Rusya Devlet Başkanı Putin’in geçen ay Güney Afrika’ya gitmesi gerekiyordu gitmedi. Putin o geziye gitseydi, Güney Afrika muhalefetinin, Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nin kararı gereğince tutuklanması için başlattığı yasal başvuruyla boğuşmak zorunda kalacaktı.
Putin, Eylül başında Hindistan’da yapılacak G-20 Zirvesi’ne de gitmiyor. Gitse, cephede örtülü bir savaş içerisinde olduğu adamlarla yüz yüze gelmesi gerekecekti.
Putin’in bu ay Türkiye’yi ziyaret etmesi planlanıyordu. Şimdi Putin gelmiyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan gidiyor. Uluslararası zirvelere bile gitmeyen, Wagner’in şu sıralar intikam adı altında ne yapacağını kestiremeyen bir liderin Rusya’yı terk etmesini beklemek hata. Kaldı ki Kremlin de Putin’in ülke dışına çıkmadığının dikkat çektiğinin farkında ve yıl sonuna doğru çıkacak gibi açıklamalar yapıyor.
Eleştireyim de ne olursa olsun kafasındaki siyaset anlayışımız bu konuda da harikalar yaratıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya’ya gitmesinin Türkiye adına önemli sonuçları olacak.
Putin ile görüşebilen tek Batılı lider olarak, zirveden hemen önce yapılacak görüşme Hindistan’daki G-20 toplantısında Türkiye’yi yıldız ülke yapacak. Herkes Putin’in savaşı durdurma koşullarını, niyetini, Erdoğan’dan dinleyecek. Batı, kendi çizgilerini yine Erdoğan’a anlatacak. Bu Ukrayna-Rusya savaşının bitirilmesi için fiili arabuluculuk sürecinin başladığı anlamına gelir. Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un en nefret ettiği senaryo gerçek olacak yani.
Erdoğan-Putin ile tahıl koridoru meselesini konuşacak. Bu Afrika’nın açlıkla mücadelesi açısından çok önemli. Erdoğan, Putin’i tahıl koridoruna dönmeye ikna edebilirse dünya adına müthiş bir iş başarmış olacak. Bu Türkiye’nin hem Afrika’da yürüttüğü yumuşak güç diplomasisini kuvvetlendirir hem de Birleşmiş Milletler’de Afrika ülkelerinin büyük desteğini sağlar.
Üçüncü kazanç kapısı da Karadeniz’de büyük bir savaşın patlaması ihtimalini ortadan kaldırmak olacak. Rusya, Ukrayna’nın yola çıkardığı gemilerden birini batırırsa Karadeniz’de neler olur düşünen var mı? Romanya ve Bulgaristan’ın Karadeniz filolarından bir geminin vurulması demek NATO’nun 5. Maddesi’nin devreye girmesi demek olacaktır.
Türkiye adına Rusya’ya yapılacak ziyaret bir koymaksa, karşılığı en az üç almak olacak. Böyle bir durumda Erdoğan neden Rusya’ya gidiyor, neden Putin gelmiyor diye tartışmak abesle iştigal değil de ne acaba?
PKK’ya bir darbe daha geliyor…
PKK dediğimiz terör ahtapotunun bir kolu Suriye’de faaliyet gösteren YPG, diğer koluysa İran’da faaliyet gösteren PJAK.
2004 yılından beri İran’a karşı silahlı mücadele veren bu yapının başındaki isimler de Kandil tarafından atanır.
Bundan 7 yıl kadar önce bunlardan bir grup bombalı eylemler yapmak üzere Türkiye’ye girmiş, Türkiye de hemen gerekeni yapmıştı.
Türk Silahlı Kuvvetleri ve MİT, terör ahtapotunun bu kolunu hiç menzilinden çıkarmadı.
Geçen ağustosta müttefikimiz (!) ABD’nin, terör örgütüne verdiği silahların bir kısmını kendi bölgesine götürmek için Suriye’de bulunan PJAK’ın genel saha sorumlusu Rezan Cavit adlı terörist bir SİHA harekâtıyla etkisiz hale getirilmişti.
Bunlar iyi-kötü bildiklerimiz ama daha ilginç bir gelişme yaşandı.
Irak ve İran bir süredir sınır hattında yaşananlarla ilgili görüşmeler yapıyorlardı.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, önceki gün bir açıklama yaptı ve Bağdat hükümetiyle Irak’ın kuzeyinde yer alan silahlı İranlı muhalif grupların silahsızlandırılıp, başka yerlere yerleştirilmesi konusunda anlaştıklarını açıkladı.Tahran, bu işlemin gerçekleşmesi için Bağdat’a 19 Eylül’e kadar süre verdiklerini de açıkladı.
Bağdat’tan ilk 24 saat ses çıkmadı sonra Irak Hükümet Sözcüsü El Awadi, “Biz verdiğimiz sözleri zaten tuttuk” açıklaması yaptı.
Irak merkezi yönetimi, terör örgütüyle silahlı çatışmaya girmeye asla hevesli olmadı ama bu kez iş başka.
Barzani Yönetimi, hiç olmadığı kadar çok terör örgütünden rahatsız, Kandil, Barzani Yönetimi’ni topyekûn savaşla tehdit edip duruyor.
Şimdi bir yanda Türkiye ve İran diğer yanda Barzani Yönetimi, terör örgütünün Irak’ın kuzey kesiminden çıkarılması için bastırıyor.
Terör örgütü için geriye sayım tüm hızıyla devam ediyor...
Özay Şendir
2025, Milliyet ve gazeteler…
30 Aralık 2024
Tunca Bengin
İran sen kendi haline yan...
30 Aralık 2024
Abdullah Karakuş
Turizmde çeşitlilik ve 9 bin yıllık kaplıca
30 Aralık 2024
Hakkı Öcal
2025 Nükleer Afet Yılı olabilir
30 Aralık 2024
Eren Aka
Yılbaşında 55 bin polis sokaklarda olacak! İstanbul’da karargâh taksim...
30 Aralık 2024