Songül Hatısaru

Songül Hatısaru

songul.hatisaru@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yeni yıl, yeni başlangıçlar, yeni umutlar ve tazelenmek demek... Yıl nasıl başlarsa öyle gider, derler. Yılın ilk duyumları yiyecek içecek sektöründen geliyor. Demek ki yıl boyunca bu sektör büyüyecek ve biz de buradan haberler alacağız... Malum, kurumsal sermayenin girdiği yeme içme sektöründe bir süredir satın almalar, ortaklıklar hız kesmeden devam ediyor.
Satın alınan restoranlar değişirken alıcı tarafta bugüne kadar hep aynı oyuncuyu gördük neredeyse: Doğuş grubu... Doğuş grubunun A plus restoranları satın alarak restoran sayısını 100’e çıkarmasıyla Türkiye’de yeme içme sektörü hareketlendi.

İkinci alım furyası
Şimdilerde sektördeki satın alma furyasının ikinci aşamaya geçtiği konuşuluyor. Özellikle lüks restoran sayısının artması tedarik sürekliliğini de beraberinde getiriyor. Bunun etkisiyle olsa gerek sektörün en büyük oyuncusu Doğuş restoran markalarından sonra tedarik şirketleriyle de ilgilenmeye başlamış.
Doğuş Holding’in Korelilerle ortak olduğu Doğuş SK fonu birçok tedarikçiyle satın alma görüşmeleri yürütüyormuş. Doğuş grubunun restoran sayısını 250’ye çıkaracağı konuşulurken tedarikçi yatırımının çok cazip olduğu açıkça görülüyor.

Esas da oyuna girdi
Tedarik şirketleriyle ilgilenen diğer bir grup da Esas Holding. Esas Holding bazı restoranları satın almak için görüşmeler yürütmüştü. Bu görüşmeler olumlu sonuçlanmasa da grubun sektöre kurumsal ilgisi devam ediyor.
Bonservis markasıyla ev dışı tüketime yönelik ürünleri pazarlayan grup şimdi tedarik hizmetini genişletmeye hazırlanıyormuş. Esas Holding Bonservis ile sinerji yaratacak tedarik firmalarıyla görüşmeye başlamış.
Doğuş SK, Esas Holding derken bu sektöre ilgi duyan diğer fonlar da pazardan pay almak için tedarikçilerin kapısını çalıyorlarmış. Anlayacağınız restoranlardan sonra tedarik firmaları kurumsal yatırımcıların ilgisini çekmeye başladı.

Tedarikte süreklilik önemli
Lüks kategoride Türkiye’ye ithal getirilen bir çok gıda olduğunu biliyoruz. Günden güne sayıları artan uluslararası restoranlarda kullanılan ithal gıda malzemelerinin tedarikini sağlayan ithalatçı firmalar da genelde İtalyan makarnalar, peynirler, salamlar, truf mantarı ürünleriyle hazırlanan soslar (De Cecco, Bauli, Menatti, Carandini, Zanetti), Meksika sosları, Japon sosları, Uzakdoğu sosları, balıkları, İspanyol peynirleri, Amerikan sosları getiriyor.

En çok De Cecco makarna İstendi
Tedarikte süreklilik özellikle mönülerinde lüks ürünler sunan restoranlar için önemli. Müşteriye hep alıştığı kıvamda burrata peyniri, bresaola’yı vermek için tedarikçiniz hep yanınızda olmalı. Bu arada gurme ürünler artık sadece lüks restoran mönülerinde değil ev siparişlerinde de karşımıza çıkıyor. Nişantaşı’ndaki Milano Gourmet’nin sahibi Salih Direk yılbaşı gecesi şaraptan sonra Burrata peyniri ve PaperMoon’un açıldığı günden beri kullandığı, Tom’s Kitchen’ın vazgeçemediği İtalyanların ünlü De Cecco makarnalarının en çok satanlar listesinde olduğunu söyledi. 1886 yılından bu yana üretilen İtalya’nın bu çok kaliteli makarnası Türkiye’de de çok tercih ediliyor.