Fikri olmadığı için bağıranlar ülkesi burası;
Ercan Güven, fısıldasa bile dinleme isteği uyandıran birisiydi...
Bir taraftar grubunu yanına diğerini karşısına alıp, sevgi-nefret ilişkisi üzerinden popüler olma stratejisi yoktu.
Doğru olmayı popüler olmanın önüne koyan birisiydi o, objektifliğin son şövalyelerinden birisiydi...
Rekabet ile düşmanlık arasındaki farkı çok iyi bilir, rekabeti destekler, düşmanlığa karşı çıkardı.
Dalkavukların iki özelliği vardır, dalkavuk güçlüyü hep över, o güce yakın olan gücü olanı da hep yerden yere vurur.
Ercan Güven, dalkavuk değil dosttu, eleştirinin dostluğun bir gereği olduğunu bilirdi.
Camiaların maaşlarını ödediği profesyonellerinin bile küfür ile büyümeye çalıştığı futbol dünyasında kardelen çiçeği gibi bir duruşu vardı.
Ercan Güven sadece Milliyet’in değil Türkiye’nin büyük bir kaybıdır.
Objektif olanlar, rekabet ile düşmanlık arasındaki büyük farkı bilenler, dost olmayı dalkavukluk olmaya tercih edenler bir azaldı işte.
Kayıp hepimizin kaybı, hepimize sabırlar diliyorum…
Trumpseverlere notlar (İki)
Cuma günü Jerusalem Post’ta çıkan “İsrail’i seven Trump’a oy versin” yazısını almıştım köşeye.
Bugün de Trump’ın İsrail-Amerikan Konseyi’ndeki 46 dakikalık konuşmasından söz edeyim.
Bana göre Trump’ın en dikkat çekici cümlesi İsrail’in istediklerinden fazlasını yapmakla övünmesiydi.
Evanjelik Hristiyanların İsrail’e sevgisinden söz etti Trump, alenen söyleyememiş, bu Evanjelik Hristiyanlar cennete gidebilmek için İsrailoğullarının yeryüzü hakimiyeti kurması gerektiğine inanır. Yani Tevrat’ta olmayan “Vaat edilmiş topraklar” masalı kadar genişlemeye yeşil ışık yakmış Trump. Bu Türkiye topraklarının da bir parçası anlamına geliyor ama Trump’ın umurunda bile değil.
Her pazarlamacı gibi düşen bağışlarını arttırmak adına salya sümük ve egosunu İsrail’in emrine sunmuş bir kaybeden onun görüntüsü.
Türkiye olarak konunun Biden ya da Trump meselesi olmadığını anlamamız lazım artık.
Trump’ın başlattığı Suudi Arabistan’ı İsrail’e eklemleme politikasını Biden aynen sürdürdü, zira ABD’nin devlet politikası bu.
Türkiye olarak kavgamız bu politikayla yoksa ha Kamala ha Trump, hiç fark etmiyor…
TürkAkım zamanı…
Ukrayna’nın Rus doğalgazını Avrupa’ya taşımada transit ülke olmayı reddetme kararı aldı.
Bu her biri 15,75 milyar metreküp doğalgaz taşıma kapasitesine sahip iki hattın tarihi açısından son derece önemli bir gelişme.
Türkiye sadece Rusya’dan gelen doğalgazı değil, kendi sistemi içerisinde çeşitlendirdiği, farklı ülkelerden ithal ettiği gazın önemli bir bölümünü Avrupa’ya satabilir yani doğalgaz borsası olma sürecini hızlandırabilir.
Enerji Bakanlığı’nın sağladığı çeşitlilik Rus gazı konusunda endişeleri varmış gibi yapan Avrupa ülkelerinin de elini rahatlatır.
Burada dikkat etmemiz gereken nokta, Ekim 2022’de olduğu gibi TürkAkım’a yönelik sabotaj girişimlerinin olup olmayacağı.
Özellikle bakmamız gereken ülke de Rusya’ya yönelik ambargo nedeniyle pahalıya çıkardığı kaya gazını Avrupa’ya satan ABD.
Sözde müttefikleriniz varsa bir değil iki kere dikkat etmeniz lazım...
