Yunanistan’ın onurunu savunmak...

Yunanistan halkının ülkesine olan sevdası bizim ülkemize olan sevdamızdan farklı değildir.

Güzelleme olsun diye yazmadım bu cümleyi, 2. Dünya Savaşı’nda, Yunanistan, Nazi Almanya’sı, İtalya ve Bulgaristan tarafından işgal edildi.

İtalya ilk işgal girişiminde başarılı olamadı, Mussolini’ye karşı ilk zaferi Yunanlılar kazandı ama sonra Hitler, İtalya’nın yardımına yetişti.

Kral’ı İngiltere’ye ve Hükümet’i Mısır’a kaçan Yunanlılar bu işgale karşı büyük bir yeraltı direnişi gösterdiler.

Mustafa Kemal Atatürk gibi bir liderleri olmadığından Yunanistan’daki direniş tek çatı altında toplanamadı.

Sol görüşten insanların oluşturduğu Ulusal Kurtuluş Ordusu ile sağ görüşü insanların oluşturduğu Hür Demokratik Yunan Ordusu önce işgalcilerle mücadele etti, işgal sona erdiğinde de 3 yıl boyunca birbirleriyle savaştılar.

Bu iç savaşta İngiltere Başbakanı Churchill’in parmağı olduğunu herkes bilir ama nedense fazla konuşulmaz.

Konumuz tarih değil, bu yazı salı günü Yunanistan’ın küçük düşürüldüğü iki duruma karşı, Yunanistan halkının onurunu savunmak için yazıldı.

***

(Sahne 1-Paris)

Yunanistan Başbakanı Miçotakis’i taşıyan araç, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile görüşmek için saat 16:14 gibi, yani randevu saatinden bir dakika kadar önce Elysee Sarayı’na geldi.

Fakat Saray’ın kapıları açılmadı. Macron’un görüşmesi uzadığı gerekçesiyle Yunanistan Başbakanı saat 16:46’ya kadar aracın içerisinde bekletildi.

Protokol konusunda çok hassas olan Fransızlar, Miçotakis’i aracın içerisinde bekletmek yerine saraya alabilir ve gayet iyi bir şekilde ağırlayabilirlerdi ama bunu yapmamayı tercih ettiler.

Savunma Bakanı Dendias’ın Atina’da Fransa Büyükelçisi’ne yaptığı saygısızlığın cevabını böyle verdiler.

Dendias, Başbakan olma hayaline ulaşmak için Fransız Büyükelçisi’ni protokol kurallarına uymayan bir şekilde oturtmuş, Türkiye’ye satılacak Meteor füzeleri konusunda ültimatom veren bir tonda konuşmuş, bunlar yetmezmiş gibi görüşmenin fotoğrafı ve içeriğini de medyaya servis etmişti.

Büyükelçiler gittikleri ülkede devlet başkanını temsil ederler, sunulan güven mektubunda da bu zaten açıkça belirtilir.

Savunma Bakanı Dendias’ın kişisel hırslarının bedelini ödemek Yunanistan Başbakanı Miçotakis’e düştü ama onuru kırılan Yunanistan halkı oldu.

***

Atina’daki meslektaşlarımın üzerinde düşünmesi ve sorgulaması gereken bir konu var:

Fransa ile imzalanan Savunma İş Birliği Anlaşmalarının mimarı kim, o dönemin Dışişleri Bakanı Dendias.

Kathimerini Genel Yayın Yönetmeni, tanımaktan mutlu olduğum Alexis Papachelas, iki hafta kadar önce Türkiye’ye Meteor füzelerinin satılmasıyla ilgili yazısında Fransa ile yapılan anlaşmalara bakmak gerektiğine dikkat çekmişti.

Kasaba siyasetçilerinin en temel özelliklerinden birisi hatalarını, seslerini yükselterek, dikkatleri başka yöne çekerek kapatma çabasıdır.

Dendias’ın Fransız Büyükelçisi’ne saygısızlığını aslında yetersizliğini, hatasını kapatma çabası ama bu Atina’da konuşulmuyor nedense.

***

(Sahne 2: Washington)

Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in aracında yarım saat beklemek zorunda kaldığını Voice of America’dan öğrendik.

Yani bütçesini ABD Dışişleri Bakanlığı’nın ödediği, merkezi Washington’da bulunan ABD propagandası yapan kurumdan.

Aynı akşam Yunanistan Savunma Bakanı Washington’da, Güneydoğu Avrupa ve Doğu Akdeniz Konferansı’nda konuştu.

Konuşmasında ABD çıkarlarına en fazla hizmet edecek ülkeyi Yunanistan olarak tanımladı,

Türkiye’nin adını anmadan ama Rusya ile arası iyi, İsrail ile arası kötü falan diye Türkiye’yi tarif ederek yaptı bunu.

Yunanistan ne zamandan beri ABD çıkarlarına hizmet etme misyonunu üstlendi?” diye sormayacağım, cevap belli zaten Dendias’tan beri.

Yunanistan Savunma Bakanı, sadece ülkesinin onurunu zedelemekle kalmıyor aynı zamanda hafızalarını da küçümsüyor.

Albaylar Cuntasının 1967-1974 arasında döktüğü kanda, Kıbrıs’taki Sampson Darbesi’nde ABD’nin parmağı olduğunu insanlar unutmadı.

Evet, FETÖ-CIA ortaklığıyla Kozmik Oda’dan çıkarılan savaş planları Yunanistan medyasına sızdırıldı, evet insanlar Türkiye, Yunanistan’ı işgal edecek propagandasına maruz bırakıldı.

Psikolojik savaşla ABD’nin Yunanistan’ı gizli işgalinin önü açıldı ki, bu da Dendias’ın Dışişleri Bakanlığı dönemine rastlıyor.

Soru şu, Yunanistan bir gün gidin derse ABD, girdiği askeri üsleri boşaltır mı yoksa Yunanistan’a diz çöktürmek için elinden geleni yapar mı?

Kasaba siyasetçilerinin bir diğer özelliği de durum okumalarının bilgiye değil ezbere dayanmasıdır.

Bölgesel güç olma iddiasındaki Türkiye, başta Suriye olmak üzere Washington’da bir sürü alanda mücadele ederken, Dendias’ın tanımıyla Yunanistan ile ABD’ye hizmet etme yarışına girer mi hiç?

***

Dendias, Yunanistan Başbakanlığı koltuğuna oturmak için Türkiye düşmanlığı kartını masaya sürüp duruyor.

Kimse de bu adama “Başbakan olsan ilk işin ne olur?”, “Karasularını hemen 12 mile çıkarır mısın?”, “Türkiye ile bir savaşı göze alabilir misin? diye sormuyor.

Savaş keyifsiz bir bahis, Dendias ağzından hukuk lafını düşürmüyor ya, Başbakan olsa Lahey’e Türkiye’nin söylediği tüm anlaşmazlıklarla beraber gitmeye hazır mı diye de sormak lazım aslında.

Önce Yunanistan halkı sonra Başbakan Miçotakis, Yunanistan’ı varlığını ABD çıkarlarına hizmet etmek diye tanımlayan bir Savunma Bakanı’ndan daha fazlasını hak ediyorlar aslında.

Yazının başında da söyledim, Yunanistan halkının ülkesine sevdası bizimkine benzer, Dendias’tan farklı olarak ulusal onurlarına çok düşkündürler...