Nagehan Alçı

Nagehan Alçı

nagehan.alci@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Herhalde dünyada başka bir ordu yoktur ki kendi bünyesinden ideolojik gerekçelerle bu kadar çok kişiyi ihraç etmiş olsun. Ve yine herhalde dünyada başka hiçbir ordu yoktur ki kendi içinde gizlenerek kök salan bir yapı güçlenip hâkim olmak için türlü çeşitli kumpaslarla yüzlerce mensubunu mağdur
etmiş olsun…

Olguların ve olayların üst üste bindiği, çok sayıda zarar görmüş ismin var olduğu bir askeri kurumumuz var maalesef. 15 Temmuz’dan sonra FETÖ’cülerin ordudan attıklarının geri dönüş yolu üzerine konuşulmaya başlanınca ben de işi biraz geriye götürüp esas ihraçların olduğu 28 Şubat dönemindekilerle başlayıp günümüze kadar gelmek istedim. FETÖ’nün ihraç ettiği isimleri tanıyan ve onların dönmesi için çalışan Hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok’la da konuştum, 28 Şubat ihraçları üzerine mücadele veren Adaleti Savunanlar Derneği’nin (Asder) basın komisyonu başkan yardımcısı emekli Kıdemli Albay İbrahim Keleş’le de.

Haberin Devamı

28 Şubat’ta TSK’dan ihraç edilenler denince 1993-2002 arası kastediliyor. Bu sürede YAŞ kararlarıyla atılanların sayısı 1600’ün biraz üzeri. Hatırlayın, o dönem TSK’da daha önce de olan başörtüsü ve dini sembol karşıtlığı tavan yapmıştı. 93’te her personele tayin formu doldurma zorunluluğu getirildi ve eş ve çocukların fotoğrafları istenmeye başlandı. Başörtüsü ve sakal avcılığı net bir şekilde bu yolla yapılıyordu.
Yalnızca bu da değil, solcu kimliği dolayısıyla da atılanlar oldu, bu sayının içinde onlar da var.

1993-95 arası ile 95 sonrasını birbirinden ayırmak lazım, 93’e kadar ‘gerici’ kategorisine sokularak namaz kılmaları vs bahane edilerek ordudan Gülenciler de ihraç ediliyordu ancak kaynaklarım 95’te Gülen’den elemanlarına gizlenme talimatı gittiğini söylüyor. Bunun üzerine içki içmeye ve eşlerinin başlarını açmaya başlamış FETÖ mensupları. İbrahim Keleş’in anlattığına göre böyle yapınca onları ordudan atan generaller bu kez kendilerine ‘Doğru yolu buldun’ anlamında takdirname vermeye başlamışlar. Kendilerini gizlemeyen, eşleri başörtülü, gümüş yüzük takan, namaz kılan ordu mensupları ihraç edilirken Gülenciler ortama uyum sağlayarak takdir ve teşekkürlere boğulmuşlar.

Haberin Devamı

3500 kararname mağduru

Gelelim Ak Parti dönemine... 2002’de Ak Parti iktidara geldikten sonra YAŞ’ta ihraç kararlarıyla ilgili önce Başbakan Abdullah Gül, sonra da Başbakan Tayyip Erdoğan şerh koymaya başlamışlar. Bunun üzerine YAŞ kararıyla ihraç edilmeler durmuş ancak bu kez de ikili ya da üçlü kararnameyle ihraç yoluna gitmişler ve bu 2013’e kadar sürmüş! 2013’e kadar nasıl sürdüğünü 15 Temmuz’da ortaya çıkan tablodan anlayabiliriz, Genelkurmay Başkanı’nın yaveri olacak kadar kritik pozisyonlarda örgütlenmiş ve askeri istihbaratın köşe taşlarını tutmuş bir FETÖ için ekarte etmek istedikleri hakkında birtakım deliller üretip siyasilerin önüne koymak hiç de zor olmasa gerek!

İkili ya da üçlü kararnameyle ihraç edilenlerin sayısı
3500 civarında. Bunun içinde 28 Şubat zihniyetiyle atılan da var, solculuktan atılan da, FETÖ’ye düşmanlıktan da... Kısacası, hepsi bu sepetin içinde.

Haberin Devamı

‘Onur iadesi’ gerek

Önümüzde iki başlık mevcut: Birincisi YAŞ ile atılanlar. Bunlarla ilgili
2011 yılında 6191 sayılı kanun çıkarıldı ve orduya geri dönüşlerinin yolu açıldı. Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay bir komisyon oluşturarak müracaat edenleri değerlendirdi ve yaklaşık 1000 kişi geri döndü. (Kaçının başvurduğu ve kaçının hangi gerekçeyle kabul edilmediği bilgisine henüz ulaşamadım-na) Geri dönenlere emsal üzerinden emekli olmak, kimlik kartı ve silah hakkı geri verildi ama geçmişe dönük bir maaş ya da tazminat ödemesi yapılmadı. Halbuki kamuda geri dönüldüğünde aradaki sürede çalışmış sayılır. Burada rütbeler aradaki dönemde çalışmış gibi yükseltildi yalnızca.

Kararnameyle atılan 3500 kişiyle ilgili durum ise bambaşka. Onlardan dönen olmadı. Esasen kararnameyle atılanlara yargı yolu açık
ancak çoğu nasıl ihraç edildiklerini bilmedikleri için yargıya da başvurmadılar.

Kısacası, burada iki mesele var:

1) Kararnameyle atılanları inceleyip geri dönüşlerin yolunu açmak

2) YAŞ’la atılıp geri gelenlerin hem maddi kayıplarını telafi etmek hem de bir ‘onur iadesi’ yapmak. Zira aradan geçen yıllar içinde ‘Ordudan atıldı’ lekesinin ağırlığı altında yaşadılar, şimdi haklı olarak kendilerinden özür dilenmesini istiyorlar.

Sağlıklı, bütün toplumu kucaklayan, tek tipçi vesayetçi ideolojinin esiri olmamış bir ordu istiyorsak bu hususları dikkate almak da FETÖ ile mücadele
kadar önemli...