İzliyor musunuz bilmiyorum ama CNBC-e’de ‘Two Broke Girls’ dizisi cupcake yaparak yırtmaya çalışan iki Brooklyn’li kızın öyküsünü sit-com formatında anlatıyor. Bunun bir de yerli versiyonu var. Ama ekranda değil, gerçek hayatta... Girişimci genç iş kadınları Açalya Öralay ve Naran Erten 10 yılda bir pasta imparatorluğu kurmuşlar adeta...
Kurumsal hayattan usanmış iki genç kadının kendi işlerini kurup varolma çabası Türkiye’nin en büyük gruplarından birisiyle yapılan ortaklıkla sonuçlandı.
İki genç kadın işlerinden sıkılıyorlar. Birisi Japon dili ve edebiyatı okumuş, turizm sektöründe çalışıyor. Diğeri ise Boğaziçi ekonomi mezunu, Koç grubu ve Cargill gibi büyük şirketlerde çalışmış... İkisi de işi bırakıp yurtdışında Cordon Blue’da eğitim alıyorlar. İstanbul’da 45 metrekare bir yer tutup, cheesecake ve pasta üretimine başlıyorlar. Cakestudio markalı ürünleri o kadar çok beğeniliyor ki kısa sürede Küçükbakkalköy’de 200 metrekare bir yere geçiyorlar. Müşterinin hiçbir isteğini geri çevirmeyip, bazen arkadaşlarını paketlemede çalıştırıyor, kendi arabalarıyla dağıtım yapıyorlar. Dondurulmuş pasta pazarında patlama yapacaklarından eminler... Yılmıyorlar...
Şuursuz, donanımsız!
Bir gün Tchibo’nun ilk şubelerinden birinin açılışında içeriye girip, üst düzey yöneticilere broşürlerini vermeleriyle firmalarının kaderi değişiyor... Tchibo, hemen sipariş geçiyor. O anda bunu karşılayacak ekip ve donanımları yok. Kendi deyimleriyle bir şuursuzluk hali içindeler... Tchibo’ya, “Tabii ki, hemen ürün verebiliriz” diyorlar. Bu arada kendi cafeleri için ürün alan bir Rus müşterileri, ortaklık teklif ediyor. Ortak alıyorlar. Sipariş ve mutfak boyutları büyüyünce soğuk hava kamyonlarıyla sevkıyata geçmek şart oluyor. Bir gıda devi lojistik ağıyla pastalarını taşımayı kabul ediyor. Aralarında Cafe Nero, Tchibo, Caribou gibi kahve zincirlerine cheesecake ve pastalarını veriyorlar.
Bu arada Rus
ortak ayrılıyor, onlar da Sultanbeyli’de 1500 metrekarelik yeni bir tesis kuruyor.
Özgörkey’e evet dediler
İstanbul’da birçok cafe zincirinde camlı dolaplarından seçtiğimiz kek, kurabiye ve pastalar Cakestudio’da yapılıyor. 90 marka ve 750 nokta için günde 4 bin kutu pasta ve türevleri çıkıyor bu tesisten... Ortaklık için İstanbul kökenli birçok gruba hayır derken, İzmirli Özgörkey grubuna evet deyiveriyorlar. 1 milyon metrekare alan üzerine kurulu fabrikada üretim yapan, Türkiye’nin en büyük donmuş gıda üreticisi Özgörkey aynı zamanda dağıtım ağına sahip.
Zincirlere girdiler
Naran ve Açalya, bu ortaklık ile Özgörkey’in Feast markası altında Migros, Carrefour, Kipa gibi devlerin bulunduğu market zincirlerine dondurulmuş pasta, sufle ve cheesecake’lerini vermeye başlıyor. Peki İzmir’deki yatırımlar ne aşamada? Anlatıyorlar:
“İzmir’de Özgörkey tesislerinin içinde sadece pasta üretim alanı 3 bin metrekare, soğuk hava depoları 33 bin metrekare olan dünyada eşine az rastlanır standartlarda bir fabrika kurduk. 10 yıl önce ilk yola çıktığımızda hayalimiz buydu. Bu fabrika hayal ettiklerimizin dahi ötesi...”
Türkiye gıdaya ‘doymadı’
Şimdi gıda sektöründe bu süreçte edindikleri tecrübelerini paylaşıyorlar. Bunun için kurumsal kimlik geliştirilmesinden mimari proje ve konsept oluşturulmasına, satın almadan Ar-Ge’ye, menü oluşturulmasından personel eğitimine, satış pazarlamadan operasyon, verimlilik ve standardizasyona kadar geniş bir alanda hizmet verecek bir şirket kuruyorlar.
Sektördeki ihtiyacı hem kendi tecrübelerinden hem de müşterilerinin taleplerinden biliyorlar. Gıda, Türkiye’de son yıllarda en hızlı büyüyen sektörlerden biri.
Araştırmalar gösteriyor ki Türkiye’de henüz ev dışı yiyecek tüketimi kişi başı yılda 150 euro. Rakam Avrupa ise ayda sadece 250 euro civarında. Bu da sektörün henüz nasıl doymamış bir pazar olduğunu gösteriyor. Yurtdışında ufak işletmeler bile yatırım yapmadan önce profesyonel destek alıyorlar.