İki ülke ilişkilerinde tansiyonun doruğa çıktığı bir haftanın sonunda bir günlük bir ziyaret için Ankara’ya gelen İsrail Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Ehud Barak son derece sıcak mesajlar verdi. Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkinin kopmaması için elinden geleni yapacağını kaydeden Barak, Büyükelçi Oğuz Çelikkol’a yaşatılan aşağılamanın da ülkesinin diplomatik standartlarını yansıtmadığını söyledi.
Barak, Dışişleri Bakan Ahmet Davutoğlu ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ile ayrı ayrı gerçekleştirdiği görüşmelerinden sonra dün Ankara’da bir grup gazeteci ile bir araya geldi. Barak’ın söylediklerini yorum katmadan aşağıda veriyoruz. Zira Türk-İsrail ilişkileri konusunda çok şeyin söylendiği bir sırada, “suyun başındaki” en yetkili kişilerden birinin sözlerinin önemli olduğunu düşünüyoruz.
Ortadoğu’nun istikrarına büyük katkıda bulunacak bir konumda olan Türkiye’nin bu kilit rolünü takdir ettiklerini belirten Barak şöyle konuştu:
“Zaman zaman yaşanan sorunlara rağmen İsrail için Türkiye ile istikrarlı ve gelişen bir ilişki içinde olmak çok önemli. İsrail ile Türkiye’nin bölgede istikrarı sağlamak için birlikte hareket etmelerinin önemi gözden hiçbir zaman çıkarılmamalı.”
İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon tarafından aşağılanan Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi Çelikkol ile Dışişleri Bakanlığı’ndaki temasları sırasında bizzat görüştüğünü de kaydeden Barak, “Kendisine olan güvenimizin tam olduğunu söyledim” diye konuştu. Barak, Çelikkol için övgü dolu ifadeler kullandı.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Ayalon’un Çelikkol’dan özür dilediğini de hatırlatan Barak, bu meselenin artık geride bırakılmasını umduğunu kaydetti. Barak’a İsrail basınında Ayalon’a atfedilen ‘gerekirse büyükelçiyi kovarız’ şeklindeki yeni bazı sert ifadeler de soruldu.
Ancak Barak’ın, aşırı sağda duran rakip bir siyasi partiye mensup olan Ayalon ile polemiğe girmek istemediği görüldü. Barak, olanlardan sonra özür dilendiğini hatırlatmakla yetinerek şunları kaydetti:
“Biz diplomasinin uluslararası normlarına sadık bir ülkeyiz ve bunlara bağlı kalmalıyız. Yaşananlar ise İsrail diplomasisinin standardını yansıtmıyor. Bu konuda İsrail kamuoyunda geniş bir konsensüs var.”
Bir soru üzerine, ilişkileri bozmak için her iki tarafta kasıtlı bir şeylerin yapıldığına inanmadığını belirten Barak, “Yahudilerin Osmanlı dönemindeki deneyimlerinin buna izin vermeyeceğini” belirtti.
“Başka yerlerle karşılaştırıldığında Yahudilere en çok Osmanlıların hoşgörü gösterdiğini” vurgulayan Barak, Türkiye’de antisemitizm olduğuna inanmadığını da sözlerine ekledi. “Oysa bugün başka ülkelerde antisemitizm görülüyor” diye konuştu.
Ankara’da gerçekleştirdiği temaslarının iki ülke arasındaki ilişkilerin tekrar rayına oturtulması açısından yararlı olacağını umduğunu da belirten Barak, “Daha az tansiyonun yaşandığı yeni bir sayfa açmak istiyoruz” dedi.
“İyi yönetilemezse ilişkiler kopma noktasına gelir mi?” şeklindeki soruyu da yanıtlayan Barak, “İki ülkenin böyle bir kopuşa gitmemeleri için elimden geleni yapacağım” dedi. Barak bu çerçevede Türkiye’nin İsrail için çok önemli olduğunu tekrarladı.
Barak, Başbakan Erdoğan’ın sert Gazze çıkışları ile ilgili bir soruya karşılık verirken de son derece diplomatik ve yumuşak ifadeler kullandı. Başbakan Erdoğan’ı eleştirecek durumda olmadığını belirten Barak, “Kendi görüşüdür. Buna da saygı gösteriyoruz. Ama bu görüşlere karşılık verme ihtiyacını da duyuyoruz” dedi.
Gazze halkı konusunda duyarlı olan Erdoğan’ın sözlerinde yine de samimi olduğuna inandığını belirten Barak, İsrail’e en sert eleştirileri yönelten kişinin de zaten Başbakan Erdoğan değil Goldstone adında bir Yahudi olduğunu kaydetti.
Barak burada BM için Gazze raporu hazırlayan ve İsrail’i savaş suçu işlemekle itham eden Güney Afrikalı uluslararası yargıç Richard Goldstone’u kastediyordu.
“Sayın Erdoğan’ın, yaptıklarımızın meşru müdafaa olduğuna inanmasını elbette ki isterdik” diyen Barak, “Fakat Türkiye’yi bu konuda yargılayacak durumda değiliz. Buna rağmen bazı söylenenleri de göz ardı edemeyiz” diye konuştu.