Semih İdiz

Semih İdiz

sidiz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fransa ile yaşanan Ermeni soykırımı krizinde Azerbaycan’dan Türkiye’ye ne kadar destek geldi? Taha Akyol’un önceki gün Hürriyet’te çıkan “Azerbaycan’dan ses bekliyoruz?” başlıklı yazısı bu soruyu gündeme getirmiş bulunuyor. Akyol’a bakılacak olursa, Bakû’nün Türkiye’ye verdiği söylenen destek çok yetersiz.
Azerbaycan Milli Meclis Başkanı Birinci Yardımcısı Ziyafet Askerov’un, bu yasa teklifi ile Azeri-Fransız ilişkilerinin olumsuz etkilenebileceğini söylediği doğrudur. Azerbaycan Parlamentosu da bu konuda bir bildiri hazırladı, bu da doğru. Fakat Akyol’un da belirttiği gibi, bunlar olayın vahameti karşısında oldukça “düşük profilli” tepkilerdi.
Özetle, Azerbaycan’da iktidar kanadı bu olayda büyük ölçüde sessiz kaldı. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in herhangi bir açıklaması ise basınımızda yer almadı. Oysa Aliyev’in zamanlı bir şekilde Fransızları düşündürecek bazı şeyler söylemesi, Kafkaslarda emelleri bulunan, bu arada Karabağ sorununu güya çözecek olan “Minsk Grubu”nun başkanlığını yapan Paris üzerindeki baskıyı bir nebze de olsa artırırdı.
Buna rağmen, Azerbaycan’ın bu “düşük profilli” tepkileri Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ı pek memnun etmiş görünüyor. Azeri mevkidaşı Ebulfez Garayev ile geçtiğimiz günlerde Ankara’da buluşan Günay’a göre, Azerbaycan bu desteği ile “gerçek bir kardeşlik ve dostluk örneği sergilemiş.”
Ancak, aldığımız duyumlar hükümette herkesin bu konuda Günay kadar memnun olmadığını gösteriyor. Bu da bize ilginç geldi, zira söz konusu yasa tasarısı Fransız parlamentosunun alt kanadından geçtiğinde dışişlerini “Azeri desteği” konusunda yoklamıştık. Aldığımız yanıt da Ankara’nın bu konuda bir şikâyeti olmadığını gösteriyordu, ki onu da bu sütundan aktarmıştık.
Ancak durumun şimdi biraz farklı olduğunu seziyoruz. Bundan da, Ankara’nın, tasarının Parlamento’nun alt kanadından geçmesi ile Senato’ya gelmesi arasındaki zamanda Bakû’den beklediği girişimleri göremediğini çıkarıyoruz.
Bu arada, milliyetçi çevrelerin her şeye rağmen Azerbaycan’a “toz kondurmama” eğilimleri dikkat çekiyor. Örneğin, Türkiye-Azerbaycan Parlamentolararası Dostluk Grubu mensubu olarak geçen hafta Bakû’ye giden MHP Iğdır Milletvekili Sinan Oğan’a göre, Azerbaycan “iktidarı, muhalefeti ve basını ile” bu konuda gereken “her şeyi yapmış.”
Bunu söylemesine rağmen Oğan bile ortada garip bir durumun olduğunu sezmiş. O kadar ki, medyada yer alan kendi ifadesiyle, Azeri muhataplarına “Bunları Türk basını niye bilmiyor?” diye sorma gereğini duymuş. Aldığı “edebi yanıt” ise “Gardaşın gardaşa yardımının reklamını mı yapacaktık?” olmuş.
Azerbaycan dendi mi bizde “gardaşlık” nedeniyle akan sular bile durur. Bu nedenle Oğan’ın söylediklerini kabul edip etmemeyi okurun takdirine bırakıyoruz. Ancak şu kadarının bilinmesinde yarar var.
Aslında Türkiye’deki milliyetçilere yakın olan muhalif Azeri siyasiler ve kanaat önderleri bile Ankara’ya bu konuda gereken desteğin verilmediğine inanıyorlar. Hatta Azaldık gazetesi yazarlarından Ganimet Zahit daha da ileriye gitmiş.
Zahit’e göre Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, bundan kısa bir süre önce Ermenistan üzerinden sadece iki saatliğine ziyaret ettiği Bakû’de Aliyev’e, “Fransız meclisindeki yasa tasarısının Azerbaycan’ın çıkarlarına kesinlikle zarar vermeyecek şekilde hazırlandığını” temin etmiş.
Bu ne kadar doğru bilemeyiz. Ancak bu konunun Azerbaycan’da iç siyaset tartışmalarına malzeme sağlayacağı şimdiden görülüyor. Öte yandan, Azeri siyaset bilimcisi Rovşan İbrahimov, Bakû’den yapılan açıklamalara rağmen Fransız-Azeri ilişkilerinin bu konu yüzünden bozulmasını beklemiyor. (www.news.az/articles/politics/51345).
Ankara, Ermenistan ile iki yıl süreyle müzakere edip sonra şaşalı bir törenle Zürich’te parafe ettiği protokolleri, sırf Azeriler kızdı diye, iki kere düşünmeden yaktı. Hal böyle olunca, Türkiye’de şimdi Azeri desteği konusunda “hassas soruların” soruluyor olması, Azeri diplomatları ve milliyetçi kesimleri kızdırsa da, normal sayılmalı.