Nagehan Alçı

Nagehan Alçı

nagehan.alci@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, beş yıl aradan sonra geldiği Brüksel’de bir değil, sıkıştırılmış 2-3 gün yaşadı sanki. Belki uzun arayı kapamak, belki de 2014’ün Avrupa Birliği (AB) yılı olacağının sinyalini daha net vermek için... Tek bir güne 3-4 önemli görüşme, iki basın toplantısı, iki konferans sığdırmasını, neredeyse gün aydınlanırken uçakta da uzun uzun bizim sorularımızı yanıtlamasını, ben müthiş bir motivasyona bağlıyorum. Şüphesiz zor ve çok önemli bir geziydi Brüksel. 17 Aralık ve sonrasında yaşananlar, paralel yapı, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ile ilgili yapılması istenen değişiklik... Bütün bunları AB’ye anlatmak kolay görünmüyordu, hele bir de AB’nin Genişlemeden Sorumlu üyesi Stefan Füle’den gelen eleştiriyi göz önüne aldığımızda... Ancak, günün sonunda Başbakan ile karşı karşıya oturduğumuzda temaslardan son derece memnun olduğunu gördük. Belli ki AB’deki tereddütlerin önemli bir kısmını bertaraf etmiş, yargının siyasete karşı bir darbe aracı olarak kullanıldığı yönünde somut bilgiler koymuş masaya.
Başbakan uçakta sorularımızı yanıtlarken, cevapların satır aralarında 2014’ün yeniden demokratikleşme ve Batı ile yakınlaşma yılı olacağının sinyallerini aldım. AB sürecini canlandırmakta, Batılı liderler ile temaslarına ağırlık vermekte, yarım kalan demokratikleşme sürecinde yeniden gaza basmakta kararlı bir Başbakan gördüm. Bir de paralel yapıyla ilgili yakında çok daha somut kanıt ve belgelerin ortaya çıkacağını anladım. Yargının malum yapıdan temizlenmesi bekleniyor. Başbakan bu yapının yargı, emniyet, medya ve sermayede uzantıları olduğuna işaret ediyor.
Brüksel’de sabahın dokuz buçuğunda başlayan günün ardından Türkiye saati ile sabaha karşı bire doğru Ana uçağında Başbakan’a yönelttiğimiz sorular ve cevapları şöyle:

‘AB DE RAHATSIZ OLDU’
Paralel yapıyı AB’ye nasıl anlattınız? İkna edici olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Paralel yapıyı somut örnekler vererek anlattım. İkna ettiğimi düşünüyorum. Hele bazı örnekleri verdikten sonra onların da olaydan çok rahatsız olduklarını gördüm. Mesela ikinci dalgada 25 çuval belgenin açılmadan hemen gözaltı talimatı verilmiş olması... Sayın Çolakkadı, bunları duyunca yeni görevlendirme yapıyor. Dört savcı daha sonra görevlendirildi ya. Bununla olayın aslı meydana çıkıyor. Yani mühürleri sökerek incelemeye başlayanlar yeni görevlendirilen savcılar. İncelemeden gözaltı kararı vermiş olanların hedef aldıkları iş adamları da enteresan. Ağırlıklı olarak bir havalimanı işini alanlar ve üçüncü köprü işinde olanlar var.
Bu hususlarla ilgili bir yargısal süreç olur mu?
HSYK ile ilgili düzenlemeyi niye yapıyoruz? Bu tür yanlışlıklara mani olmak için tabii...
HSYK’nın 97 savcı ve hâkimin görev yerini değiştirmesine ne diyorsunuz?
Çok isabetli olmuş. İstediği zaman bu tür kararlar verebiliyor. Bunda şu anda yasal düzenleme hazırlığının da etkisi olabilir tabii ki... Aslında bunu daha önce de yapabilirlerdi. Birinci Daire’de 2 ismin değişmesi akabinde kısmi bir değişiklik gözlendi. Gönül arzu ederdi ki bu iş böyle olmasın. Süreci herkes endişeyle takip ediyor. Bu iş de bana göre çok kısa zamanda çak farklı görüntüler vermeye başlayacak. Herkesi şantajla tehdit ediyorlar (Beni kast ederek). Size de yaptılar (Eşim Rasim Ozan’a yönelik kaset iftirasına işaret ediyor). Benim Genel Başkan Yardımcı’ma da yaptılar. Adamlar telefon dinlemesi alan dinlemesi yapıyorlar. Görüntü, evlere böcek koyuyorlar.
Hâlâ yapabiliyorlar mı bunları?
Tabii. Ama bunlara karşı tedbirler alınacaktır. Mesela mahkeme kararlarını toptan alıyorlar. Bunlarla dinlemelere meşruiyet kazandırıyorlar. Yürütmeyle de aynı bağlantıyı kuruyorlar. Emniyet müdürünün haberi olmuyor mesela. Savcı vekillerinin verdiği talimatla operasyon yapıyor. Başsavcının veya savcının haberi olmuyor. Üçüncü bir ayağı da var. Gizlilik kararı olmasına rağmen medyaya servis yapıyorlar. Ajanlık var. Casusluk var. Bunlar çok açık ortada. Devletin sırlarını ifşaya varıncaya kadar. En son olay TIR konusunda kimin eli kimin cebinde ortaya yeni yeni çıkıyor. Savcı asker müşterek hareket ediyor. Savcı, polise yaptıramayınca askeri adli kolluk olarak kullanıyor. MİT yasasının 26. maddesine göre başbakandan izin alması lazım. Başbakanın ve Adalet Bakanlığı’nın bu yapılanlardan haberi yok. ‘Ben yaptım oldu’ mantığıyla hareket ediyorlar. Jandarmadaki uygun adamı buluyor ve yaptırıyor.

TAKİP EDİYORUZ
Fethullah Gülen’den yeni bir mektup, sulhname var mı?
Bana gelen herhangi bir mektup yok. Sadece yazılı ve görsel medyada takınılan tavırları takip ediyoruz. Yeni adımları gördük. Tam aksine şantaj politikaları sürüyor.
uBir paralel yapılanma olduğunu söylüyor, ajanlık ve vatana ihanet olduğunu ifade ediyorsunuz. Geçmişte bu kesimlere sıcak bakıyordunuz. Geriye baktığınızda ne düşünüyorsunuz?
Ben Başbakan olarak herkesle eşit mesafedeyim. Orada bir suç veya yanlış olmadıktan sonra aynı şekilde hizmetine devam edersin. Bizim kimseye düşman olmak gibi bir derdimiz yok. Ülkede cemaat yok cemaatler var. Bugüne kadar nerden gelirse gelsin meşru olan bütün taleplere mümkün mertebe hep olumlu cevaplar verdik.
Paralel yapılanmayı fark etmeniz 7 Şubat mı yoksa daha önce mi?
En somut olay MİT krizi. Onu biz bizzat yaşıyoruz. Somut hale gelmesi için bazı şeylerin yaşanması lazımdı. Yaşananlar kimin kiminle bağlantılı olduğunu gösteriyor.

LAİKLİK PROGRAMDA
Brüksel’de daha önce genelde laiklik konuşulurken şimdi cemaat ile anılmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’nin aldığı mesafe ortada. İslam ve laiklik konusunda kazandırdıklarımızı gayet iyi biliyorlar. Mısır’da laiklikle ilgili yaptığım konuşmayı da biliyorlar. Orada laiklik konusunun İslam’la ters düşmediğini Müslüman Kardeşler’e de anlatmıştım. Kaldı ki bizim parti tüzüğümüze göre de laiklik devletin bütün inanç gruplarına aynı mesafede olması.
HSYK düzenlemesine nasıl bakıyorlar?
AB ülkelerinde farklı farklı uygulamaların olduğunu biliyoruz. Eksiklikleri gidermek amacıyla dünyadaki gelişmeler doğrultusunda yasaları ve düzenlemeleri güncellemek yasamanın görevidir.
Nitekim bu konuda daha önce anayasa değişikliği yaptığımızda kimse bir şey dememişti. Şimdi de yeni koşullar doğrultusunda bir güncelleme söz konusu.

Haberin Devamı

Sulh mektubu yok şantaj var

Haberin Devamı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Brüksel dönüşü uçakta gazeteciler ile sohbet etti
Fotoğraf: AA

Haberin Devamı

2014 AB ile milat olabilir
AB’de de güçlü bir destek aldınız. Bunu nasıl değerlendirdiniz?
2014 milat olabilir, dedim. AB sıkıntımız Almanya- Fransa ittifakı nedeniyle. Almanya seçimi yaşadı. Olumlu bir koalisyon oldu. Fransa’da iyi yaklaşımı olan bir idare geldi. Hollande, Ankara’ya geliyor ve temaslarımız olacak. Almanya seyahatim olacak. Bu görüşmelerle birlikte bloke edilen fasıllarla ilgili mesafe alabiliriz. Eğer mesafe alabilirsek bu yıl farklı olabilir. Bu yıl Mayıs’ta AB seçimleri var. Ekim-Kasım’da hem AB Komisyon Başkanı hem de Kongre Başkanı değişiyor. Van Rompuy ve Barroso değişiyor. Bunu göreceğiz. Bu değişimlerdeki farklı bir yerlere gelmeyi hedefleyebilir. Bunları görmemiz lazım. Elimizden gelen gayreti ortaya koyacağız. Mevlit Bey ve Dışişleri gerekli çalışmaları, AB üyesi ülkelerde yapacaklar.
Kıbrıs da var mı bu çalışmalarda?
Anastasiadis’e bağlı. Kendisi radikallerin ve kilisenin baskı altında. Bunlardan sıyrılabilirse ilerleme kaydedilebilir. KKTC’nin yapıcı olması için çalışıyoruz. Bir an önce neticeye varalım diye uğraşacağız.

Yeni demokrasi paketi
Daha fazla demokratikleşme diyorsunuz. Yeni paket hazırlıkları var mı?
Meclis’e gönderdiğimiz var. Ayrıca yeni hazırlıklar var. Olgunlaşsın ondan sonra detaylarını veririz.
HSYK konusunda anayasa değişikliği mümkün olacak mı?
Anayasa değişikliği muhalefet açısından kapandı. Bizim de yeteri sayıya ulaşmamız imkânsız. MHP kapıyı kapattı. Ana muhalefet olan CHP anayasa uzlaşma komisyonunda da olumlu tavır sergilemedi. RTÜK’ün üye seçimi gibi HSYK için de benzer bir düzenleme yapmayı önerdik. Kabul etmiyorlar.

TMSF’nin tasarrufu
Mustafa Sarıgül ile ilgili TMSF kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?
O tamamen TMSF’nin kendi tasarrufudur. Korkmaz Yiğit’ten yeni bir belge gelmiş. Ona göre onlar da böyle bir tasarrufta bulunmuşlar.

Dikey kök salıyoruz
Brüksel’de TÜMSİAD etkinliğinde yapılan bir konuşmada 3 dönem şartından vazgeçmeniz istenmesini nasıl karşıladınız?
Daha önce de söyledim. Bizim partimiz farklı. Bir defa kökü sağlam olan bir partiyiz. Buna inanıyorum. Yatay kökleşmeden çok dikey olarak kök saldığımız için sağlamız. Gelecek kuşaklara çok farklı bir siyasi zemin hazırladığımıza inanıyorum. Bunu biz yapmazsak kim yapacak.

Cenevre’den umutlu olmak istiyorum
Brüksel temaslarınız sırasında medyaya düşen Suriye fotoğrafları konusunda AB yetkililerinin tepkisi ne oldu?
Hepsi bundan çok rahatsız. Ciddi adım atılmasından yanalar. AB’nin çok daha kararlı davranması gerektiğine inanıyorlar. Putin’in Avrupa seyahati var yakında. Bunu ona da anlatmaları gerektiğini söyledim.
Cenevre-2 toplantısından umutlu musunuz?
Umutlu olmak istiyorum.
Bu ziyaretinizde siz kendinizi Avrupa’nın siyasi kanadına anlatma imkanı buldunuz. İş dünyasına nasıl anlatmayı düşünüyorsunuz? Davos daveti bu açıdan bir fırsat olabilir miydi?
Ali Bey ve Mehmet Bey oradalar. Onlar gerekeni anlatıyorlar. Bu zaten onların görevidir. İlerleyen zamanlarda da değişik ülkelere ziyaretlerimiz de söz konusu olacaktır. Gittiğimiz yerlerde kendimizi anlatma fırsatı bulunuz.