Doğuş Grubu’nun yatırımların ilk etabını tamamlamak üzere olduğu Parkorman, bu yaz açık havada eğlenmek, dinlenmek, hatta çalışmak isteyenlerin mekânlarından biri olmaya aday.
İnsanlar doğanın, açık alanın önemini fark ettikçe şirketlerin yatırım anlayışları da değişiyor. Eskiden ‘yatırım’, ‘gelişme’ denildiğinde beton bloklarla özdeşleşen bir görüntü oluşurdu aklımızda. Şimdi ise bir ağaç gölgesinin bile o beton bloklardan daha değerli olduğu fark edildi. Yatırımlar o ‘ağaç gölgesine’ yapılıyor.
Doğuş Holding, bir dönem İstanbul’un önemli etkinlik alanlarından biri olan Parkorman’ı yeniden kent hayatına kazandırmaya hazırlanıyor. Parkorman uzun süredir atıl durumdaydı.
Basın buluşmamızda, 70’inci yılına giren holdingin yeni dönem vizyonlarını anlatan Doğuş Holding Yönetim Kurulu Üyesi Nafiz Karadere, “Doğuş’tan İyi Bir Gelecek İçin Her Gün Yeniden Doğuş mottosuyla çalışıyoruz.
2039’a kadar işletecek
Karbon ayak izini azaltacak, gezegen ve toplumun iyiliğini düşünen projeleri odağımıza aldık. Bunun için de şehrin içinde, beş duyu organını aynı anda harekete geçirecek bir Parkorman hayal ettik” dedi.
2000’lerin ilk yıllarında birçok etkinliğe ev sahipliği yapan ve birkaç kez el değiştiren Parkorman’la ilgili süreci anlatan Karadere, şu bilgileri verdi:
“2010 yılında Serdar Bilgili’ye ait Ege Yapı çatısı altında olan Parkorman’a ortak olduk. 2019’da da tamamını devraldık. Sözleşmemiz üç yıllık ancak Orman Genel Müdürlüğü ile yeni yapılan sözleşmeye göre Parkorman içindeki tesisler ve kullanım alanlarının tadilat işleri tamamlanıp, onaylar alındıktan sonraki 16 yıl daha kullanım hakkı bizde olacak. 2039’a kadar burada İstanbul halkı için önemli bir ihtiyacı karşılamış olacağız.”
Etkinlikler düzenlenecek
Toplam 148 hektarlık alana sahip Parkorman’ın 85 hektarı kullanıma açık. İçinde 22 fonksiyonel yapı, 19 bin ağaç, endemik bitki türleri, yabani hayvanlar olan ormanın doğal yapısının izin verdiği ölçüde parklaşmaya gidileceğini söyleyen Nafiz Karadere, tek bir yeni kutu dahi yapmayacakları sözünü verdi.
Nafiz Karadere’nin verdiği bilgilere göre Parkorman, rehabilitasyon tamamlandıkça parça parça halkın kullanımına açılacak. İlk etapta 2022 yazında alanın bir bölümünü açacaklarını söyleyen Karadere, “Şehrin kalbinde, herkesin rahatça ulaşabileceği, nefesleneceği, ağaç gölgesinde çalışabileceği, çocuk ve tabiat seslerine eşlik edilebilen, doğadan ilham alan menüleriyle lezzetli tadımların yapıldığı ve en önemlisi doğanın tam içinde özgürleşme imkânı sunabilen Parkorman’ı yeniden İstanbullularla buluşturacağız.
Bu park, bu orman hep vardı, biz sadece İstanbul’un kalbine nefes aldırmak için iyileştiriyor ve açıyoruz. Alanda bulunan 22 yapı rehabilite edilecek, doğa ve spor, açık ve kapalı çocuk oyun alanları, özellikle çocuklar için topraksız tarım alanları, yeme-içme, sosyal ve kültürel etkinliklerin düzenleneceği, doğayla uyumlu birçok etkinlik alanı İstanbullulara kazandırılacak” dedi.
Nafiz Karadere
Limak Filarmoni, 2022’ye coşkulu bir konserle ‘merhaba’ dedi
Hafta sonunda, dünyanın en önemli tenorları arasında gösterilen Murat Karahan’ın önderliğindeki Limak Filarmoni Orkestrası, İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda nefeslerin tutulduğu bir performansa imza attı. Şef Francesco Ivan Ciampa’nın orkestra şefliğini yaptığı konserde, Murat Karahan ve İstanbul’daki ilk performansıyla Anna Pirozzi sahne aldı.
Limak Holding, çeşitli sektörlerde ve farklı coğrafyalardaki ekonomik faaliyetlerinin yanı sıra, Limak Vakfı ile etki yatırımları gerçekleştirmeye devam ediyor. Vakfın sanata destek amacıyla 2017’de kurduğu Limak Filarmoni Orkestrası, Türk müziğini çok sesli yorumlayarak geniş kitlelerle buluşuyor.
Alkışlar durmadı
‘Limak Filarmoni Operanın Yıldızlarıyla’ isimli konsere, müzikseverlerin ilgisi yoğundu. Limak Vakfı Başkanı Ebru Özdemir konuşmasında, ‘‘İki yıl aranın ardından Ankara ve İstanbul konserleriyle müzikseverlerle tekrar buluşmak heyecan verici. Sahneleri özledik, alkışları özledik, şarkılara birlikte eşlik etmeyi özledik.
Limak Filarmoni Orkestrası olarak bizler dünyanın en önemli seslerini Türk sanatseverlerle buluşturmaya devam edeceğiz. Sanatı ve sanatçıyı desteklemenin her zamankinden daha da önemli olduğunu düşünüyorum” dedi.
Sanatın iyileştirici gücüne ve hayata ilham veren yönüne vurgu yapan Özdemir, Limak Filarmoni Orkestrası’nın düzenleyeceği konserlerin devam edeceği sözünü verdi.
Nitekim izleyiciler de Limak’ın bu çabasının ne kadar yerinde olduğunu konsere coşkulu katılımlarıyla ortaya koydular. Murat Karahan ve Anna Pirozzi’nin J. Strauss’tan “Die Fledermaus”, P.I. Çaykovski’den “Waltz of the Flowers”, Gianni Schicchi’den “O mio babbino caro” gibi efsaneleşen eserleri seslendirdikleri konserin sonunda salon bir türlü boşalmak bilmedi. Seyircilerin yoğun tezahüratıyla sanatçılar iki kez bis yaptı.
Falda tasarım çıktı
Geçen Hafta Kütahya Porselen’in, İlham Dolu Sofralar Tasarım Yarışması ödül törenine de katıldık. Markanın tasarımcı ve tasarımcı adaylarına yönelik yarışmasının kazananlarına ödülleri TİM Başkanı İsmail Gülle, Mert Fırat, İsmail Acar, Tanju Babacan, Esma Güral, Sertaç Ersayın, Günseli Kato, Aslı Filinta ve Gülsüm Güral tarafından takdim edildi. Gülsüm Güral adına atfedilen yarışma kültür, gezegen, teknoloji temalarında dekor, rölyef ve Türk kahvesi fincan tasarımı kategorilerinde düzenlendi.
Gençlere destek
Öğrenci ve profesyonellerin ayrı kategorilerde katıldığı yarışmada, özgün ve yeni projeler değerlendirmeye alındı. Yarışmanın ödül töreninde konuşan Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Sema Güral Sürmeli şunları kaydetti:
“Genç tasarımcı arkadaşlarımıza destek vermek, hayallerini gerçeğe dönüştürebilmek bizim için bir misyondu ve bunu tasarıma verdiğimiz desteklerle sürdürmeye çalışıyoruz. Yaz aylarında NG Kütahya Seramik’in tasarım yarışmasını yaptık. Tasarımın ve tasarımcının bir ürüne kattığı değerin bilincinde olarak tasarım yarışmaları düzenlemeye devam edeceğiz.”
Sema Güral Sürmeli