İklim krizinin etkisiyle önce kavurucu sıcaklar, ardından ani sıcaklık düşüşü hepimizin vücut ve ruh dengesini alt üst etti. Academic Hospital Kadın Hastalıkları, Doğum ve Perinatoloji Uzmanı Prof. Dr. Kavak uyardı: “Sağlığınızı korumak için bağışıklığınızı güçlü tutun. Günümüzde gıdalar yeterli vitamin içermiyor."
Yıllardır tüm dünyada uyarıları yapılan küresel iklim değişikliği bu yaz sert bir şekilde hepimize yüzünü gösterdi. En sıcak ve en kavurucu yaz günlerini yaşarken şimdi de aniden hava sıcaklığı düştü, hatta yağışlar başladı.
Hal böyle olunca da hepimiz hızla değişen hava koşullarından yorgun düştük. Peki, bu kadar hızlı değişen hava şartlarına nasıl uyum sağlayacağız, akıl ve beden sağlığımızı nasıl koruyacağız? Bu soruları ömrünün 35 yılından fazlasını tıp bilimine adamış olan, kadın sağlığının duayeni Academic Hospital Kadın Hastalıkları, Doğum ve Perinatoloji Uzmanı Prof. Dr. Zehra Neşe Kavak’a sordum.
Aynı zamanda Academic Group Yönetim Kurulu Başkanı olan, perinatoloji alanında dünyada da otorite kabul edilen Zehra Hoca’nın anlattıkları önemli.
Kronik hastalıklar artıyor
Academic Group Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Kavak, sağlık sektöründeki gelişmeleri de yakından takip ediyor. Küresel iklim krizi, çevresel faktörler, gıdalardaki bozulmalar, hareketsiz yaşam gibi birçok etken nedeniyle kronik hastalıkların hızla arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Kavak, bu noktada hastanelerin de artık farklı yaklaşımlarla hareket etmesi gerektiğini şu sözlerle vurguluyor: “En temel görevimiz şifa dağıtma misyonumuza devam ederken, insanların iyilik ve esenlik hallerini arttıracak anahtarlar sunmalıyız. Biz mesela Academic Group olarak sağlıklı toplum hedefiyle iki önemli adım attık. Önce Academic Health Sağlıklı Yaşam Merkezi’ni, ardından Bağdat Caddesi’nde Academic Cilinic’i hizmete açtık. Her iki merkezimizde de sağlık, güzellik ve kaliteli yaşam için bilimsel yaklaşımlarla hazırlanmış kapsamlı programlar oluşturduk. Pilatesten akupunktura iyilik halini artıracak her türlü hizmeti planlıyoruz.”
Prof. Dr. Kavak sorularımızı yanıtladı.
Sıvı ve tuz kaybı
-Sıcaklıklar küresel ısınma nedeniyle çok fazla arttı şikâyetler de...
İnsan vücudunun belli bir çalışma sıcaklığı var; bunun üstüne çıktığı ya da altına düştüğü zaman metabolik hassasiyetler meydana geliyor. Hatta bu ölümle dâhi sonuçlanabiliyor.
Sıvı ve tuz kaybı özellikle beyin ve kalp fonksiyonlarını çok etkiler; dolayısıyla bu organların hassas olduğu kişilerde, yaşlılarda ve çocuklarda çok daha belirgin bir şekilde sıkıntılar ortaya çıkar. Mesela ne olabilir?
Isıya bağlı kramplar, şişlikler, bilinç kaybı, çok hafif bir deri kızarıklığından ölüme kadar giden geniş bir varyasyonda vakalar görebiliyoruz. Nitekim Academic Hospital’da da aşırı sıcaklarda dahiliye, kardiyoloji, pediatri bölümlerimize ishal, baş ağrısı, tansiyon, kalp sıkışması gibi şikayetlerle gelen hasta sayısında artış gözlemledik.
1 saat spora 4 bardak su
-Bu durumların yaşanmaması için ne yapabiliriz?
Yediğimize, içtiğimize, giydiğimize, sıvı kaybına ve tuz dengesine çok dikkat edeceğiz. Gıda hijyenine özen göstereceğiz, temiz ve taze gıdalar tüketeceğiz. Güneş ışınlarının en kuvvetli olduğu saatlerde 10.00 ila 15.00 arasında direkt güneşe çıkmayacağız. Şapka, güneş gözlüğü takacağız. Açık renkli, geniş uzun kollu, ter emen kumaştan yapılmış koruyucu elbiseler giyeceğiz. Bol sıvı ve mineral içeren gıdalar (tuzlu ayran olabilir) tüketeceğiz. Sporumuzu sabah erken saatlerde veya güneş battıktan sonra yapacağız; her 1 saatlik spor için en az 4 bardak sıvı tüketeceğiz.
Kahve yerine kuşburnu
-Sıcaklarda yemek de yenmiyor...
Doğru beslenme düzeni, sağlık problemlerinin azalmasında ve önlenmesinde etkili. Az, sık aralıklı ve hafif besleneceğiz. Kahvaltı kesinlikle atlanmamalı. Az yağlı peynirler, zeytin ve taze sebzeler yenmeli. Kahve gibi kafein içeren içecekler yerine ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki çaylarını tercih etmeliyiz. Yemekleri pişirirken kızartma ve kavurma yerine haşlama, ızgara, kendi suyunda veya az suda pişirme gibi sağlıklı pişirme yöntemleri uygulamalıyız.
Az pişmiş etler, jambon, salam, sosis, sucuk gibi ürünlerden uzak durmalıyız. Tam buğday ekmeği ve yulaf gibi lifli besinler tüketmeliyiz.
-Yaz aylarında vücut direncini artırmak için ilave neler yapmalıyız?
Vücudun yeterli miktarda vitamin ve mineral alınmasını sağlamak için sebze ve meyve çeşitlerinden yararlanmalıyız. Günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve tüketmeliyiz.
Kiraz, incir, şeftali, kayısı, karpuz, kavun, karadut gibi meyveleri diyabet sorunu yoksa hem ödem attırıcı hem de kabızlık önleyici olduğu için ölçülü olarak tüketebiliriz.
-Su tüketimi ne kadar olmalı?
Kilonuzu 0,03 ile çarparak gün içinde tüketmeniz gereken su miktarını bulabilirsiniz. Örneğin, 60 kg olan biri kilosunu 0,03 ile çarparak gün içinde 1,5-2 litre aralığında su içmelidir. Günlük su tüketiminin gerekenden az, çay veya kahve tüketimin fazla olması ise vücudu susuz bırakır, metabolizmayı yavaşlatır ve ödeme sebep olur.
Tabi küresel iklim değişikliğinin bir yansıması da hava sıcaklıklarındaki çok ani ve sert değişimler. Bu ani hava değişimleri vücut ve psikolojik dengemizi de sarsıyor. Hızlı hava değişimlerinde hastalanmak daha kolaydır. Aşırı sıcakken aniden soğuyan havalarda sağlığımızı korumanın en etkili yolu bağışıklığı güçlü tutmak, iyilik ve esenlik halimizi yükseltmektir. Düzenli beslenmenin, spor yapmanın yanı sıra vücudumuzu vitamin ve mineral açısından fakir bırakmamalıyız.
20 yıl öncesinin bir muzu şimdinin 150 muzuna bedel
-Takviye alımını öneriyor musunuz?
Maalesef günümüzde tüm dünyada verimsiz topraklarda ve GDO’lu tohumlardan üretilmesine bağlı olarak gıdaların içerdikleri besin öğeleri son 30 senede giderek düştü. Buna bağlı olarak da akut ve kronik hastalıklar genç yaşlarda görülmeye başlandı. Örneğin; 20 sene önce bir adet muzdan alınan B6 vitaminini almak için bugün 150 muz yemek gerekiyor. Bu nedenle de bazı eser elementler vücutta üretilemediği için dışarıdan takviye olarak alınması geliyor. Hava değişimlerine karşı güçlü kalmak, sağlığı korumak, hastalansak bile kolay toparlanabilmek için glutatyon, vitamin C, demir, vitamin D gibi bir kısım takviyeler doktor kontrolünde alınabilir.
Son yıllarda maalesef magnezyum tüketimimiz azaldı. Magnezyum da hekim öneriyorsa kürler şeklinde alınabilir. Bu amaçla biz de Academic Group olarak, hastalarımızın esenliğini desteklemek amacıyla açtığımız Academic Health Sağlıklı Yaşam Merkezi’nde ve Suadiye’deki Academic Clinic’te kişiye özel destek programları sunuyoruz. Akupunktur, glutatyon, ozonterapi, kayropraktik gibi kişilerin yaşam kalitesini yükseltecek birçok tamamlayıcı sağlık uygulamasını gerçekleştiriyoruz.
Hamileler bronzlaşmayı aklından dahi geçirmesin
Kadın Hastalıkları, Doğum ve Perinatoloji Uzmanı Prof. Dr. Zehra Neşe Kavak, hamileleri sıcaklara karşı ayrıca uyardı: “Saunadan uzak durun, saat 10.00-15.00 arası güneşe çıkmayın, gebelik döneminde bronzlaşmayı aklınızdan bile geçirmeyin.Sıcak havalarda artan gıda zehirlenmeleri, bebeğe zarar verebileceği gibi düşük riski de taşır. Yiyeceklerin temizliğinden emin olun, evinizde değilseniz dışarıda sakın salata yemeyin. Yaz aylarında artan mantar enfeksiyonuna karşı pamuklu iç çamaşırı kullanıp sık değiştirin.”