Başbakan Erdoğan’ı Ortadoğu’da herkesin sevmediğine ilişkin son yazımızdan sonra, bugün de, Kahire ziyareti sırasında açtığı “laiklik” tartışmasından dolayı Erdoğan’a bölgede sempati duyanlara işaret etmek istiyoruz. Bu amaçla da önemli iki Arap yorumcunun görüşlerine yer vereceğiz.
Bunlardan biri Mısır’da yayınlanan “Al Ahram Weekly” adlı haftalık derginin yazarlarından Salama a Salama. İkincisi ise Arapların etkin gazetelerinden “Asharq al Awsat”ın genel yayın yönetmeni Tarık Almohayed.
Bu tanınmış isimlerin yazdıkları, Erdoğan’ın laikliğin önemine dair sözlerinin bölgede tartışmalara vesile olacağını da gösteriyor.
Salama, “Al Ahram Weekly”nin son sayısında çıkan yazısında, Başbakan Erdoğan ve AKP’nin, “bilimsel planlama, işleyen bir demokrasi, ve merkezi politikalar” yoluyla “dini siyasete karıştırmadan ülkeyi modernleştirdiklerini” belirtmiş.
Dinlere eşit mesafe
Türkiye’de bazılarına aşırı iddialı gelecek olan bu sözlerinden sonra da şöyle devam etmiş:
“(Türkler) zamanlarını hilafeti canlandırmanın yararlarını düşünmekle harcamadılar. Modern Türkiye’nin yaratıcıları, İslamiyet’e sırt çevirmeden, modern olmanın salt dış görünümün ötesinde bir şey olduğunu anladılar ve devletin tüm dinlere eşit mesafede durmasını sağladılar.”
Al Arabiya kanalının internet sayfasında yazan “Asharq al Awsat”ın genel yayın yönetmeni Almohayed ise, Erdoğan’ı Kahire havaalanında “Hilafet isteriz” sloganlarıyla karşılayan “Mısırlı Selefilerin,” aynı Erdoğan’ın laiklik sözlerinden sonra “şoke olduklarını” belirterek şöyle devam etmiş:
“Sayın Erdoğan’ın bu dostlarının, kendisinden gelen ilk tavsiye üzerine yine kendisine saldıran ilk kişiler olduğunu gördük. Ancak işin esası şudur ki Erdoğan’ın tavsiye ettiği şey Mısır devletinin ve ülkenin çıkarları ile uyumludur.”
Gerçek arzu ve niyet
Erdoğan’ın önerdiği laik düzenin din karşıtı olmadığını, aksine tüm dinleri garanti edeceğini vurgulayan Almohayed, 18 Eylül tarihli yazısında şunları da kaydetmiş:
“Erdoğan’ın Mısır’da laik bir devletin kurulması konusunda söyledikleri, Mısır halkı tarafından daha fazla tartışılmalı ve bu tartışmaya Müslüman Kardeşlere bağlı olup da yenilenme ve değişim isteyen gençler de katılmalı.”
Almohayed, Müslüman Kardeşlerin bu tartışmaya katılmaları sayesinde halkın, “Mısırlı İslamcıların gerçek arzularını ve gizli niyetlerini göreceğini vurgulamış.” Mısırlı İslamcıların Erdoğan’a şimdi duydukları kızgınlığın nedeni de zaten Almohayed‘in bu sözlerinde gömülü.
Renk vermeye zorladı
Erdoğan’ın, Türkiye’de bile bir çok kişiyi şaşırtan ve farklı yorumlara neden olan laiklikten yana güçlü çıkışına kadar, bu hassas konuda renk vermemeye özen gösteren Mısırlı İslamcılar, artık laiklik hakkındaki görüşlerini dışa vurmak zorunda kalacaklar.
Başka bir ifadeyle Erdoğan kendilerini, Ortadoğu için gelecekte giderek önem kazanacak olan demokrasinin bu temel ilkesi konusunda renk vermeye zorladı. Erdoğan’ın ortaya koyduğu, “birey değil devlet laik olur” formülü ise Şeriat adına yaşamın her kademesine müdahale etmek isteyen dincilerin kabul edebilecekleri bir şey değil tabii.
Erdoğan’ı Kahire havaalanında “Hilafet isteriz” diye karşılayan İslamcıların, “laiklik” ile ilgili sözlerinden sonra kendisine tepki göstermeleri, AKP’nin, bölgedeki öngörülemeyen gelişmeler karşısında, artık basit bir “mücahit dayanışması”nın ötesine geçmek zorunda kaldığını da ortaya koyuyor.
Memnunlar ve kızgınlar
Özetle, Erdoğan’ın bu tür bir dayanışma ruhundan ziyade temel konularda bölgedeki yeni gerçeklere göre hareket etmeye başlaması dikkat çekiyor. Erdoğan’ın, Arap halkları nezdinde imajının dorukta olduğu bir sırada, devletin laik olmasının önemine işaret etmesi bu açıdan önemli bir örnektir.
Bazıları, mevcut hassas ortamda bu tartışmayı açtığı için Erdoğan’a kızarken, başkaları bundan son derece memnun görünüyor. Burada önemli olan ise Arapların rahatsızlık duydukları bir konuda Erdoğan yüzünden fikir yürütmek zorunda kalmış olmalarıdır. Bu Türkiye’nin bölgede artan etkinliği açısından da önemli bir göstergedir.