Avrupa’nın pek çok noktasında turist yoğunluğundan şikayet edilirken, turizm karşıtı protestolar düzenlenirken ve artık daha fazla ziyaretçinin gelmemesi için değişik önlemler alınırken, biz ise tam tersi bir durumdayız.
Biz, ülkemize giriş yaptığı görünen turisleri bile bulamıyoruz!..
Bu konukların nerede olduklarını arayıp duruyoruz.
Ki, aramayı resmen Türkiye Otelciler Federasyonu ile Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği yapıyor.
“Ülkemize gelen turistler neredeler” diye soruyorlar.
★★★
Federasyonun Başkan Yardımcısı Mehmet İşler, memlekette bolca turist olduğunu, ancak otellerin boş kaldığını söylüyor.
Burada gerçekten de bir gariplik var.
Çünkü, pek çok meselede olduğu gibi, turizmde de kayıt dışı çalışmalar devreye girmiş durumda.
Kayıt dışı konutlar, ikinci evler ve rezidanslar gayrı resmi olarak turistlerin hizmetine sunuluyor.
Hal böyle olunca, oteller yeterince müşteri edinemiyor ve turizmci zarar görüyor.
★★★
Aslında, söz konusu konutlara yönelik özel denetim yasası çıktı.
Yasa çıkarmak elbette önemli, ama yasayı uygulamadıktan sonra neye yarar ki..
Nitekim, turizmde şu anda bu sıkıntı yaşanıyor.
Yasa var, denetim yok.
Türkiye Otelciler Federasyonu, bu kayıt dışı sisteme artık acilen son verilmesini ve hem İçişleri Bakanlığı’nın, hem de Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın denetimlerini sıklaştırmasını talep ediyor.
Taleplerinde haksızlar mı?
Hayır, sonuna kadar haklılar..
Denetimin olmadığı yerde mutlaka pürüz çıkar, kayıt dışı canlanır, düzgün çalışan kurumlar zarar görürken, merdiven altı iş yapanlar haksız kazanç sağlarlar.
O yüzden, devletin turizmdeki bu çarpıklığa hızla müdahale etmesi şart.
★★★
Türkiye Otelciler Birliği Başkan Yardımcısı Mehmet İşler’in ikinci bir uyarısı daha var.
Kaçak içki..
Turizmin yüksek sezonunda bunun üretimi de, satışı da katlanarak yükseliyor.
Kaçak içkiyi yapıp satanlar kadar, alanlar da suçlu sayılmalıdır.
Hem sağlığa, hem gerçek üreticiye, hem de ülkemizin imajına büyük zarar veren kaçak içkinin belini de senelerdir bükemedik.
Her yıl aynı şikayetlerle ve problemlerle karşılaşmaktan bıktık, usandık, fakat ne yazık ki söylenmekten başka çaremiz de yok.
Sorunlarımıza bir türlü köklü çözüm bulamıyoruz çünkü..
