Songül Hatısaru

Songül Hatısaru

songul.hatisaru@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

‘Türkiye internet sansürünü’ derinleştiriyor mu? Torba yasaya giren tasarı ile kişilik haklarını ihlalden dolayı internet sitelerine erişimin engellenmesinin yolunun açılması yurtdışında sorunun sıkça sorulmasına neden oluyor. Tabii algının pekişmesine de... Tasarıyla kişilik hakları ihlalinde mahkeme, özel hayatın gizliliğinin ihlalinde ise TİB Başkanı veya Ulaştırma Bakanının kararıyla sitelere erişim engellenebiliyor. Kişilik haklarının ihlali kavramı Türkiye’de çok geniş yorumlanabiliyor. Bu nedenle en ufak bir eleştirinin dahi sitelerin kapatılması gibi bir tedbirle karşılaşması riski var. Türkiye Bilişim Vakfı Başkanı Faruk Eczacıbaşı bu uyarıyı yaparak, “İnternet sitelerine erişimin engellenmesi temel hak ve özgürlüklerin engellenmesidir” diyor.

İletişim Başkanlığı kuruluyor
Önceki gün bir grup gazeteciyle Eczacıbaşı Holding’in 22. katında kendisiyle buluştuk. Faruk Eczacıbaşı uzatmadan konuşmasına başladı: “Bizi çok iğreti eden bir tasarı. 5651 sayılı internet yasasında ölçülülük ilkesinde sıkıntı yaşıyorken, bireylere interneti yasaklama noktasında mahkemeler karar verip site kapatabilecek. Olay internetin çok ötesine gidiyor. Avrupa İnsan Haklarına, Anayasa’ya aykırı bir yapı kazanıyor. Torba yasanın iler tutar yanı olduğunu düşünmüyoruz.”
Türkiye Bilişim Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Tahsin Beceni’den öğrendiğimize göre içinde hakim ve savcıların da olduğu bir de İletişim Başkanlığı kuruluyor. İnternet Erişim Sağlayıcıları adında bir yapı oluşturuluyor. Bu yapı BTK’ya karşı sorumlu tutuluyor.

En çok talep Türk hükümetinden
Eczacıbaşı dünyanın hiçbir yerinde böyle bir ara mekanizma kurulmadığına dikkat çekerken altını çiziyor:”Sitelerin uyar-kaldır mekanizmaları var. Oraya başvurursunuz. Bu taslak yasalaştığı taktirde kötü niyetli girişimlere kapıyı açmış oluyorsunuz.”
Tahsin Beceni de ilginç bilgiler verdi. Dünyada en fazla içerik çıkarma talebi Türk kamu kurumlarından oluyormuş. Google’ın şeffaflık raporuna göre Türk kamu kurumlarının içerik çıkarma talebi geçen yıl yüzde 966 oranında artmış. İçerik kaldırma talebinde ABD dahil olmak üzere birinci ülkeyiz.
Bunda bireylerin içerik çıkarma talebi için yer sağlayıcıları yerine kamu kurumlarına başvurmasının etkisi de büyük. Eczacıbaşı sözlerini ciddi uyarılarla bağladı: “Bizim çözüm arayışımız sokaklar değil. Zaman zaman bunu da düşündük. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni başvuracağız. Bu temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasıdır. İnternetin ötesidir. İzole olursunuz, güven kaybolur...”

Haberin Devamı

‘AB veri hukukuna göre riskli ülkeyiz’
Eczacıbaşı, AB mevzuatı uyum sürecine karşın özel hayatın korunmasıyla ilgili kişisel verilerin düzenlenmesi yasasının 10 yıldır çıkarılmadığına dikkat çekerken çarpıcı tespitler yaptı:
“Başbakan Erdoğan demokratikleşme paketinde kişisel verilerin korunmasının yönelik düzenlemelerin çıkacağı sözünü vermişti. Biz hâlâ bunu iç hukuka aktarmadık. AB veri koruma hukukuna göre Türkiye, veri transferinde riskli bir ülke. Veri korumasıyla ilgili AB vatandaşının verisini işleyecek bir sistem kuramazsanız istediğiniz kadar teşvik verin, Google gelip burada merkez açmaz.
Sorunları tam 10 yıldır bekleyen kişisel verilerin korunmasıyla ilgili kanunu çıkartarak çözebilirdik. Bu yöne gitmemiz gerekirken tam aksi yöne doğru gidiyoruz. Bunun sonuçlarını çok iyi düşünmemiz lazım. Karşımıza uluslararası sorunlar çıkacaktır. Hiç kimse veri akışının bu derece aşırı denetlendiği bir ortamda sizi risksiz ülke olarak kabul etmeyecek.”

Haberin Devamı

İçki pazarı puslanınca Amerika B planı oldu

Haberin Devamı

Mitolojik kaynaklarda ‘şarabın doğduğu yer’ olarak gösterilen Gelibolu Tarihi Yarımadası’nda üretilen ‘şato tipi’ şarapların ABD yolculuğu başlıyor. İsmini yarımadanın Kuzey Ege sahilindeki Suvla Koyu’ndan alan Suvla şarapları, Amerikalıların ortaklığıyla New Jersey’de şirket kurdu.
Henüz iki yıllık bir şarap markası Suvla. Kısa sürede 850 bin şişe kapasiteye ulaştı... Hızlı büyüyorlar. İşin başında global vizyonuna sahip yıllarca Microsoft’ta yöneticilik yapmış Selim Zafer Ellialtı var.
Ellialtı, profesyonellik günlerinde gittiği her yerde bir gün üretmeyi kafasına koyduğu şarapları için de araştırmalar yapmış.
İş hayatında hep yedek planlarla çalışmaya alışkın yani. Türkiye’de alkollü içki pazarının dinamiklerinden dolayı ufukta puslu bir ortam görünce ilave yollar aramış. Hem ihracat hem de satışını garantiye alacak formülü ABD’lilerle geliştirmiş.

Ortağını bile buldu
Selim Zafer Ellialtı, “Bağları kurarken ihracat hedefim zaten vardı. Ama son gelişmelerden sonra yurtdışı arayışlarını biraz daha profesyonel düzeyde yapmaya başladım” diyor. ABD hem şaraba talebin arttığı bir pazar hem de açık ve objektif bir dünya. Yenilikleri denemeye açıklar. Ellialtı’nın anlattığına göre şarap tüketimi açısından Çin ile birlikte en hızlı büyüyen pazar aynı zamanda.
Ellialtı arayışlara başladığında, ABD’de çeşitli ortamlarda profesyonellere tadım günleri düzenliyor. Geri dönüşlerden çok memnun kalınca ABD’de şirket kurup dağıtım yapmaya karar veriyor. Bunun için çok uğraşması gerekmiyor. Suvla’nın ABD’deki lojistik işini vermek istediği şirket ortak olmayı teklif ediyor. Arkasından şarap işinde uzun yıllar tedarikçi olarak çalışmış bireysel bir yatırımcının yanı sıra bir şarap uzmanı da bu taleple geliyor...

Hedef 1 milyon şişe
Böyle olunca Suvla USA, New Jersey’de hemen kuruluyor. Selim Ellialtı’nın yüzde 60 hissesine karşılık, ABD’liler de yüzde 40 hissenin sahibi oluyor. Şimdi, New Jersey merkezli olarak distribütörler üzerinden değişik eyaletlere ürün satmaya hazırlanıyorlar. Selim Ellialtı tanıtım için ABD’de bir şirketle de anlaşmak üzere olduklarını söylüyor.
Bütün bu operasyondan muradınız ne sorumu şöyle yanıtlıyor: “ABD’ye oradaki şirketimiz ve distribütörler vasıtasıyla gireceğiz. Türkiye’deki konjonktürel gelişmelere paralel olarak gün gelir de ürünlerimizi, Türk pazarında satmamız zorlaşırsa, önümüzdeki 5 yıl içinde tüm üretimimizi Amerika’da satabilecek şekilde örgütleniyoruz. Böyle bir lojistik altyapı kurarak tedbir almaya çalışıyoruz. Bu bizim B planımız. Suvla USA Türkiye’den şaraplarımızı ithal edecek ve lojistik dağıtımını yapacak. Her eyalette değişik distribütörlerle çalışacağız.”
Suvla’nın hedefi her yıl artacak şekilde önümüzdeki 5 yılda 1 milyon şişe şarabı ABD’ye ihraç etmek. Şu anda toplam kapasiteleri 850 bin şişe. Önümüzdeki 2 yılda 1 milyon şişeye çıkacaklar.