Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“Aslında CHP’yi tanıyanlar bilir. CHP’nin tarihinde ve geleneklerinde genel başkanın istifası veya genel başkanın imzayla gönderildiği durum yoktur. CHP kurultaya giderek kendini yeniler. Mesela İsmet İnönü kurultayda yenilmiştir...”

Bu cümleyi CHP Genel Başkan Yardımcısı Tahsin Tarhan kurdu. İsmet İnönü, 8 Mayıs 1972’de CHP Genel Başkanlığı’ndan istifa etti. 5-7 Mayıs tarihlerinde Parti Meclisi için toplanan kurultaydan çıkan kararı güvensizlik saydığı için istifa etti. Ecevit MYK çağrısı üzerine 14 Mayıs’ta tek aday olarak genel başkan seçildi. Yani CHP’nin 2. Genel Başkanı partisinden istifa etmişti.

Haberin Devamı

Çarpıtmak ya da bilmemek, ah CHP ah...

CHP’nin 3. Genel Başkanı Bülent Ecevit 30 Ekim 1980’de genel başkanlıktan istifa etti. Daha CHP kapatılmamıştı. Ecevit, 12 Eylül darbecilerinin, faaliyeti yasaklanan partilerin genel başkanları açıklama yapamaz yasağını aşmak için bıraktı genel başkanlığı. Ne kurultay vardı ne de kurultay toplayacak ortam.

CHP’nin 4. Genel Başkanı Deniz Baykal, SHP ile birleşme ve “Hikmet Abi” formülü süreci dışında genel başkanlıktan iki kez istifa etti. Biri, 18 Nisan 1999 seçimlerinde CHP Meclis dışı kaldığı için, diğeri de kaset operasyonu sonrasında Mayıs 2010’da.

Kılıçdaroğlu’nun değişimden sonraki genel başkan yardımcısının “CHP’yi tanıyanlar bilir” diye başlayıp kurduğu cümle, partiye damga vuran tüm genel başkanlar adına yanlış. Bir tek 15 ay genel başkanlık yapan Altan Öymen, kurultayla gitmişti. Kılıçdaroğlu’na istifa çağrılarını kesmek için tarihle de oynamamak lazım.

Tahsin Tarhan sadece CHP tarihi değil kendi siyasi tarihinde de hata yapmış. Kişisel internet sitesinde siyasete 2002 yılında Sosyal Demokrat Halkçı Parti’nin Gebze Kurucu İlçe Başkanı olarak başladığı yazılı. Doğrusu, Sosyaldemokrat Halk Partisi olmalıydı. Karayalçın’ın 2002’deki parti denemesi sözü edilen. Kötü niyet değil belli ki özensizlik olmuş. Hayat hikâyesi başarılarla dolu, sıfırdan zirveye çıkmış biri, siyasi açıklamalarına da iş yaşamına gösterdiği özeni göstermeli.

Kemal Bey’in müzakere başarısı

Ali Babacan, Dışişleri Bakanı ve AB Başmüzakerecisi oldu. Dönemini, Financial Times gazetesi “Neredesiniz Bay Babacan?” manşetiyle özetledi. AB’ye karşı müzakere başarısını göremediğimiz Ali Babacan, Kemal Bey ile müzakereye oturunca seçimin en büyük galibi oldu, inanılması güç sayıda milletvekilliği aldı.

Haberin Devamı

Abdüllatif Şener iktidar partisinden ayrıldı, Türkiye Partisi’ni kurdu. Sonra kurduğu partinin genel başkanlığından ayrılıp Sivas’tan bağımsız milletvekili oldu, seçilemedi. Sonra CHP’ye geldi. Milletvekili oldu, bütçe görüşmelerinde CHP adına konuşan isim oldu.

Mehmet Bekaroğlu, Fazilet Partisi’nden siyasete atıldı. Ertuğrul Günay ile Müslüman Sol Parti’yi denedi. Sonra Saadet Partisi’nin İstanbul belediye başkan adayı oldu, seçilemedi. Sonra Kurtulmuş’un HAS Partisi’ne katıldı. Sonra Saadet Partisi’nin Rize belediye başkan adayı oldu, yine seçilemedi. CHP’nin Sosyalist Enternasyonel’den atılması için imza veren isimlerden biriydi, Kılıçdaroğlu tarafından CHP’ye davet edildi. Genel başkan yardımcısı ve milletvekili oldu.

Haberin Devamı

Hani yaşlanan Avrupalı futbol yıldızları Çin ve Suudi Arabistan’a gidip, inanılmaz paralar kazanıyorlar ya, Kılıçdaroğlu döneminde CHP de sağın eskimiş yüzlerine en fazla makam verilen yer oldu. Ortada bir müzakere başarısı olduğu kesin ama bu başarı kesinlikle Kılıçdaroğlu’na ait değil.

Türkiye-NATO, Hindistan-NATO Plus

Utanma duygusu olmayan insanlarla uğraşmak zor, utanma duygusu olmayan ülkelerle uğraşmak imkânsız.

Hindistan Başbakanı Modi, Washington’da, Beyaz Saray’da Başkan Biden ile görüşecek.

ABD Kongresi, Hindistan’ın, NATO Plus’a katılması çağrılarına başladı bir anda.

NATO Plus ne derseniz, Çin ile tek başına mücadele edemeyeceğini gören ABD’nin NATO’ya dayattığı bir yapı.

NATO üyeleri ve Avustralya, Japonya, İsrail, Yeni Zelanda ve Güney Kore’den oluşan bir yapı.

İsrail’i kenara koyunca zaten Çin’e karşı bir oluşum olduğu belli. ABD, Atlantik savunması örgütünü Pasifik’e bulaştırmak istiyor.

Utanmazlık da iş bu noktada başlıyor:

Hindistan, Türkiye’den sonra Rusya’dan S-400 aldı, hiç yaptırıma uğramadı.

ABD bize F-16 satışını bile yapmıyor, Hindistan’a F-16’nın en gelişmiş modelini üretmek için fabrika kuruyorlar.

Washington, Ankara’dan, Rusya’ya tüm yaptırımlara katılmasını istiyor. Hindistan, Rusya’dan yarı fiyatına petrol alıyor, tek bir yaptırım bile uygulamıyor, Putin’in savaşın başından beri gittiği nadir ülkelerden biri.

ABD, Türkiye’nin NATO’daki varlığının tartışmaya açılmasına ses çıkarmıyor ve aynı anda Hindistan’ı da NATO Plus’a eklemlemeye çalışıyor.

Bu utanmazlık Suriye’den, bu utanmazlık Irak’tan gidecek.

Terör örgütüne verdikleri silahları toplamadan, tıpkı Vietnam, tıpkı Kore, tıpkı Afganistan’da olduğu gibi kaçarak gidecekler.