Başbakan Erdoğan Doha’dan ayrılmadan önce kendisine Katar ziyaretinde refakat eden yazarların sorularını yanıtladı. Katar’da yapılan ikili görüşmelerde ağırlıklı olarak Suriye’nin görüşüldüğünü söyleyen Erdoğan “Şu ana kadar BM, Arap Ligi ve İKO ile konuyu müşterek yürütme noktasını teyit ettik. Daha önceki tecrübelerden yola çıkarak Libya türü bir müdahaleyi düşünmüyoruz. Şu anda ortaya konan Annan Planı’nın ne kadar ve nereye kadar işleyeceği tartışılıyor. Verilen süreler tutmuyor. 10 gün denildi 12 gün denildi en son Cenevre’de yapılan anlaşmaya göre Suriye ağır silahlarını çekmeyi taahhüt etti. Ama bu silahlar nereye kadar çekilecek, sadece mahalle arasına çekmek yetmez. Kışlaya çekmek gerekir. Böyle bir niyeti ise görünmüyor” dedi.
Katar Başbakanına 2-3 bin kişilik bir gözlemci heyeti gerektiğini söyledim” diye konuşan Erdoğan, “BM bunu mutlaka gözlemine almalı. Bu kışlaya çekilme hareketinin denetimini serileştirecektir. Bu sağlanırsa Suriye yönetimi zulmünü kolay sürdüremez” diye sözlerini sürdürdü.
Kore’de, Başkan Obama’ya ABD’nin daha etkin olması yolunda telkinde bulunduklarını belirten Erdoğan şu görüşleri ortaya koydu:
“Bu lokal bir mesele değil. Amerika istedi Türkiye işin içine girdi yaklaşımı da doğru değil. Türk milletine karşı saygısızlıktır. Çin BM’de 8 kere veto kullanmış, 2’si Suriye için olmuş. Ama Çin Dışişleri Bakanının, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na ‘artık eskisi gibi düşünmüyoruz’ demesi önemlidir. Hillary Clinton NATO’nun 4. maddesi çerçevesinde Türkiye’nin her zaman bilgi verme hakkının olduğunu söyledi. Bu bilgilendirmeyi yapacağız ki NATO üyeleri konu hakkında yeterince bilgilensin. Bilindiği gibi NATO’nun sınır güvenliği konusundaki yaklaşımı tek sınır anlayışıdır. Türkiye’nin o sınırı aynı zamanda NATO sınırıdır. Aksi bir hareket halinde NATO’nun 5. maddesi devreye girer. Eğer bundan sonra ikinci bir sınır ihlali olursa uluslararası hukuktan doğal haklarımızı sonuna kadar kullanırız.”
Irak’ın içişlerine karışmıyoruz
Irak Başbakanı Maliki’nin Türk hükümetini “Irak’ın içişlerine karışmak ve mezhep kavgası yaratmak” yolundaki suçlamaları konusunda ise Erdoğan şunları söyledi:
“Biz Irak ile 48 anlaşma yaptık o zaman herkes iyi di. Hatta Türkiye bizim ikinci ülkemiz, deniliyordu. Şimdi rahatsız olmak niye? Irak’ın içişlerine karışma niyetimiz yok. Ekonomik olarak Türkiye’nin Irak’a girmesini isteyen Ey Maliki. Türkiye bu konuda ekonomik seferberlik ilan etmiş durumda. Biz yabancı değiliz. Sınır komşusuyuz. 10 bin km öteden başkaları gelip müdahale ediyor. Gidip hesap veriyorsun. İran çağırınca gidiyorsun. Ama Türkiye’ye gelince bu lafları söylüyorsun. Maliki ne derse desin, Iraklı kardeşlerimizle aramıza giremezsin. Irak halkının fikri bu değil. Maliki hiç bir sözünü tutmuyor. Bu sözlerini tutmadığı için bu durumlar oluyor. Maliki’nin çok iyi bilmesi gerekir. Maliki’nin ceberut anlayışı demokrasi ile uyumlu değildir. Mezhepsel çatışmadan bahsediyor, bizim böyle bir derdimiz yok. Ama onun bekli ki var. Kendi iç dünyasında mezhep problemi var.”
Suriye PKK ve Suriye diplomasisi
Daha sonra Suriye ve PKK konusundaki görüşlerini de açıklayan Erdoğan, “Suriye ile ilişkiler iyi iken PKK konusunda olumlu yaklaşım içindeydi. Yakaladığı militanları bize teslim ediyordu. Şimdi ise örgütü kullanmaya başladı. O bölgede bir hareketlenme var ama PKK’ya destek noktasında çok etkili değil. Suriye rejimi PKK’yı kullanma niyetinde ama bu Suriye için sıkıntı yaratır” dedi. Erdoğan daha sonra şöyle konuştu:
“Rusya’nın BM’deki yeni tasarısı uzun süreye matuf olamaz. Bu oylama olur ve kopmaya yol açar. Bu işin çözümünü aynı zamanda biraz da Suriye muhalefetinin hareketleri belirleyecek. Libya’ya benzer bir durum istemiyoruz. Özellikle Hür Suriye Ordusunun çalışmalarıyla durum çok farklı şekilde gelişebilir. Suriye yönetiminin prestij kaybı devam ediyor. Çin politika değişikliğine gidiyor. Rusya’nın yeni tasarı getirmesi de artık onların arkasında daha fazla durmayacağını gösteriyor.”
Süren 28 Şubat soruşturması hakkında ise Erdoğan şu görüşleri koydu:
“12 Eylül referandumunda verdiğimiz sözler yerine geliyor. Uygulama aşamasına geldik. İşin asıl sorumluları tutuklandı. Biz darbenin askeri olanına da sivil olanına da karşıyız. Demokratik parlamenter sistem bizim için esastır. Yargı, yürütme, yasama çalışıyor. Yargı nereye varacaksa oraya ulaşsın. Çıkının içinde ne varsa ortaya çıksın. Millet kim kimdir bunu bilsin. Cadı avına çevirmek yanlış ama adalet de yerini bulmalı. İş gidebildiği yere kadar gitmeli. İşin içine kimler karışmadı ki.. İş dünyası, basın, sivil toplum, rektörler, Kimler neler yaptı. Mesele sadece askerle bağlantılı değil. Bunlar ortaya çıksın”
Erdoğan’ın diğer mesajları şunlar oldu:
Barzani ve Kürt Konferansı: Barzani’nin biz PKK’dan çok rahatsız ifadesini çok önemsiyorum. Yakında bir Kürt konferansının toplanması söz konusu.. Konferansta ana gündemi büyük ihtimalle bu teşkil edecek. Demokratik çözüm için bütün Kürtlere çağrı yapılması söz konusu. Barzani bizim Kürt kökenli vatandaşlarımız hakkında da iyi bilgi sahibi. “Bizim huzurumuz sizim için önemli ama sizin huzurunuz da bizim için çok önemli ve bizi çok olumlu etkiler” diyor.
Doktorlara saldırılar: Gaziantep’teki olay çok üzücü. Doktor kardeşimizin ölümüne yol açan zihniyeti lanetliyorum. Ancak ardından yapılan yürüyüşü de kınıyorum. Can gitmiş ona bakmıyorlar, bakan istifa diye bağırıyorlar. Van milletvekilinin ise bu yaptığı ilk değil. Buna benzer olayları hep yapıyor. Milletvekili nezaketinden yoksun.
Katar’daki konferansın ev sahibi Şeyh Hamad Bin Halife El Tani ve Erdoğan eşleriyle katıldı. Erdoğan burada bir de konuşma yaptı.