Lüks kumanya satıp Michelin turuna çıkıyor
Hem cemiyet hayatına ev partileri organize eden hem de paket yemek işi yapan girişimci Ebru Erberdi 60’a yakın üç yıldızlı Michelin restoran gezdi. Dünyanın dört bir yanından derlediği tarifleri mönülerine koydu
Ebru Erberdi, başarılı genç bir iş kadını. İstanbul’un kalburüstü kesiminin ev davetlerinde, patronların masalarındaki yemek paketlerinde hep onun imzası var. Sağlıklı beslenmek isteyen de ona gidiyor, kilo vermek isteyen de. Ağır spor yapanlar, diyabet hastalığı olanlar, hamileler, glutensiz beslenmek isteyenler için özel yiyecek listeleri var. Elit çevrenin özellikle yurtdışı seyahatlerinde tavsiyeleriyle lezzet bulduğu bir gurme o.
İşinden kazandığını ayda en az iki kez gittiği yurtdışı seyahatlerde keşfe çıktığı michelin yıldızlı restoranlarda kimi zaman da şehirlerin ücra köşelerindeki yöresel lezzet restoranlarında harcıyor. Biraz maliyetli bir hobi değil mi sorumu, “Ben bir gurmeyim ve lüks yemek işi yapıyorum.
Bu seyahatleri damak eğitimimi daha da geliştirmek ve bunu da müşterilerimle paylaşmak için yapıyorum. Kılık kıyafete, çantaya, ayakkabıya değil eğitimime harcıyorum” diyor.
Erberdi’nin bugüne kadar en az 3 michelin yıldızlı 60 restorana gitmişliği var. Yemek yediği tek michelin yıldızlı restoran sayısını ise hatırlamıyor bile.
Diyeti sevdiren kadın
Şimdilerde dört ay sürecek Güney Amerika ve Meksika mutfağının lezzetlerini keşfe çıkacağı yolculuğa hazırlanıyor. Ortağı olduğu 7 Light Forever kişiye özel beslenme paketleri hazırlıyor. Ayşegül Aldinç, Bengü, Cenk Eren, Beyazıt Öztürk, Esra Erol, 7 Light Forever’ın yemeklerini tercih eden isimlerden birkaçı. Etkili bir sistem geliştirmişler. Diyetisyenlerin size önerdiği ve sizin de asla uyamadığınız o diyet listelerini elinizden alıp buna uygun yemekleri en lezzetli şekilde yapıp evinize, ofisinize yolluyorlar. Bunu kurumsal bazda da yapıyorlar.
Tekfen, Akkök Holding, Kazancı Holding, Zorlu Center’ın içinde açılan Memorial Wellness özel yemeklerinden yolladıkları birkaç kurum. Bunun için Kemerburgaz’da kurulu 12’si kadın toplam 14 şefin çalıştığı bir mutfakları var. İstanbul’da bugünlerde adı kulaktan kulağa, ‘diyeti sevdiren kadın’ olarak yayılan Ebru Erberdi sorularımı yanıtladı.
Adrese teslim yemekler
Sağlıklı yemek paketleri hazırlıyorsunuz. En çok sattığınız paket hangisi?
Zayıflama paketlerimiz. Ofis paketlerimiz de çok talep görüyor. 7 Light Forever olarak 4 yıldır sağlıklı yemek paketleri hazırlıyoruz. Diyet yapmak ve sağlıklı beslenmek isteyenler için hayatı kolaylaştırıyoruz.
Diyetisyene gidip de verilen listeyi uygulamak çoğu zaman zor olur. Bizler bu noktada devreye giriyoruz. Diyet listesine sadık kalarak, kişiye özel 6 öğün yemek hazırlayıp istenilen adrese teslim ediyoruz her gün. Kendi kafamıza, zevkimize göre asla yemek yollamıyoruz.
Bildiğim kadarıyla bu sistemle çalışan ilk ve tek kurumuz. Danışanın bize, diyetisyen, beslenme ya da metabolizma uzmanının reçetesi ile gelmesi gerekiyor. Biz işin lezzet kısmındayız. Lezzetli diyet ve sağlıklı yemekler yaparak beslenmeyi ve diyeti keyifli hale getiriyoruz. Göktürk’te 7 Restaurant & Catering adı altında kendimize ait büyük bir mutfağımız var.
Ofis paketinde neler var?
Sabah ara öğününüz, öğlen ana yemeğiniz ve öğleden sonraki atıştırmalığınız ofisinize geliyor.
Ofis paketinde akşam yemeği yok. Temel hedefi kilo verdirmek olmasa da kilo vermeye yardımcı bir paket bu aynı zamanda.
Unlu, katı yağ ile pişen bir yemek yok bizim mutfağımızda. Hamile anneler için mamma box paketimiz çok beğeniliyor. Vegetarian paketimiz ve toksinlerden arınmak isteyenlere yönelik detox paketimiz de var.
Ofis paketlerinizin fiyatı nedir? Kimler istiyor?
İsim söylememiz doğru olmaz taktir edersiniz. Bireysel çalıştığımız isimler de var. Şirket olarak anlaşma yaptığımız kurumlar da. Tüm üst yöneticiler için anlaşma yaptığımız kurumlar bunlar.
Bütün çalışanlar için toplu paket anlaşması yaptığımız kurumlar da oluyor. Fiyatı ortalama 20 TL. Bütün ürünlerimizi frigolu araçlarda taşıyarak taze teslim ediyoruz. İstanbul’un yüzde 80’ine teslimat yapabiliyoruz. Ancak siparişler genelde Maslak’tan.
Sağlıklı yaşam için iki basit tüyo vermenizi istesem...
Çayınıza şeker yerine bal kullanın. Balı sevmiyorsanız hurma şurubu kullanın. Bir de mutlaka himalaya tuzu kullanın. Doğal bir tuz, vücudun alkalisini düzenliyor. İşlenmemiş, saf bir madde olduğu için vücudunuza hiçbir zararı yok.
Siz ev partileri de düzenliyor, catering hizmeti sağlıyorsunuz. Ev partilerinde geçen yıla göre artış var mı?
Şiddetli şekilde artış var. İnsanlar eğlencelerini aralarında daha cosy (sıcak) bir şekilde yapmayı tercih ediyorlar. Artık farklı sürprizler, konseptler hazırlanıyor. Bir de bakmayın Türkiye’de her ne kadar yeme içme işi son dönemlerde çok gelişse de dışarıda yakalayabileceğiniz lüksün bir sınırı var.
Dışarıdaki hiçbir lüksün tatmin etmediği insanlar evlerinde parti veriyor. Artık evlerde dekorasyon anlamında o kadar farklı şeyler yapabiliyoruz ki. Mesela Kemercountry bölgesinde birçok evin bahçesini, havuzunu komple kapatıp, çadırlarla başlı başına bir davet alanı haline getiriyoruz. Evin kapıları açıldığında bir anda ‘Alice Harikalar Diyarı’na girmiş gibi bir sahne çıkıyor karşınıza.
İnsanlar artık evlerine ciddi şekilde para harcıyor. Harcadıkları bu parayı da dostları, hatta iş arkadaşlarıyla paylaşmak istiyor.
Bunu en güzel Demet Sabancı Çetindoğan yapıyor. Çok güzel davetler veriyor.
Tablosu için parti veren var
Nasıl konseptler bunlar?
Artık her şeyde bir seremoni var. Mesela önemli bir sanatçının eserini alıyor, bunu arkadaşlarıyla paylaşmak istiyor. Sadece bunun için bile bir davet olabiliyor. Artık evlenme tekliflerini dahi münferit yapmıyor insanlar. Arkadaşlarının arasında bu güzel sürprizi paylaşmak istiyor. Evlilik, yaş günleri, tanışma yıl dönümleri, yılbaşı partileri rutin zaten.
Davetlerdeki trendler neler?
Yurt dışındaki davetlerde yardımlaşma olur. Bir barbekü partisine gidiyorsanız mutlaka bir şeyini siz üstlenirsiniz. Maddi durumu ne olursa olsun herkes daha bir yardımsever yaklaşır davete. Biri salatayı yapar, biri tatlıyı getirir, biri ekmekleri alır. Türkiye’de 10 kişilik davete 20 kişilik malzeme alıyoruz, her şeyi kendimiz üstleniyoruz. Sonra o kadar yorucu geliyor ki, ‘üç ay kimseyi ağırlamayacağız’ diyoruz. Oysa yurtdışında olduğu gibi yardım edilse o zaman her hafta toplanılabilir evlerde. Böyle olmamasının tek sebebi bu işin sadece davet sahiplerinin üstüne kalması. Biz bu noktada işlerini kolaylaştırıyoruz. Daveti biz yaptığımız zaman öncelikle gereksiz alışveriş yapmıyor.
Tamamiyle porsiyon başına, ne kadar yenilecekse, israf olmadan o şekilde evine götürüyoruz. Kişiye özel bir hizmet verdiğimiz için davet sahibi sadece misafirleriyle birlikte davetin keyfini çıkarıyor. Türkiye’de organik kahvaltı davetleri çok arttı. Kaz dağlarından çok düzgün tedarikçilerle çalışıyoruz. Gerçek organik dediğimiz ürünlerle nefis kahvaltılar veriyoruz. Bu aralar bahçe partileri de çok trend.
Patron yaşlıysa lavantayla etkile
n Patronu etkilemek için nasıl bir davet vermeli?
Sunum, çatal, bıçak, önemli tabii ama samimiyet hepsinden önemli. Sevdiği yemekleri öğrenmeye çalışın. Mümkünse eşinin sevdiği yemekleri de öğrenip bir sentez yapın. Annesinden bildiği, özlediği yemekleri hazırlayın. Hatta yöresel bir kaç çeşit de olsun.
Patronunuz Doğulu ise dolma, güveç de yapın mesela. Kuzu incik, bonfile her zaman hayat kurtarır. Oda kokusu da önemli. Patronunuz 60 yaş üstü ise o kuşak lavanta sever. Evde lavanta kokusu bulundurun. 40 yaşlarında ise parfümlerde de kullanılan tarçın kokusu evde çok etkileyici olabilir.
Nasıl girdiniz bu sektöre?
Amerika’da işletme okudum. Türkiye’ye döndükten sonra Divan grubunda ziyafet müdürü olarak üç sene, arkasından Ajia Hotel’de aynı pozisyonda 3 yıl çalıştım. Sağlıklı ve doğal beslenme Türkiye’de de öne çıkmaya başlayınca bu sektöre yöneldim.
Michelin’li restoran gezme hobiniz varmış. Ancak yıldızlar biraz demode bulunuyor artık sanki...
Müşterilerime en iyi hizmeti verebilmek, beslenmeyi keyifli hale getirmek için dünyanın her yerini dolaşıyorum. Ben bir gurmeyim. Sadece michelin restoranları gezmiyorum tabii ki yerel tatları da çok takip ediyorum.
Tespitinize gelince, hiç katılmıyorum. Michelin, lezzetten masa örtüsüne, şarap kavına kadar bir standarttır. Türkiye’de bir sorun var. Trabzon tereyağı kadar güzeli var mı? Ama restoranlarımız hala hazır tereyağı veriyor. Bizim konuşmamız gereken başka şeyler var. Yıllarca sanatı çok komplike hale getirdiler, insanlar sanat öğrenmekten, konuşmaktan korktu.
Şimdi de gastronomiyi o hale getirmeye çalışıyorlar. Hayır öyle değil. Yiyerek, deneyerek, okuyarak ukalalara haddini bildirebiliriz! Fransızca bilmek, o yemeğin adını eksiksiz söylemek zorunda değilsiniz. Keyfiniz yahu bu çileye dönmemeli. Bunların önemi yok. O yemeği yediniz ve sevdiniz, bitmiştir.
Yediğiniz en enteresan yemek?
Makedonya’da yediğim kirpi eti.
