Nagehan Alçı

Nagehan Alçı

nagehan.alci@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Başbakan Davutoğlu, Hacı Bektaş ziyaretinin ardından kendisine eşlik eden gazetecilere yaptığı açıklamada, önemli bir ‘zihniyet dönüşümü’ne vurgu yaptı: Psikolojik olarak aşmamız gereken şey Sünni çoğunluğun, Alevi/Bektaşililiği dışarıda, farklı ve öteki görmesi. Alevilerin aşması gereken şey de acılar üzerinden aidiyet kurmak. Bu devlet bizim, bu siyaset bizim demeliler

Cemevini ziyaret edeceğim Dersim’e gideceğim

‘Bizim yolumuz Hz. Ali’nin, Hz. Hüseyin’in, Hz. Hasan’ın ve bütün 12 imamın yoludur” diyen, Bektaşi Ocaklarını kapatan 2. Mahmud’u eleştirip “Bektaşi geleneğinin sürmesi bizim gücümüzdü” tespitinde bulunarak resmi tarihe meydan okuyabilen, “Dersim modern bir Kerbelaydı” betimlemesi yapan, tek tipçi anlayışlara yüksek sesle karşı çıkan, çoğulcu bir toplumu tarif eden, engin bir birikimle Aleviler’i ve esasen tüm farklılıkları kucaklayan bir konuşma yaptı dün Başbakan AhmetDavutoğlu Hacı Bektaş’ta.
Hacı Bektaş’ın benim için ayrı bir yeri vardır. Çocukluğumun yazlarını babamın işi dolayısıyla Nevşehir’e yakın bir yerde geçirirdik ve rahmetli babam bizi belli aralıklarla Hacı Bektaş türbesine götürür, türbeyi ve Bektaşiliği anlatırdı. Sünni Türk bir aileye doğmuş bir çocuktum ama farklılıkların zenginlik olduğunu ve onları kucaklamayı babamın açtığı yoldan yürüyerek öğrendim. Ancak, ne yazık ki Türkiye kucaklamayı değil, uzaklaştırmayı, birleştirmeyi değil ayrıştırmayı ilke edinen bir ülkeydi yıllar boyu. O nedenle Davutoğlu’nun dünkü konuşması tarihi önemde. Zira o konuşma Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının ağzından bir zihniyet dönüşümüne işaret ediyor. Zaten Alevi meselesinin çözülmesi için yeniden kazanılan ivmede kilit yaklaşım da bu: Önce zihniyet dönüşümünü sağlamak, psikolojik boyutu ele almak.
Dün ben de Hacı Bektaş’taydım ve o tarihi konuşmanın ardından Başbakan ve ekibiyle birlikte İstanbul’a uçtum. O konuşmanın üzerine Davutoğlu ile uçakta da sohbet etme imkânı bulduk. Orada önümüzdeki günlerde İstanbul’da bir cemevini ziyaret edeceğini, ay sonunda da Dersim’e gideceğini öğrendik. Kısaca Alevi meselesini önce iletişimi güçlendirerek, hukuki, siyasal ve psikolojik boyutları birlikte ele alarak yürümek istiyor hükümet. Önce ortak talepleri belirleyip, dialoğu güçlendirip hukuki çerçevedeki adımları sağlam atmak istiyor. Başbakan’ın söylediklerinin özeti şöyle:

* Probleminiz bizimle değil: Tüm siyasal ve hukuksal boyutları esir alan boyut psikolojik boyuttur. Burada bir şey söyledim: Sizin probleminiz bizimle değil. Sizin probleminiz ulus devleti inşa ederken laiklikle birlikte dergâhları yok eden Osmanlı modernleşmesi içinde tarikatları terbiye eden anlayışladır, dedim.

* iki kere darbe yedi: Önce 2. Mahmut döneminde Yeniçeri Ocakları’nın kapatılması, ikinci olarak da cumhuriyet döneminde dergâhların kapatılmasıyla. Alevilerin kurumsal kimliği darbe yedi. Sözlü kültür olunca da kendisini yeniden devam ettirebilmesi sosyal hayat devam ettikçe olabiliyor.

* 2. darbeyi CHP vurdu: Fakat buna rağmen CHP’yle özdeşleşme var. CHP üzerinden Osmanlı bitti gibi düşünülüyor. Sıkıntı burada. Orada belediye Başkanı, Dersim’i unutalım diyor. 1400 yıllık Aşura acısını anarken, Dersim’i unutalım diyor. “Bunu Dersimlilere sormak lazım” dedim ben de orada.

* Sünniler ‘öteki’ görüyor: Psikolojik olarak aşmamız gereken şey Alevi/Bektaşililiği Sünni çoğunluğun dışarıda, farklı, öteki görmesi. Alevilerin aşması gereken şey de acılar üzerinden aidiyet kurmak. Bu çok zor. Bu devlet bizim, bu siyaset bizim demeliler. Sünni kesim de onlara bu yaklaşımı göstermeli. Bana oy vermiş olsalar da olmasalar da Başbakan olarak benim hizmet etmem gereken vatandaşlarım. Ayırt etmek mümkün değil. Alevilere göre, Sünniler devletin sahibi Aleviler dışarıda ya da Sünnilere göre devletin resmi ideolojisini Aleviler koruyor, onlar üzerinden bize baskı yapılıyor, 28 Şubat gibi.

* Bütün kutsal mekânlarının bakımını yapacağız: Mevlevilikle Bektaşilik yasak ve biz yasaklamadık, devrim kanunuyla yasaklandı bu. Parayı niye alıyor, burası dergâh değil, burası müze diyor. Hacı Bektaş Veli türbesinin bir hafta önce Ankara Belediyesi’nden gelen ekipler peyzajını yaptılar. Diğer Alevi/Bektaşi kutsal mekânlarının da bu şekilde bakımını yapacağız. Buradaki Hacı Bektaş derneğine kamu yararına dernek statüsü verdik.

* Cemevi meselesini çalışıyoruz: Alisiz Alevilik diye bir trend var Avrupa mahreçli. Aleviliği ayrı bir din gibi örgütleme çabası. Cemevini kilise gibi görüyor, cami, cemevi, kilise havra gibi. Bunun dışında bir formülasyon arıyoruz. Bu işin sorumlusu AK Parti değil, Sünniler de değil. İskilipli Atıf Efendi’yi idam sehpasına götürenler, Seyit Rıza’yı da götürdü. Kuran kurslarını yasaklayanlar, Aleviliği de yasakladı. Zulümde eşit davrandı tek parti dönemi; o yönünü takdir etmek lazım, Kürtlere, muhafazakâr Müslümanlara, Alevilere...

* En cahil olduğumuz konu din: Cemevi ziyareti yapacağım. Dersim’e de gideceğim bu ayın sonunda. Din dersiyle ilgili rahatsız eden ne varsa söyleyin, konuşalım, düzenleyelim.
Din dersini tamamen kaldıralım demek başka. Avrupa’da var din dersinde kiliseye gidiyor öğrenciler. Bunu talep edebilir, ben de cemevine gitmek istiyorum, diyebilir. Ama mesele tamamıyla din karşıtı bir söylem. Aleviliğin Marksist kanadı, Aleviliği kullanarak bir odak oluşturmak istiyor. Bakın, Sultanahmet Camii’ni hiç görmemiş insanlar var. Bırak Alevi kesimi, Dışişlerinde iyi bir diplomat bana 6-7 sene önce bir soru sordu.
Dedi ki hocam bunlar Hanefilik diyor, Şafilik diyor, Şiilik diyor, nedir bunlar? Bizim toplumda cehaletin her türlüsü var, ama en cahil olduğumuz konulardan biri din konusu. Ateist olsan da İslam’ı bilerek, reddettiğin şeyi bilerek olman lazım. İŞİD benzer yapılar bize nüfuz edemiyorsa iki sebebi var. Biri İmam Hatip gibi yapılar. İkincisi de aileden alınan kültürle okulda az çok öğrenilen din dersi.

* Madımak Müzesi: Orada vefat edenlerin özel eşyalarını, hatıralarını sergileme talebi var. Tabii, olabilir.

* Mesele din karşıtlığı: CHP’nin önerdiğine baktığınızda orada mesele Alevilik değil, mesele din karşıtlığı. Din olmasın diyor. Din olmasın demek sanki Alevilik gibi sunulmuş.