Nagehan Alçı

Nagehan Alçı

nagehan.alci@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sen ve ben, siz ve biz’i olmayan hiçbir yer kalmadı ülkede. Ne acı! Gece ve gündüz gibi ikiye ayrılıp, aradaki uçurumun habire derinleştiğini izler durur olduk. Kan akıyor. Can acıyor... Çarşamba günü Berkin’in ardından sel olan kalabalıklar, tam Hrant’ın ardından toplanılan yerde bir araya geldiler. Binler, on binler, yüz binler... Gencecik bir çocuktu Berkin. Bir polis fişeğiyle öldü. O cinayetin acısını yaşarken iki can daha gitti. Çocuklarımızı yiyen, öldüren bir kalabalık hakim oldu sokaklarımıza...
Devletin elini sistematik olarak kana buladığı bir ülkeydi eskiden Türkiye. Hepimiz hatırlıyoruz. Faili meçhullerin rutin olduğu, insanların sırf Kürt diye sokaklardan toplandığı, kemiklerinin bile bulunamadığı bir ülke. Onca siyasetçi geldi, geçti... Tayyip Erdoğan’a kadar kimse durduramadı bu çarkı. Ya da durdurmadı... Biz Erdoğan’ı faili meçhulleri bitirdiği, Türkiye’yi sokaklarında beyaz Toroslar’ın değil, çocukların dolaştığı bir ülke haline getirdiği için destekledik. Her gün ölüm haberlerinin geldiği coğrafyada artık nevruz bayramı kutlanabildiği için. Kürtçe isim koymak yasakken artık Kürtçe okul açılabildiği için. Artık devletin vatandaşın tepesinde değil, yanında olacağı umudu doğduğu için...
İşte tam da bu nedenlerle Berkin’in ölümünün üzeri örtülemez! Bu ülke JİTEM’in faili meçhullerinden polisin faili meçhullerine evrilen bir yer olamaz! Olmamalı! Tayyip Erdoğan geçmişin karanlığıyla savaştıktan sonra bu günün karanlığına sessiz kalmamalı. Berkin Elvan’ın katilini bulmalı ve yargı önüne çıkarmalı. Kanayan vicdanların başka pansumanı yok...

Haberin Devamı

İtidal
Gezi’den beri bu ülkede ‘kaos mühendisliği’ yapılmaya çalışıldığına şüphe yok. Demokrasinin temeli olan protesto hakkından başlayan Gezi, sokakların karıştırılmaya çalışıldığı bir sürece evrildi maalesef. Berkin’in ve Burakcan’ın cenazeleri ile zaten hiç bitmemiş olan süreç ikinci bir ivme kazandı.
Ancak... Tam da bu kaos mühendislerinin altındaki zemini çekmek Başbakan’ın elinde. ‘Sizden-bizden’e bakmadan, Berkin’in katilini bularak, Burakcan’a sahip çıktığı gibi Berkin’in ailesi ile de empati kurarak bozabilir oyunu. Ancak ülkeyi karıştırmak isteyenlere kızıp Berkin’i de, ailesini de Burakcan’ınkin-den keskin bir çizgiyle ayırıyor.
Yapma Başbakan! Özgiller’in vicdansız provokasyonlarına gelme! Balkondan sarf ettiğin ‘Bütün Türkiye’nin Başbakan’ıyım’ sözlerin kulaklarımızda. Seni sevmeyen, senden nefret eden, sana kin besleyenin de başbakanı ol. Berkin’in ailesinin sözlerini acıların en büyüğü olan evlat acısına ver. El uzat. Cebinde demir bilye de olsa 14 yaşında bir çocuktu Berkin. 16 kiloya kadar düşüp kuş gibi uçtu gitti bu dünyadan. İnan uzattığın ele karşılık gelmese de kaos mühendislerinin oyunu ancak böyle bozulur.

Haberin Devamı

Temsilsiz kitlenin sokağa çıkışı
Bu günün karanlığı Berkin’in ölümüyle sınırlı değil elbette. Kitleleri yönlendirmeye çalışan, ülkeyi yönetilmez hale getirmek için uğraşan bir el var. Burak Can’ın, Berkin’in, Ahmet’in ölümünden sorumlu olan o el. Berkin’in cenazesi alındığı sırada Adli Tıp’ın önünde toplanan gençlerin yüzünü maskenin ardına gizleyen, onların kaldırım taşlarını sökmesini keyifle izleyen o el... Gezi’de Başbakanlığı basan o el. Okmeydanı’nı savaş alanına çeviren, Berkin evden çıktığında mahallesini çatışmaların yaşandığı bir yer haline getiren o el...
Birileri AKP seçmeni olmayan kitleler üzerinden bir oyun kuruyor. O kitleler güçlü bir Erdoğan karşısında kendilerini sahipsiz ve temsilsiz hissettikleri için öfkeliler. Ak Parti politikalarına karşılar ama kendi politikalarını üretecekleri bir mecra yok. CHP onların gerisinde kalmış. Ufukta yeni bir oluşum da yok. Kendilerini mağdur hissediyorlar. Gezi’nin kitleselleşmesinin bir sebebi bu kitlenin kendisini ifade yöntemi olarak Gezi’yi görmesi. Başbakan bu kitleyi düşmanlaştırmamalı. Onların arkasına saklanan oyun kuruculardan bu kitleyi ayırmalı.

Haberin Devamı

Alevi açılımı, hemen ve ‘ama’sız
Sokakların ateşe verilmesinin en tehlikeli boyutu Alevi meselesi. Alevi vatandaşlarımız kendilerini hala 2. sınıf hissediyorlar. Ak Parti onların beklenti ve ihtiyaçlarını karşılamadı. Gezi’de bu nedenle kitlesel olarak sokaklara çıktılar. Şimdi de bu yumuşak karnı gören çevreler Berkin üzerinden bir Alevi-Sünni çatışması çıkarmaya çalışıyorlar. Çok şükür ki halkın sağduyusu var...
Ancak artık geç de olsa Alevilerle ilgili gerekli adımları atmalı hükümet. Bir an önce cemevlerinin statüsünden başlayarak Alevi vatandaşlarımızı kucaklamalı. Karşılık beklemeden...

Bir balkon konuşması gerek
Maalesef Berkin üzerinden gözyaşı tacirliği yapan çevreler çok. Aylardır sistematik bir şekilde karıştırılmaya çalışılıyor Türkiye. Şimdi de Berkin’in ölümü üzerinden çalışıyor aynı güçler. Başbakan da bunu görüp daha da sertleşiyor. Yıllardır büyük bir mücadele ile ileri taşıdığı ülkesini yakıp yıkmaya çalışanlara öfkeleniyor. Ancak bence bu noktadan sonra öfke öfkeyi doğuruyor. Onun yerine bu çevreleri yalnızlaştırmak için onların kendilerine kalkan yaptıkları kalabalıkların kendisine yönelik öfkesini yatıştıracak bir adım atsa? Bir balkon konuşması daha yapsa mesela? Sarsa, kucaklasa? Aldatılmışlık hissini bastırarak yumuşasa? Her şey daha iyi olmaz mı?