Herkesin bir odası var ama banyo, mutfak, salon ortak… Öğrenci evi mantığıyla yapılacak bu dairelerde beyaz yakalıların yaşaması hedefleniyor. Üstelik global markalar, dünyanın en büyük metropolleri için bu projeleri hazırlıyor
CANNES
Global gayrimenkul markaları dünya metropollerinde “ev arkadaşlığı” modeliyle konut projesi geliştirmeye hazırlanıyor. Gayrimenkul sektörünün Davos’u olarak adlandırılan MIPIM’de de bunu gördük. Geçen hafta Cannes’da katıldığım MIPIM’de en çok duyduğum sözcük Co-Living ‘Ortak yaşama’ oldu. Gayrimenkul sektöründe trend buna evrilirken San Francisco, New York gibi şehirlerde yatırımcıların kolları sıvadığını ve beyaz yakalılara yönelik yaşam alanları modelini hayata geçirmeye başladıklarını gördük. Türkiye’de paylaşımlı ofis ve çalışma alanları modeli bir süredir zaten hayatımıza girmişti. Görünen o ki şimdi konut versiyonu da hayatımıza girecek.
Yatırımlar başladı
Ortak yaşama olarak isimlendirilen bu konut tipi, özellikle büyük şehirlerdeki fahiş kiralar, konut yetersizliği ve tek başına bir evde yaşamanın ekonomik zorluklarına karşı geliştirilmiş bir model. Günümüzün ekonomik koşullarında konut talebinin fazla olduğu büyük şehirlerde özellikle beyaz yakalılar yüksek kiralarla başa çıkamıyor. Hal böyle olunca, kendinize ait bir odanızın olduğu bunun dışında mutfak, yemek alanı, oturma odasının ortak kullanıldığı ev tipleri karşımıza çıkıyor.
Öğrencilik yıllarında çoğumuzun yaşadığı ev arkadaşlığı kültürünün bir başka versiyonu aslında Co-living. Bizim kuşağın aşina olduğu yurtların, öğrenci evlerinin kurumsallaşması gibi düşünmek mümkün bu yaşam alternatifini. Silikon Vadisi’nde birçok şirket çalışanlarının konut sorununu çözmek için böyle paylaşımlı evleri yapmaya çoktan başladılar bile. New York’ta, Londra’da da aynı şirkette çalışan veya benzer amaçlı insanlar bir araya gelip aynı evde yaşıyorlar.
Co-living yeterince varlığı olmayan ancak iyi bir işi olan gençler arasında rağbet görüyor. Büyükşehirlerde ofislere yakın konumdaki evlerin pahalı kiraları da trendi besliyor. MIPIM’de milyar dolarlık şirketlerin konuya nasıl kafa yorduklarını ve bu alanda marka yapılar oluşturmaya soyunduklarını gördük.
Biletler 2100 euro
Türkiye temsilciliğini Alkaş’ın üstlendiği gayrimenkul sektörünün en prestijli fuarı MIPIM, geçen hafta Fransa’nın Cannes kentinde uluslararası gayrimenkul sektörünü bir araya getirdi. Biletlerin 2 bin 100 euro’dan satıldığı MIPIM 2023’ü 23 bin kişi ziyaret etti. Deprem dolayısıyla Türkiye’den katılım maalesef çok sınırlıydı. Geçmiş yıllarda Türkiye’nin kiraladığı pavyonda bu sene Brezilya vardı. Türkiyeli gayrimenkul firmalarının çoğu katılımı iptal etti. Bu sene 32. kez düzenlenen fuarda Alkaş, Türkiye’nin fuar gündemine alınmasını sağladı.
90 ülke katıldı
23 binden fazla profesyoneli bir araya getiren ve toplam 22.000 metrekarelik bir alanda gerçekleşen fuarda, her yıl 1 milyonu aşkın kartvizit alışverişi yapılırken ülkeler, şehirler, firmalar iş birliği ve yatırım fırsatlarını kolluyor. Bu yıl, ‘Daha iyi mekânlar… Daha büyük etki… Daha güçlü iş birlikleri’ temasıyla çevresel sosyal, yönetişim, inovasyon ve teknoloji çözümlerinin ele alındığı, alanında uzman 480 ismin de konuşmacı olarak yer aldığı MIPIM 2023, çevremizin daha sürdürülebilir bir modele dönüşümü konusuna vurgu yaptı. 2 bin 400 firmanın stant kurduğu MIPIM’e 90 ülkeden 6 binden fazla yatırımcı katılım gösterdi.
Uluslararası gayrimenkul sektörünü birbirine bağlayan MIPIM bu yıl daha sürdürülebilir mekânlar yaratabilmek için daha somut çözümler üretmek için bir katalizatör rolünü üstlenmeyi hedefliyor gibiydi.
Yeniden imar konuşuldu
Son dönemlerde gayrimenkuldeki değerlenmeyle birlikte dünya yatırımcıları odağına Türkiye gayrimenkul piyasasını aldığını belirten Alkaş & HAN Spaces Yönetim Kurulu Başkanı ve MIPIM Resmi Temsilcisi Avi Alkaş, “Her yıl heyecanla gittiğimiz Avrupa’nın en önemli gayrimenkul fuarı olan MIPIM’e bu yıl kalbimiz buruk katıldık. Ülkece odağımız depremden etkilenen, konteyner, çadır ve hatta cruise gemilerinde yaşamak zorunda kalan vatandaşlarımıza hızlı, sağlam ve güvenilir yaşam alanları inşa edebilmek. Biz bu platformda, uluslararası iş dünyasının da dikkatini çekebilmek için onlara Türkiye’nin her şekilde güvenilir ve yatırım yapılabilir bir ülke olduğunu ve deprem bölgelerine bilimsel ölçülerle inşa edilmiş, doğru etütleri yapılmış (aynı Erzincan örneğinde olduğu gibi), gereken yüksekliklere riayet edilmiş insanımızın huzur içinde yaşayabileceği kentler inşa etme fırsatında olduğumuzu göstermeliyiz” dedi.
MIPIM’de sohbet ettiğim Avi Alkaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Asrın felaketi olarak adlandırdığımız ve 11 ilde 13.5 milyon insanı etkileyen yıkım zaman isteyen bir iyileştirme süreci gösterecek. En kısa zamanda insanları kalıcı konutlara götürebilmenin yolu, uluslararası iş dünyası ile de iş birlikleri içerisinde olmak ve hem inşaat becerilerinden hem de finansal araçlarından faydalanmak bu iyileşme sürecini hızlandıracaktır. Bu sebeple de bu yıl MIPIM’de yer alıyor olmamızın önemi bir başka. Her yıl yaptığımız gibi tam gücümüzü gösteremesek de katılımcı firmalarımıza destek olduk ve dış dünyaya biz buradayız dedik” dedi.
Avi Alkaş / Yonca Aközer
Türkiye ilgi gördü
Alkaş, fuar esnasında deprem bölgelerindeki iyileşme çabalarını ve seferberlikleri aktarma imkânı veren ve bu dönemde tüm STK’lar ile birlik olup bu sıkıntılı günlerin üstesinden birlikte gelebileceğimizin mesajını verdiği bir oturum da gerçekleştirdi.
Turkey Relief Efforts ismi ile gerçekleşen oturum Alkaş & Han Spaces Yönetim Kurulu Başkanı Avi Alkaş’ın moderatörlüğünde gerçekleşirken, GYODER Başkan Yardımcısı Ayla Heyfegil de bölgede yapılan ve yapılması gereken süreçleri ve güncel bilgileri yatırımcılara aktardı.
Heyfegil, GYODER olarak üzerinde çalıştıkları ve kiralık konut talebine çözüm olmasını umdukları, kiracının 10 yıl boyunca oturduğu evi satın alma opsiyonunun da sunulacağı bir model ve bunun finansmanı üzerine çalıştıkları bilgisini de paylaştı.