İhracatta ve üretimde katma değeri artırma hedefiyle yola çıkan Desing Week’te konuşan TİM Başkanı Gülle, “Hedefimiz tasarımda dünyanın ilk 5’ine girmek. Yıl boyunca dünyanın dört bir yanından önemli tasarımcıların katılacağı Design İst konuşmalarıyla tasarım dünyasının nabzını tutacağız” dedi
Tüketici tercihlerinde en önemli rollerden birini oynayan tasarım konusunda Türkiye çok büyük mesafeler kat etti. Ülkenin, dünya tasarım liginde yedinciliğe yükselmiş olması da bunun göstergesi.
Ancak elbette bu yeterli görülmüyor. Tasarımın bayrak taşıyıcılığını yapan ‘Design Week’te ortaya konulan yeni hedefler de ülkeyi bu alanda daha ileri götürmeyi amaçlıyor.
Türkiye’nin en geniş kapsamlı tasarım etkinliği olan “Design Week Türkiye 2021” Haliç Kongre Merkezi’nde yapıldı. Program çerçevesinde 60’tan fazla konuşmacının bulunduğu 12 panel ve konferans, 20’yi aşkın sergi, enstalasyon ve atölye çalışmaları gerçekleşti.
Küresel rekabet
Açılış konuşmasında, tasarımlarıyla markalaşan ülkelerin küresel rekabette bir adım öne çıktığının altını çizen TİM Başkanı İsmail Gülle, “Ülkemiz, tasarımcılarımızın art arda aldığı ödüllerle bu yıl küresel tasarım endeksi sıralamalarında genel skor bazında 1917 puanla, Almanya, Güney Kore, Rusya, Singapur gibi ülkeleri geride bırakarak 7’nci sıraya yükseldi. İnşallah, bu başarıların yansımalarını ilerleyen dönemlerde katma değerli ihracatımızda da göreceğiz” dedi.
Çıta yükseldi
1000 İhracatçı araştırması kapsamında gerçekleştirilen çalışmanın ihracatta tasarımın önemini bir kez daha gösterdiğini dile getiren Gülle, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Araştırmamızın sonuçlarına göre, tasarım merkezi olan firmalarımızın birim ihracat değeri, olmayan firmalara oranla 3 kat daha değerli. 342 adet tasarım merkezimiz var. Bu sayıyı, süratle yukarılara taşıyarak; inşallah ihracat birim değerimizi 2030’a kadar 2 dolara yükselteceğiz.”
Tasarım merkezi
Design Week Türkiye’ye oldukça büyük bir önem atfettiklerini kaydeden Gülle, bununla beraber, TİM’in “Design İstanbul” projesi çalışmalarının da devam ettiğini belirtti. Proje hakkında detayları paylaşan Gülle, şu bilgileri verdi:
“Proje kapsamında, dizayn yarışmalarından dizayn sokaklarının kurulmasına, Design İstanbul müzesinden yenilikçi çalışma alanlarının oluşturulmasına kadar geniş bir perspektifte çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Projeyle İstanbul'u dünyada önemli bir tasarım destinasyonu haline getirmek istiyoruz. Ayrıca, yıl boyunca dünyanın dört bir yanından önemli tasarımcıların katılacağı Design İst konuşmalarıyla tasarım dünyasının nabzını tutacağız.”
Kalkınma yolu
Küresel tedarik zincirinde yeni bir dönemin başladığının ve ihracat ailesinin bu kırılmayı lehine kullanmayı başardığının altını çizen Gülle, şu açıklamalarda bulundu: “Rekabet, artık sadece fiyat odaklı olmayacak. ‘Dış ticaret fazlası veren Türkiye’ hedefimize çok yakınız. Katma değerli üretimin yolu ise Ar-Ge, inovasyon, marka ve tasarımdan geçiyor.”
Tasarımın enleri sahiplerini buldu
Hafta, 9. Design Türkiye Endüstriyel Tasarım Ödülleri Töreni ve İhracatçı Birlikleri Ödül Töreni’ne de ev sahipliği yaptı. Toplam 45 firmanın ödüle layık görüldüğü törende, 8 firma ‘Üstün Tasarım’, 37 firma ise ‘İyi Tasarım’ ödülünün sahibi oldu. Arçelik 8 ödülle en fazla ödül kazanan firma oldu.
Lezzet yerinde sunum eksik
Türkiye Tasarım Haftası’nın ilgi çeken panellerinden birisi “Gastronomi ve Tasarım” oldu.Yemeğin sunumu başta olmak üzere gastronomi, tasarım ile öne çıkan sektörlerin başında geliyor. Dünyada gastronominin turizmden aldığı pay artıyor.
Gastronomi turizmi büyüyor
Panelin konuşmacıları da İtalya, İspanya, Fransa örneğinden hareketle, Türkiye’nin gastronomi turizminden gelir yaratması için önerilerini sıraladı.
Gastronomi için seyahat edenler Avrupa’da, fine dining restoranlarda yemeğe 300-1000 euro arasında hesap ödüyor. Ama bizim İstanbul’daki fine dining restoran sayımız üçü geçmiyor. Servis konusuna girmiyorum bile. Yönettiğim panelin konuşmacılarından Masterchef Moderatörü ünlü şef Mehmet Yalçınkaya, Türkiye’ye gelen ünlü gurmelerin içli köfte ve baklavayı çok beğendiğini söyledi. Bu çok önemli. Biz millet olarak kendi lezzetlerimizi biliyoruz, ancak onları anlatmakta, sunmakta eksik kalıyoruz. Tasarım da bu eksikliği gideren bir araç. Sadece gastronomi tasarımıyla İstanbul’un yıllık turist sayısını ikiye katlaması işten bile değil. İstanbul tarihinin, kültürünün, denizinin, mistisizminin yanına yemekle iddiasını koymalı artık!