Oyuncu Aslı Tandoğan, hayatını çocuğuna göre dizayn eden annelerden. Oğlu Atlas’ın doğumuyla birlikte önce şehirden taşınmış. Riva’da büyük bahçesi olan, yeşillikler içindeki bir siteye yerleşmiş. Atlas için bahçede kendisi ekip biçmeye başlamış. Oğluna kendi yetiştirdiği sebze, meyvelerden yediriyor. Bazen de kendisi gibi organik beslenen babası gönderiyor meyve sebzeleri Antalya’dan. Peki zor olmuyor mu şehirden uzakta yaşamak? “Hem de nasıl zor oluyor bir bilseniz, hiçbir şeye yetişemez oldum, alışveriş, evin ihtiyaçları, her şey başlı başına bir yorgunluk sebebi, şehir merkezine gidiş dönüşlerimi trafiğe ayarlı yaşıyorum artık. Sohbetin en keyifli yerinde trafiğe takılmamak için kalkıyorum” diyor.
Oğlu Atlas’ın 1.5 yaşına girmesiyle aktif oyunculuk hayatına dönen Aslı Tandoğan’ın başrolünde oynadığı, Gani Müjde’nin çektiği, MS (Multipl Skleroz) hastalığını anlatan dizi ekranlarda. Aslı Tandoğan ile Etiler’de buluşup bebekli olma deneyimi ile engelli olma izlenimlerini konuştuk.
Babası baletti, çiftçi oldu
- Riva’ya taşınmışsınız zor olmuyor mu bu kadar uzakta yaşamak?
İnanılmaz zorlukları var. Ancak şehir dışında yaşamanın özellikle Atlas için avantajları büyük. Yeşillikler içinde, temiz havada büyüyor. 6 villadan oluşan bir site, güvenlik sorunu yok. Bu nedenle uzaklığa katlanmaya değiyor. Babam baletti, emekli oldu. O da şimdi Antalya’da dağda, Geyikbayırı’nda oturuyor.
O da ekiyor, biçiyor, tavukları var. Benim de var, ben de ekip biçiyorum, ben de doğa
- Ev işlerinden en çok hangisi yoruyor?
Alışveriş... Her gün arp çalardım mesela, şimdi çok zor vakit buluyorum.
Hep bir tüketim üzerine, hep bir şeyler bitiyor ve bunlar hep aynı şeyler oluyor. Onları sürekli almak zorunda kalıyorsun.
Organik ürünler pahalı
- Çocuk için alışveriş yaparken sizi en çok ne şaşırtıyor?
Organik ürünlerin pahalılığı. Baktığınızda organik bir şeyi yetiştirmeniz de çok zor. Çok fazla insan almıyor organik ürünleri. Çünkü fiyatı pahalı. Ancak çok alınmayınca büyük üretim yapılmadığı için pahalı kalmaya devam ediyor. Keşke daha çok insan alabilse o zaman fiyat düşecek, çünkü büyük üretim yapılacak. Hem de daha sağlıklı beslenilecek. Ama olmuyor işte.
MS’liler hayattan kopmamalı
- Size göre kadının çalışmasının önündeki en büyük engel ne?
İşyerlerinde kreş olmaması. Koca koca plazalarda kreş yok. Plazaların altlarına, fabrikaların içine kreşler yapılsa… Yurtdışında bildiğim kadarıyla her mahallenin kendi kreşi var. Kadın işe giderken çocuğu buraya bırakıyor. Herkes çocuğuna bakıcı tutma koşullarına sahip değil ki. Plazalarda çalışan profesyonellerin çoğu 3-4 bin TL maaş alıyor. Yatılı yardımcı tutsa, kadın o kadar istiyor zaten. Zor, gerçekten zor.
Büyükşehirlerde herkesin anne-babası yakınında da oturmuyor. Ben Riva’da oturuyorum mesela, kayınvalidem Levent’te, annem İzmir’de. İşe, bir yere giderken nasıl taşıyabilirim ki çocuğu kayınvalideme. Birçok insan için durum böyle, hele İstanbul’un trafiğinde.
Kreş bu nedenle çok önemli. Kreşi bırakın o kadar çok yerde hala bebek alt değiştirme, emzirme odası yok ki. Bu tip ihtiyaçlar yok sayılıyor, bebekli kadınlar evde otursun isteniyor. Engelliler için de öyle değil mi, şehir bebek, engelli dostu bir şehir değil. Biz çocuğun pusetini bir yerden geçiremezken engelli vatandaşlar ne yapsın.
- MS hastalığıyla ilgili dizide başrolü oynuyorsunuz. Etrafınızda, yakınlarınızda hastalığa yakalanan kimse var mı?
Etrafımda yok, açıkçası diziyi çekerken hastalığı çok bilmediğimi de anladım. Etrafınızda olmayınca algıda seçicilik de olmuyor.
- Dizi sürecinde araştırdınız mı?
Beş bölümlük, ‘Melek ile Serhat’ dizisinin senaryosu geldikten sonra çok araştırdım. Sette MS hastaları, doktorlar vardı. Dizinin hemen ardından doktorların bilgi verdiği bölümler var. Bu nedenle doktorlar hep setteydi. Aynı zamanda Türkiye MS Derneği Başkanı olan tiyatro sanatçısı Ayşen İnci de dizide rol aldı. Onlardan dinledim, internetten okudum. Ben de çorbada tuzum olsun istedim.
Her hastanın MS’i farklı oluyor. Sinir uçlarında olan bir şey olduğu için kişiden kişiye farklılık gösterebiliyor. Dizinin amacı, hastalığı tüm yönleri ile tanıtarak toplumu bilinçlendirmek. Bunu Gani Müjde’nin mizahi diliyle aktarıyoruz. MS hastalığı ben ve Serhat arasında tesadüflerle gelişen esprili bir aşk hikâyesi çerçevesinde anlatılıyor. Dizi, Türkiye MS Derneği’nin öncülüğünde hayata geçirildi. Her ikisi de MS hastası olan iki gencin aşklarının odağında geçen dizinin ana hedefi, MS hakkındaki yanlış algıları değiştirmek.
İnsanlar, bulaşıcı sanıyor
- MS’lilerin karşılaştığı zorluklar neler olduğunu gördünüz bu süreçte?
Genelde bunu etraflarına söylemekten kaçınıyorlar. Çünkü birçok insan bunun bulaşıcı olduğunu düşünüyor. İşveren öğrenince işine son veriyor. Sevgilisi terk ediyor. Evleneceği kişinin ailesi istemiyor.
Bu anlamda MS hastalarına hayatın içinde karşılaştıkları problemleri aşmaları için cesaret verirken, seyreden kişilerde empati yaratmayı esprili bir şekilde anlatan bir dizi. İnşallah bu tür çalışmaların devamı gelir.
- Kadına şiddet konusunda da benzeri bir dizi yapılamaz mı?
Tabii ki yapılabilir, çok da iyi olur. Diziler çok izleniyor çünkü. İnsanlara güzel vakit geçirilirken bir taraftan da eğitici olur. Ancak tabii bu dizilerle çözülecek bir sorun değil, kadına bakış açısının sistem bazında topyekün değişmesi gerekir.
Berlin sürprizi fena üşüttü!
- Eşiniz Tan Yeşilada’nın şu ana kadar yaptığı en güzel sürpriz ne oldu?
Geçen yıl, ‘Doğum gününde, seni sürpriz bir yere götüreceğim, uçakla gideceğiz ama yeri söylemeyeceğim’ dedi. Uçakta hostesleri organize etti, anons edildiğinde önceden haber verdiler, kulaklarımı kapattım... Aldığı önlemler sayesinde otele gidene kadar nerede olduğumuzu anlamadım. Otelde odaya girdim, kapıyı bir açtım, dört kapı komşum odada, ‘Sürpriz, iyi ki doğdun’ diye bağırdılar... Sonra Berlin’de olduğumuzu anladım. Çok ince şeylerle gitmiştim, ertesi gün alışveriş yaptım!
Yeni projeler yoğunlaştı
- Yeni işler, projeler var mı?
Tan (Yeşilada) ile evlendikten kısa bir süre sonra Atlas da girdi hayatımıza. Doğum sonrasında uzun süre sadece Atlas’la ilgilendim. Onunla zaman geçirmek istedim. Arada, ‘Git Başımdan’ filmim vizyona girdi. Artık yoğun bir şekilde gelen projeleri okumaya başladım. Atlas, artık 1.5 yaşında bana olan bağımlılığı azaldı.