Fırsat ve imkân eşitliği vermediğiniz iki ayrı takımdan aynı başarıyı göstermelerini istemeniz insafsızlık değil mi! Kadınların toplumsal hayat içerisindeki her adımlarında karşılaştığı bu durumu, futboldan örneklerle Beşiktaş’ın ‘teknik kadını’ Bahar Özgüvenç anlattı
Toplumun genelinde erkeklere biçilmiş rol tanımlarında kadınların da yerinin olduğunu göstermek gerekiyor. Futbol bu alanların başında geliyor. Devletin, şirketlerin sponsorluklarla milyar dolarlar ayırdığı bu sektörde kadının adı yok nerdeyse... Bu nedenle futbolda kadınların da var olduğunu göstermek, cinsiyetçi algıyı kırma noktasında adeta bir devrim niteliğinde.
Beşiktaş Kadın Futbol Takımı üst üste aldığı şampiyonluklarla toplumsal cinsiyet yargılarını futbol sahasında yerle bir etti. Beşiktaş kulübü, sektörde yine bir ilke imza atarak teknik direktörlüğe bir kadın hoca getirdi. Bahar Özgüvenç, tuttuğunu koparan, hırslı, büyük idealleri olan bir kadın.
Vodafone’un, Beşiktaş Kadın Futbol Takımı sponsorluğunu genişletme kararı aldığı toplantıda tanıdım onu.
Taraftar ‘içeride’
Beşiktaş Kadın Futbol Takımı Teknik Direktörü Bahar Özgüvenç, sorularıma önce Beşiktaş’ın kadın taraftar profilini çizerek cevap verdi: “Beşiktaş’ın kadın taraftarları da diğer kulüplere göre aynı erkek taraftara benziyor. Gerçekten hırçın, her şeyi bilen, içeriye seslenen neredeyse oyunculara taktik verecek kapasiteye sahipler. Ama bu da tabii ilgi, alaka ile oluyor. Ne kadar içeriye alıyorsanız, kadınlarımız da bu anlamda o kadar çok gelişiyor. Playstation formasıyla paylaşım yapan çok kadınlarımız var. Özellikle Beşiktaş’ın formasıyla, demek ki Beşiktaş’ın erkekleri birazcık daha sahiplenip, yapabiliyor bu anlamda. Sen bilmezsin deyip kenara itmiyorlar.”
Kampa kaçan kız
Eski Milli futbolcu Özgüvenç kendi yaşam pratiğinden bir örnekle futbolcu kız çocuklarının durumunu anlatıyor: “Liselere, herhangi bir turnuva ya da seçmelere gittiğimizde, çok yetenekli kız çocukları buluyoruz. Ama desteklenmedikleri gibi engelleniyorlar. Genç Milli Takım’ındaydım, Ankara’dan gelen oda arkadaşım çok ürkekti. Milli Takım kampına evden kaçarak gelmişti. Erkekler özel arabalarıyla, şoförleriyle, benim arkadaşım, babası asla futbol oynamayacaksın dediği için, geceden kapının arkasındaki dolaba çantasını saklayıp evden kaçarak gelmişti. Üstelik Milli Takım için, düşünün! O arkadaşımın şu anda yaklaşık 30-35 milliliği var ve öğretmen oldu atandı.”
‘Beş günle olmaz’
Milli Takım’da dahi kadın ve erkek futbolcular arasında ayrım olduğuna dikkat çeken Özgüvenç, şöyle devam ediyor:
“Kampa gidiyoruz Riva’ya, buluşuyoruz. Biz aslında oraya otobüsle gidiyoruz. Biz kadınlar olarak Milli Takım’dan günlük bir ücret de almıyoruz. Amerikalı kadın dünya şampiyonu oluyor, masaya yumruğunu vuruyor, ‘Erkekler kadar ücret almak istiyoruz’ diyorlar. Bize diyorlar ki, ‘E Türkiye kadın futbolunda başarı yok ki, biz nasıl sizi duyuracağız?’ Erkekler, Milli Takım’da bir ay kamp yapıyor, biz beş gün! Nasıl başarılı olabilir ki? Sahada anlaşırken, Adana’dan, İzmir’den, Ankara’dan bambaşka yerlerden gelen, beş gün gördüğünüz insanların, ne nereye koşacaklarını bilebiliyorsunuz ne de nasıl şut atacaklarını… ABD Milli Takımı şampiyon olurken iki buçuk ay kampta kaldı. Artık ne kadar masraf yaptılar onu da bilmiyorum ama biz beş günle Avrupa şampiyonasına maça gidiyoruz!”
Yönetim destekliyor
Şampiyonluk sözü veren ve Beşiktaş’ın teknik direktörlüğüne getirilmesinden duyduğu memnuniyeti paylaşan Özgüvenç, “Başkanımız sürekli bizimle ilgileniyor. Eşi de... Yemeklere özellikle bizi çağırıyor. Bizden rütbece yüksek direktörlerimiz erkek oldukları için hiçbir fotoğrafa girmiyorlar. Hep bizi ön planda tutuyorlar.
Çok özel bir camianın üyesiyiz” diye konuşuyor.
Vodafone’un tam desteğini de her an hissettiklerini anlatan Özgüvenç’in bir de hayali var: “Ne rica etsek anında sağlıyorlar. Umarım pandemi dönemi biter de, biz de yazın kız futbolcular için, Vodafone seçme kampı veya Vodafone Köyü yapabiliriz. Oraya kızlarımızı davet ederiz, kırmayacaklarından eminiz.”
İşten antrenmana
Her kadın futbolcunun ikinci bir işinin olduğunu vurgulayan Özgüvenç, “Hepimizin ikinci bir mesleği var. Benim arkadaşlarım 12 saat ayakta durup, akşam işten çıkıp antrenmana geliyor. Ama erkek futbolcular evde kahvaltılarını yapmış, akşam PlayStation’larını oynamış şekilde geliyor. Kadınlarda maaşlar erkek futbolu gibi değil. O zaman da kadın futbolcular ikinci bir iş yapmak zorunda kalıyor. Maaşlarımız erkeklerin 50’de 1’i bile değil” diyor.
Kadın sadece yemeğin değil tabağın da âlâsını yapar!
Kadınların toplumsal hayatta erkeklerle eşit konuma gelmelerinin ilk şartı, ekonomik özgürlük. Bu anlamda kadın istihdamı çok önemli. Giderek daha çok şirket, kadın istihdamını önceliyor. Kütahya Porselen onlardan biri. NG grubun kurduğu iki fabrikada sadece kadınlar istihdam ediliyor. Kütahya’daki NG Lojistik fabrikasında 185, Kütahya Porselen Dekorlama fabrikasında ise 102 kadın çalışıyor.
Yüklemeden lojistiğe, forklift kullanımından paketlemeye kadar her alanda sadece kadın çalışanlar var. Yöneticisinin de çalışanının da kadın olduğu fabrikadan çıkan ürünler, Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanına dağılıyor.
Hak edilmiş terfiler
Kütahya Porselen’in örnek kadın istihdamı projesini, NG Grup Kurucu Başkanı Nafi Güral’ın hayali olarak hayata geçirdiklerini anlatan Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Sema Güral Sürmeli, “Kadınların potansiyelini ön plana çıkartmak ve ‘Kadın isterse başarır’ı göstermek istedik. İyi ki de yapmışız. Kadınlar, ailelerini geçindirmek için var gücüyle çalışıyor” diyor.
Sema Güral Sürmeli’nin verdiği bilgilere göre, Kütahya Porselen’in yönetim ve icra kurulunun yüzde 60’ı, yöneticilerin ise yüzde 43’ü kadın. Sema Güral Sürmeli, “Görevinde başarılı olan her arkadaşımız, kariyer hedeflerinde hak ettiği konuma gelir. Kadınların başarısının sebebi gösterdikleri yüksek performans. Satışlarımızın yüzde 35’ini yurtdışına yaptık. Yurtiçinde yüzde 38.3 pazar payına sahibiz. Üretimimizin tamamını, Kütahya’daki 5 ayrı üretim tesisinde gerçekleştiriyoruz. Türkiye’de 26 mağazamız ve 200 perakende satış noktamız var. Yurt dışında 1000’in üzerinde satış noktasındayız” diyor.
Evrenin sırları
Üretim kapasitesi ve hızlı ürün geliştirme gücünün yanı sıra inovasyon ve sağlığa çok önem verdiklerini söyleyen Kütahya Porselen İcra Kurulu Üyesi Müzeyyen Şirin ise Kütahya Porselen’in yeni serisi Sophia Femina hakkında bilgi verdi. Tasarımda kadınların bilgeliğinden ilham aldıklarını anlatan Şirin, “Özel tasarım koleksiyon, bilge bir kadının gözlerinde evrenin sırrının ve tüm zamanların ruhunun görülebileceği düşüncesiyle hayata geçti. Geçen senelerde de ‘Kadınlarımız’ serisi yaptık. Kadınların emeklerini yansıtan bu koleksiyonlar,
şık ve zarif hediye alternatifleri arasında da büyük bir ilgi görüyor” diyor.
Kütahya Porselen’in kadınlar fabrikasında tonlarca ağırlıkta porselen taşıyan forklift aracı kullanan da var, porselene desen işleyen de, Ar-Ge’ye yön veren de. Dünyanın dört bir yanına giden porselenlerde kadınların imzası var. Müzeyyen Şirin ile fotoğraf çekerken sohbet ettiğimiz Paketleme Şefi ve forklift şoförü Seda Sargın, forklift kullanımının sadece erkek işi gibi görüldüğünü bu algıyı yıkmak için forklift ehliyeti aldığını belirterek, “Porseleni kırmadan, zarar vermeden, milimetrik hareketlerle, ince ayarla tam zamanında yerine yetiştirebiliyorum. Bu işin kadını erkeği yok. Forklift de kullanıyorum, paketleme de yapıyorum” diyor.