Bu aralar Türk siyasetinde en çok konuşulan konulardan biri İstanbul adayları. Hem AK Parti hem de CHP kulisleri kaynıyor. Bugün ben de bu konudaki en taze bilgileri sizinle paylaşacağım...
Şimdiden diskalifiye olan aday
AK Parti’de İstanbul’a Başkan olmayı düşünen dört aktör öne çıkıyor:
1)Şu anki Başkan Kadir Topbaş, 2) AB Bakanı Egemen Bağış, 3) Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve
4) İstanbul il Başkanı Aziz Babuşçu.
Bu yarış sürecinde şansı en az olan hatta hiç olmayan isim Aziz Babuşçu. Bu ismi parti teşkilatı ve üyeleri iyi tanıyor ama Babuşçu‘nun İstanbul halkındaki tanınma oranı çok düşük. Nitekim tüm bilimsel anket çalışmaları bunu gösteriyor.
Başbakan, Babuşçu’ya neden kızdı?Öte yandan Babuşçu ile Egemen Bağış arasında İstanbul adaylığı etrafında bir soğuk savaş yaşanıyor. Daha doğrusu Babuşçu‘nun liberalleri hedef alan birkaç konuşmasında esasen “liberal” olarak gördüğü Bağış’ı hedef aldığı ve Bağış’ın da bundan çok rahatsız olduğu AK Parti kulislerinde konuşuluyor...
Peki ama neydi, Bağış’a yönelik olduğu iddia edilen sözler? Babuşçu şöyle demişti:
“10 yıllık iktidar dönemimizde şu ya da bu şekilde bizimle paydaş olan liberaller, gelecek 10 yılda bizimle paydaş olmayacaklar. Çünkü bu geçtiğimiz 10 yıl içinde, bir tasfiye süreci ve bir özgürlük, hukuk, adalet söylemi etrafında yaptıklarımıza paydaşlar vardı. İnşa dönemi onların arzu ettiği gibi olmayacak. Dolayısıyla o liberaller bizimle beraber olmayacaklar.”
Babuşçu’nun liberal-demokratları dışlayan bu sözlerine Başbakan Erdoğan‘ın da sert tepki verdiği ve “Gerçek liberallerle sahtelerini iyi ayırarak konuş. Zor zamanlarımızda da yanımızda olanlara ayıp etme” diye Babuşçu’yu uyardığı iddia ediliyor.
AK Parti’nin önde gelen bir yöneticisi de bu konuda şöyle söylüyor:
“Babuşçu’ya hükümetimizi darbecilere karşı savunan medyanın merkez üssü olan Sabah gazetesinin başyazarının bir liberal-demokrat olan Mehmet Barlas olduğunu hatırlattık. Sabah’ın yazarlarının çoğunluğunun da kendini liberal olarak tanımladığını söyledik. Aynı şekilde Yeni Şafak’ın başyazarı konumundaki isim de bir liberal-demokrat olan Ali Bayramoğlu. Hem Barlas hem de Bayramoğlu‘nun görüşlerine Başbakan’ın ne kadar değer verdiği herkesin malumu. Manzara buyken liberal aydınları hedef alan o sözlerin hiçbir anlam ve önemi yok.”
Topbaş, Bağış ve Yıldırım cepheleri ne diyor?Bu arada tarzları itibariyle birbirine benzeyen Kadir Topbaş ve Binali Yıldırım da bu yarışı sessiz ve derinden götürüyor. Kulislerde Gezi olayları sürecinin Kadir Topbaş’ı yıprattığı ve bu yarışta geriye düşürdüğü söyleniyor fakat Topbaş’ın yakın çevresi farklı düşünüyor. Şöyle diyorlar:
“Kadir Başkan mütevekkil bir insan. Aday yapılmazsa da hiç önemsemez. Ama aday olursa kesin kazanır. Zaten anketler de böyle gösteriyor. 1994’te Erbakan Hoca, Tayyip Bey’i İstanbul’a aday yapmayacağını açıkladığı zaman ilk başkaldıranlardan ve Erbakan‘a net bir dille itiraz edenlerden biri Kadir Topbaş’tı. Kadir Bey sakin gözükür ama yeri geldi mi haksızlık karşısında baş kaldırmayı bilir. O dönem Erbakan’a hiç kimse itiraz edemezdi ama Kadir Bey, o zamanlardan beri lideri olarak gördüğü Recep Tayyip Erdoğan için bu cesareti gösterdi.”
Binali Yıldırım cephesinin İstanbul adaylığı meselesine bakışı ise şöyle:
“Binali Bey polemikçi değildir, ağzı laf yapmaz. İş yapmak, üretmek, projeler ve icraatlar ortaya koymak isteyen biridir. Elbette bunu İstanbul için de ister. AK Parti hükümetinin ilk gününden beri Bakanlık yapan yegane isimdir Binali Bey. 11 yıldır bu kadar büyük işleri organize etmesine rağmen hakkında tek şaibe yok. Halkın gözünde Binali Bey’in itibarının çok yüksek olduğu ortada. Anketler de böyle gösteriyor.”
Egemen Bağış cephesinde ise durum şu:
“İstanbul adaylığı konusunda Egemen Bey’e parti tabanından ve İstanbullulardan çok talep geliyor. Anketler de bunu gösteriyor. Ayrıca tüm parti teşkilatlarında Sayın Başbakanımızın son seçimlerde Egemen Bey’in bölgesini değiştirip hemen kendinden sonra ikinci sıraya yerleştirmesi ‘İstanbul’a adaylık işareti’ olarak algılanıyor. Öte yandan Egemen Bey her ortamda ‘Ben Tayyip Erdoğan’ın emrindeyim. Beni nereye layık görürse oradayım. Hiç makam hırsım yok. Asla liderime itiraz etmem’ diyor. Hatta bunu bu lafların çıktığı ilk günlerde Kadir Topbaş’a da söyledi kendisi.”
Kararı halkın iradesi belirleyecekDikkat ederseniz İstanbul için ön plana çıkan üç AK Parti adayı da anketlere yani seçmen iradesi konusundaki bilimsel araştırmalara işaret ediyor. Çünkü her ne kadar İstanbul adayını Başbakan Erdoğan belirleyecekse de Erdoğan‘ın kafasındaki ismi belirleyecek tek kriter İstanbul halkının iradesi. Bu iradeyi yansıtan da Erdoğan‘ın 20 yıldır her hafta düzenli olarak incelediği araştırma sonuçları.
Nitekim 2009 Ankara seçimlerinde, hükümetin ikinci adamı Bülent Arınç her yerde açık açık “Artık Ankara’da Melih Gökçek dönemi bitmiştir” diyordu. Başbakan’ın o dönemki kimi danışmanları biz gazetecilere “Gökçek için game over” diyordu. Fakat Erdoğan, Ankara halkının iradesini yansıtan anketlere baktı ve Gökçek‘ten başka kimi koyarsa koysun başkentin CHP’ye gideceğini gördü. Çevresinin bütün telkinlerini elinin tersiyle itti ve Melih Gökçek’i aday yaptı...
Dolayısıyla 2014 seçimlerinde de İstanbul’un çoğunluk iradesini alabilecek yegane ismi Başkanlığa aday yapacak Erdoğan...
Sarıgül meselesi
Peki CHP cephesinde durum ne? Mustafa Sarıgül aday olacak mı? Daha evvel de söyledim: Benim tanıdığım Sarıgül İstanbul’a aday olursa, bu konumla yetinmez. İstanbul’u aldığı an CHP Genel Başkanlığı’na da yürür ve istediğini de elde eder. Nitekim burada yazmıştım: Bundan birkaç ay önce ABD Büyükelçisi Ricciardone, Sarıgül’ü davet etti. Baş başa konuştular. ABD Büyükelçisi, Sarıgül’ü “Potansiyel CHP Genel Başkanı” gibi ağırladı. ABD’nin Sarıgül’e tam destek verdiği açık bir gerçek. Öte yandan Sarıgül, iş dünyasının duayenlerinden Rahmi Koç’u ve siyaset dünyasının duayenlerinden Hüsamettin Özkan’ı da “akıl hocası” olarak görüyor. Onlara sık sık danışmaktan çekinmiyor. Anketlerde de CHP açısından en güçlü olabilecek adayların başında geliyor Sarıgül. CHP’li diğer isimler onun yanına yanaşamıyor.
Fakat Sarıgül sadece kendisinin “zorla” partiye kabul edilip aday olmasından yana değil. İsteği, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ekranlara çıkıp onu ve en az 300 arkadaşını resmen partiye davet etmesi. Ancak böyle bir ortak bir basın toplantısıyla, arkadaşlarıyla birlikte CHP’ye davet edilirse aday olmayı kabul edecek...
CHP’den sağlam bir kaynağım Sarıgül‘ün tek şartının bu olmadığını da söylüyor. O kaynağıma göre Mustafa Sarıgül, Kılıçdaroğlu ve ekibine Beşiktaş, Şişli, Kadıköy ve Bakırköy adaylarını da kendisinin belirlemesi koşuluyla İstanbul adayı olabileceğini belirtmiş. Bu da şu anlama geliyor: Şayet Sarıgül‘ün İstanbul adaylığı kesinleşirse İsmail Ünal, Selami Öztürk ve Ateş Ünal Erzen de tasfiye edilecek ve yerine yeni adaylar gelecek...