomilerin de sağlıklı kalması gerekiyor.
Londra sokakları Nevizade’nin eski halini aratmıyor
Teknede seramik modası
Tekne deyince akla otomatikman ahşap, dolayısıyla tik ağacı gelir. Tekne sahipleri aman çizilmesin, üstüne bir şey dökülmesin diye gözleri gibi bakarlar teknelerine. Bu yaz teknelerde çok seramik de görmeye başladım. NG Kütahya Seramik mesela, tekneler için 120x240 santimetrelik seramikler üretmiş. Döşemesi daha pratik ve hızlı oluyormuş. Kütahya Seramik yetkilileri, seramik kullanımına ilginin arttığını söylüyor. Seramikler, yaşam alanlarına derinlik katarak mekânları olduğundan daha büyük gösteriyor. Ürünler iç dış mekânlar ve ıslak hacimler dışında TV üniteleri, yatak başları, lobi gibi farklı alanlarda da kullanılıyor.
Dayanıklı ve hijyenik
Seramik kullanımının yaygınlaşmasında, seramiğin ahşap ve fibere göre daha uzun ömürlü olmasının yanı sıra, tuzlu suya, kimyasallara, neme, çizilmeye, küf ve yosuna karşı dayanıklı olması da etkili. Dijital baskı yöntemiyle, göze hitap eden ve istenen görünümün elde edilmesi de kullanımını artırıyor.