Organizatör Joe Meli, son 50 yılda popüler kültüre damgasını vurmuş eserleri, bugünün yıldızlarının yorumuyla stadyum şovuna dönüştürmeye hazırlanıyor. Bilet fiyatlarının erişilebilir olacağını vurgulayan Meli, “Sektörü demokratikleştireceğim” diyor
Joe Meli, yüzbinleri coşturacak eğlence ateşini yakmaya hazırlanıyor. ABD dışındaki organizasyonlardaki partneri ise Jes Capital’in kurucu ortağı Çiğdem Erkman olacak.
Evita müzikali Türkiye’ye gelse kaç kişi izler? Tabii ki ilgi görür… Peki ama müzikalde Lady Gaga performans sergilese... Kıyamet kopar, babaanne, anne, torun maaile koşar değil mi? Hem klasik hem popüler… Lady Gaga, Justin Bieber, Katy Perry, Prince gibi dünyaca meşhur isimlerin sahne aldığı VIP konserlerle tanınan Joe Meli öyle düşünüyor! Onun işi Amerikan eğlence sektöründe trend yaratmak... Ünlü isimlerin konserlerini organize eden şirketi Bulldog Entertainment’i, Warner Music’e satmış.
Aralarında Türkiye’nin de olduğu lokasyonlarda yeni bir eğlence konseptine imza atmaya hazırlanıyor. Türkiye ve çevre ülkelerdeki organizasyonları İngiltere merkezli Jes Capital’in kurucu ortağı Çiğdem Erkman ile birlikte yapacak. Yerli isimlerden gelen işbirliği tekliflerini değerlendirmek üzere Türkiye’deydi. ‘Türk rivierası’ dediği Bodrum’dan uçak kiralayıp çocuklarını antik Efes’e de götürdü. Arkadaşı Kevin Costner da Bodrum’daydı.
Meli’nin teknesiyle açıldık. Mandarin’de başlayan röportajımız, Bodrum koylarının ardından Clup 29 Tilkicik restoranındaki etkinlikle son buldu. Birçok sorumu sözleşmeleri nedeniyle yayınlanmamak kaydıyla yanıtladı. Yazamadığım ve yazabildiğim her şeyin özeti: Yüzbinlerce kişi, son 50 yılda popüler kültüre damgasını vurmuş şovları, bugünün yıldızlarının yorumuyla izleyebilecek ve en önemlisi de bunun için servet ödemek zorunda kalmayacak. Bu şovlar Türkiye’ye de gelecek...
75 eserin isim hakkını aldı
Eğlence sektöründe faaliyet gösteriyorsunuz. Trend nereye doğru gidiyor?
Eğlence sektörünün yeni soluğa ihtiyacı var. İnsanlar hayatlarını temsil eden müzikleri seviyor. Queen, U2, Madonna, Bruce Springsteen… Bunlar geniş demografik yapıya hitap eder. Çocuklar, anne-babaları, dedeleri ve anneanneleri aynı anda zevk alır onların müziğinden. Eğlence sektöründe yeni trend bu, üç jenerasyonun da sevebileceği etkinlik ve isimlere dönüyor olay. Müzik festivalleri de o yüzden daha popüler. Tek aktör olduğunda sadece onunla ilgilenen jenerasyon gidiyor. Ben ise bambaşka bir konsept peşindeyim… Farklı bir formatta, aynı anda üç kuşağa hitap eden organizasyonlar yapacağız. Advance Entertainment adında bir platform kurduk.
Nedir o konsept?
Büyük stadyum prodüksiyonları yapacağız. Müziği, şovu demokratikleştirip ucuzlatacağız. Transformers, Ghost Busters, Alvin ve Sincaplar, Rio gibi çocuklara hitap eden 75 konseptin isim hakkını satın aldık. Bunları şova dönüştüreceğiz.
Bunlar teknoloji ile desteklenmiş dev prodüksiyonlar olarak stadyum, 15 20 bin kişi kapasiteli büyük konser alanlarında sahnelenecek. Bu çocuk oyunlarını dünyanın her yerinde her ırktan çocuk izliyor, oynuyor. Sadece çocuklar mı, 4 oğlum var Ghost Busters’ı (Hayalet Avcıları) kaç kez izlediğimi şahsen hatırlamıyorum.
Çocuk oyunlarından başka neleri sergileyeceksiniz stadyumda?
Dünyada tanınmış popüler sanatçıları stadyum şovlarında seyirci ile buluşturacağız. Evita mesela, klasiktir. Evita’yı düşünün, bir futbol stadyumunda sahnelendiğini ve Lady Gaga’nın performans sergilediğini. Klasik olanı, ikonik isimlerle yeni bir formatta sunacağız. Anita Frank’te, Beyonce’nin oynadığını düşünsenize veya Color Purple’da Jennifer Hudson’ın performans yaptığını... Oprah Winfrey gibi isimlerle talk showlar da bu formatta yapılabilir.
Düşünmeye çalışıyorum… Gün boyunca peşlerinde koşturduğumuz yetmiyor, çocukları bir de stadyumlara taşıyacağız!
Evet ama siz de zevk alacaksınız, anneniz de, çocuğunuz da... Üç kuşak bir arada izleyeceksiniz. Anneniz Lady Gaga’yı izleyecek, çocuğunuz Evita’yı. Siz ikisini de! Tüm aile aynı prodüksiyonla eğlenecek.
Herkese “eğlenme” hakkı
Nasıl bir fiyat politikası izleyeceksiniz?
Düşünün Amerika gibi bir ülkede halkın sadece yüzde 4’ü şovlara gidebiliyor. Broadway şovlarını seçkin bir azınlık izleyebiliyor. Klasik eğlence Amerika’da da pahalı. Türkiye’de sanırım satın alma gücü nedeniyle daha da pahalı. Biletler 4 kişilik bir ailenin mutfak masrafını aşıyor. Öte yandan dev konser alanları, stadyumlar yılın sadece 160 gününde kullanılıyor. Diğer günler boş. Stadyum şovlarını bu nedenle de istiyorum. O mekanlar yılın 365 günü kullanılırsa kiralama maliyetleri düşecek. Sektörün demokratikleşip herkesi kapsar hale gelmesi müzik festivalleri ve stad prodüksiyonları sayesinde olacak. Yeni konseptimizde fiyatları ulaşılabilir kılacağız. Yüzde 96’nın da eğlenme hakkını teslim edeceğiz. Festival işine de bu nedenle yöneldik.
‘ABD’de halkın sadece yüzde 4’ü şovlara gidebiliyor. Türkiye’de biletler 4 kişilik bir ailenin mutfak masrafını aşıyor. Stadyumları, yüzde 96’nın eğlenme hakkını teslim etmek için istiyorum’
Türkiye’de prodüksiyon firması satın almak istiyor
Türkiye’ye de neler yapacaksınız?
Amerika’da müzik festivalleri, komedi festivalleri satın alıyoruz. Onları dünyaya açacağız. Amerika’dan başlayıp dünyaya yayılacağız. Satın aldığımız festivalleri Türkiye dahil olmak üzere Avrupa, Rusya ve Çin’e de götüreceğiz. Size bahsettiğim Evita gibi müzikalleri, şovları Türkiye’ye de getireceğiz. Yaptığım organizasyonlar nedeniyle Türkiye’nin bu alandaki potansiyelini, insanlarının coşkusunu biliyorum. Türkiye’den bazı isimlerden işbirliği teklifleri geldi, sektörün büyüklüğünü anlamak ve gelen teklifleri sağlıklı değerlendirmek için İstanbul’a geldim.
Bodrum gibi bir ortamda düzenlenecek bir müzik festivalinin tanıtımı iyi yapılırsa bu müthiş kenti, Türk rivierasını görmek için insanlar koşa koşa gelecektir. Böyle bir yer yok dünyada, Kevin (Costner) anlatırdı ama görmeden anlamak zor bu güzelliği. Beşiktaş stadında konser dinlerken Boğaz’ın güzelliğini görme imkanı var bu ülkede. Stadın çevresinde üç tur attım manzaranın güzelliği karşısında insanın nefesi kesiliyor. Türkiye’de prodüksiyon firması da satın almak istiyoruz. Türkiye’de genç nüfus nedeniyle eğlence sektörü çok büyüyecek, bunu görüyoruz.
Türk pazarında tek başınıza mı hareket edeceksiniz?
Jes Capital ile stratejik işbirliği yaptık. Amerika dışındaki organizasyonları onlarla birlikte yapacağız. Türkiye’den iki yerel grupla ortaklık yapmayı da düşünüyoruz. Bu yeni bir konsept, büyüme anlamında ucu açık bir iş. Her ülkede lokal ortaklarımız olacak. Türkiye’den gelen üç teklifi sonuçlandırmak için Çiğdem ile birlikte şubatta İstanbul’a geleceğiz yeniden.
Bulldog’unu Warner’e sattı
Daha önce ne yapıyordunuz?
Hep eğlence sektöründe oldum. Konserler organize ettim. Konserlerde insanlar ilk 10 sırada oturmak için çok fazla para öderler. Localar, ön ve yan ön koltukları kattığınızda bunların sayısı 2 bin civarındadır. Bunu görünce yeni bir konsept yarattım. 1.500 kişilik çok lüks konserler organize etmeye başladım. Biletleri 3 bin dolar civarında olan VIP konserler oldu bunlar. Warner Music çok sevdi bu konsepti ve şirketim Bulldog Entertainment’i satın aldı.