Osman Gençer

Osman Gençer

ogencer58@gmail.com

Tüm Yazıları

Biz ona kısaca İZBAŞ diyoruz, ama açılımı ve tam adı İzmir Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi A.Ş’dir. 

Yani, İzmir’in gururlarından olan İzmir Serbest Bölgesi’dir. 

İZBAŞ seneler içinde sessiz sedasız öyle güzel başarılar elde etti, öyle harika işler yaptı ki, okuyunca eminim siz de etkileneceksiniz. 

***

1984 yılında İzmir Yeşildere’deki deri üreticilerinin yeni üretim merkezi olarak yola çıkan İZBAŞ, geçen 40 yılda önemli gelişmeler yaşadı. 

Önce “kooperatif”, daha sonra “organize sanayi bölgesi” ve son olarak da 27 yıldır “serbest bölge” olarak üretim yolculuğuna devam ediyor. 

Haberin Devamı

178 yerli, 17 yabancı, 10 adet de yerli-yabancı sermayeli olmak üzere 205 firmanın faaliyet gösterdiği İZBAŞ’ta, toplam istihdam 6 bin kişinin üzerinde çıkmış durumda. 

***

Peki, durduk yerde neden İZBAŞ’ı yazıyorum? 

Hayır, asla durduk yerde değil. 

Serbest bölgenin genel kurulunda, Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sevimli’nin bazı ifadeleri dikkatimi çektiği için gündeme getiriyorum. 

***

Şöyle ki.. 

***

Serbest bölgeler tüm dünyada ihracata dayalı büyüme stratejisinin itici gücü olarak işlev yükleniyor. 

Türkiye’deki 19 serbest bölge, 545’i yabancı yatırımcı olmak üzere 2.108 firmaya ev sahipliği yapıyor. 

Ancak tüm bu hareketliliğe rağmen, serbest bölgelerin; mevcut altyapı kalitesi, liman ve lojistik noktalara yakınlığı, insan kaynağı, yan sanayi entegrasyonu ile Türkiye ihracatına çok daha yüksek seviyede katkı sağlayabileceğini de biliyoruz. 

Yani, ellerindeki olanaklarla daha büyük başarılar yakalayabilirler. 

***

Neden yakalayamıyorlar peki? 

İZBAŞ Başkanı Sevimli de tam bu noktada sesini yükseltiyor. 

Yakalayamıyorlar, çünkü bizim serbest bölgeler, dış pazarlar yerine daha çok birbirleriyle mücadele ediyorlar, birbirlerini engelliyorlar. 

Oysa, içeride nefes tüketmek yerine,tüm güçleriyle ihracat pazarlarında katma değeri yüksek ürünlerle rekabet etmeleri gerekiyor. 

***

Bunu sağlayabilmek için de, yeni mekanizmalara ve kamusal stratejilere ihtiyaç duyuluyor.. 

Söz konusu ihtiyacı karşılamak Ankara’nın görevi. 

İzmir’den yükselen “yeni mekanizma ve yeni strateji” sesini Başkent duyar mı, duymaz mı bilemem. 

Haberin Devamı

Ama bildiğim bir şey var ki, bilgi, teknoloji ve sermaye yoğun yatırımlarla birbirimizle değil, aksine birbirimizi engellemeden dış pazarlarda mücadele etmeliyiz. 

Daha değer yaratıcı bir stratejiyi mutlaka kurgulamalıyız. 

Umarım Ankara talepleri işitir de, adımları kısa süre içinde atar. 

Ülkenin yararı için, atması da şart zaten...