Ortadoğu’da sınırların değişmesine varan çatışmalar, Avrupa’da ve Türkiye’de metropollerde arka arkaya patlayan bombaların olduğu bir ortamda Türkiye’ye yabancı girişi neredeyse durmuş durumda. Turizmde de son senelerin en kötü dönemi yaşanırken yabancı yatırımcı girişleri her zamankinden daha değerli.
Bu ortamdan etkilenmeyen, Türkiye’nin yaşanan kötü günlere karşın dinamiklerini bilen yatırımcılar ise Katar’dan çıkıyor. Katarlılar banka, gayrimenkul, lojistik sektöründe yatırım yapmak konusunda istekliler. Onlardan birisi de Katarlı Profesör Abdullatif Al Meer.
30 yıllık bankacılık kariyeri boyunca birçok Katarlı kuruluş adına çeşitli ülkelerde yatırımlar yapan Al Meer, QInvest CEO’su iken geliştirdiği, 310 metrelik yüksekliği ile Avrupa’nın en yüksek gökdeleni olan ve 1.5 milyar sterline mal olan, Londra’daki The Shard projesine de imza atmıştı. Son dönemde ise Türkiye ile Katar arasındaki yakınlaşma sonucunda İstanbul’a gelerek yatırım kararı aldığını anlatan Al Meer, grubunun Türkiye’deki yatırımlarının 2 milyar dolara yaklaşacağını söylüyor. Öncelikli yatırım alanlarının gayrimenkul, gıda, lojistik, finans ve teknoloji olduğuna vurgu yapıyor.
Nispetiye’ye dev proje
Lüks evleri, pahalı restoranları ile ünlü Nispetiye - Etiler hattı bugünlerde gayrimenkul sektörü için cazibe merkezi haline gelmiş durumda. Semtin birçok noktasındaki değerli arazilere konumlanmış eski binalar tek tek yıkılıp yerlerine yenileri yapılıyor.
Abdullatif Al Meer’in kurucusu olduğu QT Holding de burada önemli bir proje üstlenmiş. İstanbul’un en değerli bölgelerinden Etiler Nispetiye Caddesi’ne 300 metrelik cephesi bulunan 50 yıllık Petrol Sitesi’nin dönüşümünü gerçekleştirecek. 250 milyon dolara hayata geçirilecek ve dünyanın en önemli mimarlarından Anthony Bechu’nun tasarladığı projede rezidans, ev, işyerleri ve ticari mekânlar yer alacak.
Her dairesinin güneş ışığı alacağı yeni yaşam alanının en iddialı yeri farklı bir konseptle yapılan alışveriş caddesi olacak. Klasik AVM mantığından farklı kurgulanan projede AVM Nispetiye kaldırımları ile aynı yükseklikte olacak. İnsanlar Nispetiye üzerinde yürüyerek caddenin devamında AVM’ye geçecekler. Ünlü markaların olacağı AVM yemekte de iddialı restoranlarla geliyor. Al Meer, iddiasını “Nispetiye caddesi Şanzalize olacak” sözüyle ortaya koyuyor.
Pideyi ihraç edecek
Al Meer, Türk yemeklerine bayılıyor, gerçek bir gurme. İstanbul’u bırakın Türkiye’nin farklı yerlerindeki tatların, önemli restoranların hepsinden haberdar. Bugünlerde Bebek’ten geçerken dikkatinizi çekmiştir. Pahalı balık restoranlarının olduğu bölgede, Lucca’nın 50 metre ilerisinde ışıl ışıl bir pideci, adı da kendinden menkul Pidde’s var... Kendisiyle tanışmam Bebek’te pide restoranı açmak kimin aklına gelir sorusuyla başladı. Abdullatif Al Meer, THY’nin lounge’unda yediğimiz o lezzetli pidelere bayılıyor ve hikaye böyle başlıyor.
Lüks pide restoranı bugünlerde Bebek’in en popüler mekanlarından biri haline geldi. Bebek’teki pilot uygulamadan sonra pide restoranlarının sayısı artacak, özellikle yurtdışında. Petrol Sitesi’nin yeni haliyle yaratacağı lüks ortam ve geniş sosyal alanları kadar, Boğaz’a nazır alışveriş merkeziyle fark yaratmaya hazırlandıklarını söyleyen QT Holding’in patronu Abdullatif Al Meer sorularımı cevapladı.
500 milyar doları görüyor
- Türkiye’ye nasıl geldiniz?
Lübnan, Katar, New York, Londra ve İstanbul’da evim var. İstanbul bambaşka. Burası geleceğin şehri. O kadar güzel bir şehir ki, zengin bir tarihe sahip, coğrafi konumu inanılmaz, çok yatırım yapılacak bir şehir burası. Halihazırdaki üçüncü havalimanı, liman, üçüncü köprü ve kanal projelerinin altyapı yatırımları 100 milyar doları aştı. Bu yatırımların ekonomi üzerinde yaratacağı muazzam etkiyle yatırımlar 500 milyar doları aşacaktır.
Ekolojiyi öne çıkarıyor
- Petrol Sitesi kentsel dönüşümü ne zaman başlıyor?
Yakında başlayacak projenin mimarisi gerçekten etkileyici olacak. Dünya çapında işlerimiz var, Avrupa’da, Amerika’da, Asya’da projeler geliştirdik. Günümüzde gayrimenkul yapımının ekolojik olması, küresel ısınmaya dikkat ederek sürekliliği sağlayacak yapılar inşa etmek önemli. İçine ışık giren, sıcak ve pozitif ve en önemlisi teknolojik evler yaratmalıyız. Doğayla yeni teknolojiyi birleştirmek bizlere daha rahat bir yaşam ortamı sağlayacak.
- Ne kadarlık bir proje?
24’er katlı, 364 konutlu karma proje, yaklaşık 250 milyon dolara mal olacak. Ekolojik alt yapıda bir proje. Herkes yeşili, güneş ışığını görecek. Kat malikleri ile hukuki süreci tamamlamak üzere işbirliği halinde yoğun bir mesai harcıyoruz.
Sokağa iniyor
- Projenizi diğer gayrimenkul projelerinden farklılaştıran şey ne?
Bütün AVM’lerden farklı bir konseptle geliyoruz. Klasik AVM mantığına doydu artık İstanbul. Bizim farkımız sokakta alışveriş olacak, herkes Nispetiye Caddesi’nin İstanbul’un Champs Elysees’si olduğunu konuşacak. Caddenin bizim yatırımızla canlanacağını düşünüyorum. Bu projede sanatla yeşili bütünleştirmek istiyoruz. Bale, opera, konserler için sanat merkezi olacak. Avrupa ülkelerindeki gibi bütün restoranlar tek katlı ve açık olacak. Miami, New York gibi sokak yaşamı hissedilecek. Araçların park sorunu olmayacak.
- Restoranlar peki...
Biz bu işe çok para harcıyoruz ve bu projenin özel bir proje olmasını istiyoruz. Sadece lüks yabancı restoranlar değil her tür mutfağın sokağımızda bulunmasını istiyoruz. Türkiye şu an sıkıntılı günler yaşasa da çok büyük bir turist popülasyonu var. Turistler artık Türk mutfağını daha çok tatmalı. Gerçekten Türkiye’de çok iyi şefler ve restoranlar var. Projemizde ayrıca kafeler de var. Türk kahvesinin güzelliğini ortaya çıkaracağız.
- Neden pideci açtınız?
Bu toprakların kendine has çok özel lezzetleri var. Pide, Türk mutfağından çıkıp tüm dünyaya yayılabilecek özel ürünlerden birisi. Türkiye’ye gelen turistlerin ve misafirlerimizin pideyi çok beğendiklerini gördük. Yapılması gereken uluslararası diğer markaların başarı kaynağı olan standart ürün sunma çalışmalarını tamamlamak. Pideden sonra döner üzerine de özel bir projemiz var. Şu anda Bebek’te bir restoran açtık, bir öğrenim süreci içerisindeyiz. Seneye 20-30 restoran arasında genişlemeyi düşünüyoruz. Londra, New York gibi şehirlerde de restoran açacağız. Biz gıda ürünleri işine de girdik. Ülkenin farklı kesimlerindeki yerli çiftçilerin topladıkları kurutulmuş meyveler, ceviz, kuru kayısı gibi kuruyemişlerin üstüne uzmanlaştık. Anatolian Natural ve Agean Natural markalarımızın dünyada organik ve doğal gıdayı simgelemesini istiyoruz. Dünyada organik gıda, kuru meyve ve doğal baharat sektörü çok büyüdü. Anadolu’nun doğal güzellikleri, dünyanın aradığı ürünleri sunuyor. Gıda ürünlerinde Ege Bölgesi’ni merkez kabul edip, üretimi yerel üreticilerle birlikte yapıp bu topraklara yaraşır ürünler elde etmek istiyoruz. Seneye zeytinyağı, baharat ve kuru meyve ihracatımıza başlıyoruz.
Mandarin motivasyonuyla Bodrum’da
-Bodrum’da da gayrimenkul yapacakmışsınız...
Bodrum’da Mandarin Oriental projesini çok beğendim. Daha önce Bodrum’da yapılmak istenen çok proje gördüm ama çoğu üst seviyede değildi. Ben de çok araştırdım, Bodrum’da bir şeyler yapmak istedim ve sonunda da çok iyi bir yer buldum, çok lüks ve üst düzey 15 villa yapmakla başlıyoruz. Bodrum’da lüks ve üst düzey kalitede villaların daha çok olması gerekiyor.
‘Petrol yok elektrikli araba üreteceğim’
- Teknolojide ne yapıyorsunuz?
Yeni teknolojiye olan tutkumdan dolayı Türkiye’de elektrikli araba üretmek istiyorum. Kocaeli- Bursa hattında elektrikli araç üretme hedefimiz var. Ülkede petrol yok, bu yüzden de çok karlı bir iş olur elektrikli araba yapmak. Türkiye’nin en büyük avantajı ucuz ve kaliteli işçilik olması. Bu yıl elektrikli araçlar konusundaki yatırımımı hayata geçirmek istiyorum.