Nagehan Alçı

Nagehan Alçı

nagehan.alci@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Geçtiğimiz hafta gazetelerde siyasetten daha geniş yer bulan bir konu vardı: Gülseren Süngü adlı kadının iki kızı tarafından 29 yerinden bıçaklanarak katledilmesi. Maalesef medya, içindeki bütün arkaik, kadın düşmanı, kadını sömüren ve önyargılı bakışını bu cinayetle yeniden ortaya döküverdi. Bu ‘erkek’ bakışı öncelikle anneyi öldüren büyük kız üzerinden yaptı. Kız, 18 yaşın üzerinde ve de çok güzel! Bir kere öncelikle bu nedenle onun yayla gibi açılmış fotoğrafları ile verildi haber. Yani ‘güzel kadın’ ögesi bol bol sömürüldü bu cinayet üzerinden. Bu tavır mide bulandırıcı olsa da maalesef global bir medya yaklaşımı. Dünyanın her yerinde vahşet ve güzel kadın çok satıyor. Maalesef... İnsan doğası deyin, merak deyin, ne derseniz deyin...
* * *
Ancak bu cinayetin verilişi ile ilgili bunun dışında ikinci bir husus var ki... İşte o husus global değil. İnsanın tüylerini ürperten kısmı esas o. Öldürülen anne birahanelerde garsonluk yapan bir kadın. Anladığımız kadarıyla birçok erkek arkadaşı var ve bu erkekleri kızlarıyla birlikte yaşadığı evine getiriyor.
* * *
Siz böyle bir yaşam tarzını yanlış bulabilirsiniz, yargılayabilirsiniz, ahlaken en sert eleştiriler yapabilirsiniz. Zaten ortada tasvip edilecek herhangi bir şey yok. İçler acısı bir durum, bir dram söz konusu. Ancak...
Bir kadının hayatı toplumun genel değerlerinden uzak
diye, bir kadın kızlarını onlar için sakıncalı bir ortamda yaşatıyor diye o kadının kızları tarafından öldürülüşünü haklı gösteremezsiniz! Böyle bir cinayeti aklayamazsınız!
* * *
Maalesef medyamız bunu yaptı. Kendini ahlak bekçisi ilan etti ve Gülseren Süngü’nün öldürülüşünü adeta temize çekmeye kalktı. Yazılanlara bakılacak
olursa kızlar sanki cinayet işlememiş de kendi hayatlarını kurtarmış! Sanki Gülseren Hanım’ın ölmesi iyi olmuş! Sanki böyle bir ölümü hak etmiş!
* * *
Gülseren Süngü kızları tarafından öldürülmekle kalmadı, medya tarafından da ölümünden sonra adeta recm edildi. Soraya’yı taşlar gibi (*) taşladı medyadaki ‘ataerkil’, ‘ahlakçı’ ve ‘erkek’ kafa Gülseren Süngü’yü...
’Ahlaksız kadın ölümü hak etti’ haberleri güzel genç kızının fotoğraflarıyla süslenerek böyle bir vahşet olağanlaştırıldı. Bu, basın cemiyetleri tarafından kınanması gereken, utanç verici bir durum! Ama daha utanç verici olan ortada bu utancı bırakın kınamayı, fark edecek bir mekanizmanın bile olmaması...

(*) Soraya’yı Taşlamak: Recm cezasını anlatan 2008 yapımı film

Haberin Devamı

Alman devletinin çaldığı çocuk
Kanal D’de yaptığım ‘Bırakın Konuşalım’ adlı programda toplumun farklı kesimlerinin az bilinen çok vahim sorunlarına el atıyoruz. Öyle ilginç, öyle insanı allak bullak eden hikayeler çıkıyor ki karşımıza... Her geçen gün toplumu tanımanın mikrodan başlaması gerektiğini, hakiki bir sosyolojik bakışın önce bireye inerek sağlanabileceğini bir kez daha idrak ediyorum.
* * *
Geçen gün bakın nasıl bir hikaye ile karşılaştık: Fatma Sayar Karademir 8 yıl önce üçüncü çocuğu Edanur’u Frankfurt’ta dünyaya getirmiş. Para kazanmak için çalışmak zorunda. O çalışırken Edanur’a 20 yaşındaki kızı Ebru bakıyor. Evde bir de abi Ertuğrul var. Ertuğrul zihinsel engelli. Ben programda tanıştım. Kendi halinde, şeker gibi bir insan. Zaten kayıtlara geçmiş herhangi bir şiddet eğilimi vs hiçbir şey yok.
* * *
Alman otoriteleri 8 yıl önce Edanur 11 aylıkken Ertuğrul’un bebeğe zarar verebileceği gerekçesiyle evi basmışlar ve çocuğu almışlar. Edanur o gün bu gündür bir Alman koruyucu ailenin yanında. ‘Anne, baba’ dışında tek kelime Türkçe bilmiyor, bir buçuk ayda yalnızca 2 saat kendi ailesi ile görüşebiliyor. Son olarak Karademir ailesine Edanur’un dinini değiştirmek istediği ile ilgili bir kağıt gelmiş. Aile büyük bir hukuki mücadelenin içinde. Kızları adeta Alman devleti tarafından çalınmış!
* * *
Neyse ki Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Kemal Yurtnaç konuya sahip çıktı, yayına bağlanarak Edanur için devreye gireceklerini söyledi. Biz de sonuna kadar takipçisi olacağız. Yalnızca Edanur değil, asimilasyonist politikalarla büyük bir çifte standart örneği olarak ailelerinden alınan tüm Türk çocukların peşine düşeceğiz...