Geçen hafta bu köşede yayınlanan “Genelkurmay yazılı emir istiyor” başlıklı yazı büyük yankı yarattı. Bir haftadır bu konu tartışılıyor...
Genelkurmay’ın tavrı, açık konuşmak gerekirse, generallerin bu süreçten ötürü “içeri atılma ” kaygısıyla ilgili. Hükümet çevrelerine göre bu endişe son derece boş ve yanlış...
Bir demokraside generallerin ve tüm bürokratların sivil hükümetin yazılı ve sözlü emirlerini yerine getirmesi “yargılanma” konusu olamaz... Bilakis, bir demokratik hukuk devletinde eğer bürokratlar Başbakan’ın talimatlarına uymazlarsa yargılanırlar...
Yani yarın bir asker ya da polis çıkıp “Ben Başbakan’ın belirlediği devlet politikasını tanımam. Önüme çıkanı vururum” derse bu hareketi yapan memur görevden atılır ve hapsi boylar...
Hükümet sivil iradeye karşı itaatsiz davranabilecek devlet içi aktörlere karşı hiç taviz vermeyecek bu süreçte, onu da belirtelim...
Eğer demokratik bir ülkede savcılar ve hakimler seçilmiş sivil hükümetin belirlediği, terörü bitirme yöntemini “yargılama konusu” haline getirirlerse onlar da önce meslekten men edilirler sonra da kendileri yargılanırlar...
Bu temel ilkeden hareketle Türkiye örneğine gelelim ve daha açık konuşalım...
Bu barış ve çözüm sürecinde 7 Şubat benzeri hukukdışı tavırları alan yargı mensupları olursa meslek hayatları sona erer ve bu yaptıklarının hesabını çok ağır verirler . Ama ben hiçbir savcının bu süreçte böyle bir akılsızlığa ve hukuksuzluğa yelteneceğini sanmıyorum...
O yüzden generaller ve Genelkurmay rahat olsun...
Demokrasiyle başa gelmiş sivil hükümetin yazılı veya sözlü emirlerine itaat etti diye bu ülkede hiçbir asker ceza almaz, içeri girmez ...
Şu an içerde olanlar demokratik iradeye meydan okuyan,sivil hükümeti ortadan kaldırmaya kalkan askerler... Genelkurmay (ve tüm devlet kadroları) bunu hiç unutmamalı...
Milliyet Diyarbakır’da
Kim ne derse desin Milliyet gazetesi genel yayın politikası itibariyle barış ve çözüm sürecine elinden geldiği kadar katkı sağlamaya çalışan bir gazete. Elbette köşelerde herkes kendi siyasi ideolojisi doğrultusunda dilediğini yazar ama genel yayın politikası çözümü ve barışı tam destekliyor. Üstelik Milliyet’in sürece bu desteği herhangi bir marjinal gazetenin desteği gibi değil. Milliyet Türkiye’nin en etkili, en güçlü ve kamuoyu yaratma yeteneğine en çok sahip olan gazetelerinden biri...
Derya Sazak Diyarbakır a gelmem için beni aradığında maalesef çok önceden söz verdiğim bir programım vardı.Çok üzüldüm katılamadığıma... Fakat ben gidemesem de Milliyet’in Diyarbakır çıkarmasını çok önemsiyorum...
21 Mart 2013’ten sonraki Türkiye bir daha asla eskisi gibi olmayacak. Milliyet de bu tavrıyla “Barıştan ve çözümden dönüş yok” diyor...